Newroz'da saldırıya uğrayan LGBTİ+'lar: Bayrağımızı dalgalandırmaya devam edelim

Diyarbakır’daki Newroz finalinde saldırıya uğrayan LGBTİ+'lar, "Newroz ateşinin yanında gökkuşağı bayrağımızı dalgalandırmaya hep birlikte devam edelim" çağrısında bulundu.

Abone ol

DİYARBAKIR - Diyarbakır'daki Newroz finalinde bu yıl da LGBTİ+’lara yönelik saldırı gerçekleşti. Newroz kutlamasına bayraklarıyla katılmak isteyen LGBTİ+’lar bir grubun saldırısına uğradı. Bayrakların indirilmesini isteyen grup LGBTİ+’lara yönelik linç girişiminde bulundu. Çevrede aralarında Türkiye İşçi Partisi üyelerinin de olduğu kişilerin duruma müdahale etmesi üzerine grup onlara da saldırdı. LGBTİ+'lar darp edilerek alandan çıkarıldı ve bayrakları yırtıldı, yakıldı.

Diyarbakır Barosu LGBTİ+ Komisyonu, Keskesor Amed LGBTİ+ oluşumu ve Barış için Kültürel Araştırmalar Derneği (BAKAD), Diyarbakır Newroz'unda LGBTİ+ bireylere yönelik ayrımcı ve homofobik saldırıya ilişkin İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi Vedat Aydın toplantı salonunda basın açıklaması yaptı. Bağımsız LGBTİ+ aktivisti Baran'ın okuduğu açıklamada Newroz alanının LGBTİ+’lar için güvenli olmadığı belirtilerek, "Alandaki LGBTİ+’lar olarak yine örgütlü bir saldırının hedefi olduk" denildi.

'SALDIRGANLARA YÖNELİK HERHANGİ BİR MÜDAHALE GERÇEKLEŞMEDİ'

2018 Newroz’undan beri sistematik olarak şiddete maruz kaldıklarını, şiddetin boyutunun her yıl giderek arttığını ve faillerin çeşitlendiği belirtilen Baran, 2023 Newroz’unun hemen öncesinde bir grup tarafından sosyal medyada tehdit içerikli paylaşımlar ve linç çağrısı yapıldığını belirtti. Bu konuda Newroz Tertip Komitesini bilgilendirdiklerini ve önerilerini sunduklarını söyleyen Baran, "Güvenlik önlemleri talep etmemize rağmen bu seneki Newroz kutlamalarında da alandaki güvenlik açığı nedeniyle örgütlü saldırganlara yönelik herhangi bir müdahale gerçekleşmedi" dedi.

'GÜVENLİKTEN SORUMLU 3 GÖREVLİ DE FAİLLER ARASINDAYDI'

Baran, Newroz alanında yaşananları şöyle anlattı:

"Gökkuşağı bayraklarımızı henüz kaldırmışken sözlü ve fiziksel saldırılar başladı. Örgütlü bir grup bayraklarımızı hedef aldı ve yoğun bir arbede başladı. 3 kişi bıçakla saldırdı. Saldırganların takibi alan boyunca devam etti. Bıçaklı saldırılar süresince tespit edebildiğimiz kadarıyla en az 5 kişinin telefonu çalındı. Alanın sınırında kolluktan destek istemek zorunda bırakılan bazı arkadaşlarımıza kolluk tarafından emniyet ve tertip komitesinin Newroz alanına dair almış oldukları ortak güvenlik kararı gereği müdahale edilemeyeceği ifade edildi... Her ne kadar belli bir grup bu saldırıları üstlenmiş görünse de fail profilinin çeşitli olduğunu Newroz alanında güvenlikten sorumlu üç görevlinin de failler arasında yer aldığını üzülerek söylememiz gerekiyor."

'NEWROZ'UN DİRENİŞ VE DAYANIŞMA RUHUNA GÖLGE DÜŞTÜ'

"Newroz alanı LGBTİ+lar için güvenli değilse hiç kimse için güvenli değildir" diyen Baran, güvenlik açığının Newroz'un direniş ve dayanışma ruhuna gölge düşürdüğünü belirtti. Şiddete en açık topluluk olmaktan kaynaklı LGBTİ+’lara yönelik özel önlemlerin alınmasının şart olduğunu dile getiren Baran, Newroz alanında yaşanan şiddetin failleri hakkında hukuki işlem başlatıldığını söyledi. Toplumsal muhalefetin tüm bileşenlerine 'Gelin örgütlü şiddete karşı hep birlikte mücadele edelim' çağrısı yapan Baran, "Önümüzdeki tüm Newroz'larda LGBTİ+ görünürlüğü yaratmaya, Newroz ateşinin yanında gökkuşağı bayrağımızı dalgalandırmaya hep birlikte devam edelim" diye konuştu.

İHD: TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNE DAYALI POLİTİKALARIN NETİCESİNİ YAŞIYORUZ

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun ise Newroz'da yaşanan nefret saldırısı nedeniyle üzgün olduklarını belirterek dayanışma çağrısında bulundu. Zeytun, geleneksel Kürt kıyafetleri ile Newroz alanına girişlerin yasaklandığı, giyenlerin gözaltına alındığı, 3 yaşındaki bir çocuğun dahi giydiği kıyafet nedeniyle Newroz alanına alınmadığı 'yoğun güvenlik önleminin' altında gerçekleşen bir Newroz kutlamasında LGBTİ+'lara yönelik saldırının faili olan kişilerin saldırıda kullandıkları aletleri alana nasıl soktuğu sorusunun havada durduğunu belirterek, "İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı politikaların her gün idari ve kamusal alanda uygulanmasının neticesini yaşıyoruz" dedi.