Newroz kutlamasına 23 yıl hapis istendi

2016 Newroz kutlamalarında 'örgüt propagandası' yapıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturma tamamlandı. Savcılık, 2016 yılı Newroz etkinliğini 'terör örgütünün çağrısı üzerine yapıldığını' iddia etti.

Abone ol

DİYARBAKIR- 2016 yılında düzenlenen Newroz etkinliğinde 'terör örgütü propagandası' yapıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturma tamamlandı. Etkinliği, “Kanunsuz gösteri ve yürüyüş” olarak değerlendiren savcı, aralarında DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Seydi Fırat da bulunduğu 10 kişi hakkında 5 yıldan 23 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı.

4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, aralarında DBP Genel Başkan Yardımcısı Seydi Fırat ve dönemin İl Başkanı Hafize İpek'in de bulunduğu 10 kişinin “Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme”, “Terör örgütüne üye olma” ve “Terör örgütü propagandası yapma” suçlarından 5 yıldan 23 yıla kadar değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.

‘KUTLAMAYI ÖRGÜT İSTEDİ’

İddianamede, “PKK/KCK terör örgütünün öz yönetim ilanlarıyla özerk bölge oluşturma ve sözde direniş eylemlerini desteklemek amacıyla 2016 yılı Mart ayının başından itibaren, örgüte yakın yayın organlarından birçok kez Nevruz mitinginin gerçekleştirilmesi, bu mitingin sözde direniş sürecinin bayramı olması, direnişin bu şekilde büyütülmesi yönünde eylem çağrıları yapıldığı” ifade edildi.

DEMİRTAŞ’IN KATILDIĞI TOPLANTI

İddianamede, Newroz döneminde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın katıldığı bir toplantıya da dikkat çekildi. Buna göre “21 Mart günü yapılması planlanan Nevruz mitinginin baştan sona PKK/KCK bölücü terör örgütüne, örgüt çıkarlarına ve örgüt mensuplarına destek vermek, örgüt yöneticilerinin talimatları ve eylem çağrıları doğrultusunda örgütün bölücü ideolojisini geniş halk kitlelerine yaymak amacıyla organize edildiğinin değerlendirildiği” öne sürüldü.

Etkinlikten önceki günlerde Diyarbakır'ın değişik yerlerindeki reklam panolarına 'Direnerek kazanacağız' şeklinde pankartlar asıldığını belirten savcı, “Organizasyonla ilgili pankartlarda bile örgütün şiddet eylemlerinin sahiplenildiğini” vurguladı. Bu afiş ve pankartlara, Sulh Ceza Hakimliği kararı ile el konulduğu belirtilen iddianamede, “Eylemden iki gün önce Nevruz alanında yapılan kontrolde ise Sur, Cizre ve Silopi'de ölü olarak ele geçirilen PKK/KCK terör örgütü üyelerine ait dev pankartlar, PKK/KCK bölücü terör örgütünü simgeleyen çok sayıda pankart ve flamanın ele geçirildiği” kaydedildi.

Mitingin açılışında, “Diyarbakır'dan sözde Kürdistan'ın başkenti olarak söz edildiğini” ifade eden savcı, “Bu şekilde PKK/KCK terör örgütünün bölücü amaç ve söylemlerine yer verildiğini, açıkça Türkiye Cumhuriyeti topraklarının Kürdistan olarak belirtildiğini ve Tertip Komitesi'nin düzenlediği saygı duruşu ile mitinge katılan yaklaşık 15 bin kişilik kalabalık önünde terörist olarak ölmenin teşvik edildiğini” belirtti.

ÖCALAN POSTERLERİ

“Etkinlikte yapılan sinevizyon gösteriminde terörist başı Abdullah Öcalan'nın kalaşnikof marka tüfek ve bölücü terör örgütü simgeleriyle oluşturulmuş fotoğraflarının yansıtıldığına” değinen savcı, “konuşmalarda terör örgütünün ideolojisi doğrultusunda sözde öz yönetim/demokratik özerklik ortamının oluşması yönünde faaliyet gösterilmesi çağrılarının yapıldığını” vurguladı. “Nevruz etkinliğinin terör örgütü liderlerinden Murat Karayılan'ın örgütsel çağrıları doğrultusunda, bölücü terör örgütünün suç içeren yöntemlerini meşru gösteren, öven ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik eden örgüt propagandasına dönüştürüldüğünü” kaydeden savcı, etkinliğin “bu aşamadan sonra kanuna aykırı hale geldiğini” vurguladı.

GİZLİ TANIK BEYANI

İddianamede gizli tanık beyanlarına da yer veridi. Cesur Yürek kod adlı gizli tanığın 28 Mart 2016 günü verdiği ifadede, “PKK/KCK bölücü terör örgütü üst düzey yöneticilerinin talimatı ile belediye başkanlarına özerklik ilanı yapmaları konusunda baskılar yaptığını söylediğini” kaydetti. Gizli tanığın ifadesine göre DBP İl Eşbaşkanı Hafize İpek'in “Güvenlik güçlerince silahlı teröristlere karşı masum halkın huzuru için yürütülen operasyonları, masum halka karşı yürütülen saldırılar olarak nitelendirmek suretiyle tamamen gerçek dışı ve örgütün çıkarlarına uygun bir algı oluşturmaya çalıştığı” iddia edildi.