Nobel Ödüllü Rus gazeteci Muratov: Biz tiranlığın panzehiriyiz

2021 Nobel Barış Ödülü'nü Maria Ressa ile paylaşan Rus gazeteci Dmitry Muratov, Norveç'in başkenti Oslo'da düzenlenen törende, "Biz, tiranlığın panzehiriyiz" ifadelerini kullandı.

Abone ol

DUVAR - 2021 Nobel Barış Ödülü, dün Norveç'in başkenti Oslo'da düzenlenen törenle sahiplerine verildi. 'İfade özgürlüğünü koruma' çabalarından dolayı Filipinler'de 'Rappler' haber sitesinin kurucusu Maria Ressa ve Rus gazeteci Dmitry Muratov, ekim ayında 2021 Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmüştü.

"Gazetecilerin yaşlı ölmesini istiyorum" diyen Rus Novaya Gazeta'nın Genel Yayın Yönetmeni Dmitry Muratov, törende yaptığı konuşmada "Rusya'da gazetecilik karanlık bir dönemden geçiyor. Yüzü aşkın gazeteci, medya kuruluşu, insan hakları savunucusu ve STK, yakında zamanda 'yabancı ajan' olarak damgalandı. Bu, Rusya'da 'halk düşmanı' anlamına geliyor. Birçok meslektaşımız işini kaybetti, bazıları ülkeyi terk etmek zorunda kaldı" ifadelerini kullandı.

'HÜKÜMETLER, MİLİTARİST SÖYLEMDEN SORUMLUDUR'

Nobel Komitesi Başkanı Berit Reiss-Andersen'ın Ressa ile beraber, "yazıların silah, gerçeklerin hedef, gücün kötüye kullanımının teşhirinin ise zafer olduğu bir savaşın katılımcısı" diyerek nitelediği 59 yaşındaki Muratov, şöyle konuştu: "Savaşın agresif bir şekilde pazarlanması, insanları etkiler ve savaşın kabul edilebilir olduğunu düşünmeye başlarlar. Hükümetler ve onların propagandalarının destekçileri, devlete ait televizyon kanallarındaki militarist söylemden sorumludur. Ama dürüst ve dehşet verici resimleri gösteren ekranlar da var, onları gördüm."

'GAZETECİLERİN GÖREVİ AÇIK: GERÇEKLE KURGUYU AYIRT ETMEK'

Polonya-Belarus sınırındaki sığınmacı krizine de değinen Muratov, Avrupa'da yaşanan durumu, "Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko'nun başlattığı ve artık katliama dönüşen bir olay" sözleriyle tanımladı. "Lukaşenko, Ortadoğu'dan gelen sığınmacıları Avrupa Birliği'nin sınırlarını koruyan makineli tüfeklerle donatılmış muhafızlara doğru sürüyor. Her iki taraf da birbirini suçluyor ve çaresiz insanlar sıkışıp kalmış durumda" diyen Muratov, "Biz gazeteciyiz ve görevimiz çok açık - gerçeklerle kurguyu ayırt etmek" ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti:

"Hapishanelerde ve soruşturma sırasında işkence uygulaması, günümüz Rusya'sında hala canlı. Taciz, tecavüz, korkunç yaşam koşulları, ziyaret yasağı, doğum gününde annenizi arama yasağı, gözetimin sonu olmayan bir şekilde genişletilmesi. Ağır hasta insanlar gözaltında kilitli tutuluyor ve dövülüyor, hasta çocuklar rehin alınıyor ve aleyhinde hiçbir delil olmadan suçlarını kabul etmeleri için baskı yapılıyor."

İşkencenin, insanlığa karşı işlenen en ağır suç olarak kabul edilmesi gerektiğini aktaran Muratov, cezaevlerinde internet kullanımı olmadığı için mahkumların erişebilmesi adına Novaya Gazeta'nın basılı olarak yayınlandığını aktardı. 

'TANIK OLMAK, KANITLAMAK İÇİN GİDİYORLAR'

Gazeteciler Orhan Cemal, Kirill Radchenko ve Alexander Rastorguyev'in özel bir Rus askeri şirketinin faaliyetlerini araştırdıkları Orta Afrika Cumhuriyeti'nde 'vahşice vurulduğunu' anlatan Muratov, sık sık "Meslektaşlarınız neden oraya gitti?" gibi sorularla karşılaştığını söyledi: "Tanık olmak, kanıtlamak, kendi gözleriyle görmek için. Çünkü usta savaş fotoğrafçısı Robert Capa'nın dediği gibi: 'Fotoğrafınız yeterince iyi değilse, yeterince yakın değilsinizdir.'"

'GAZETECİLER, GELECEĞİ İYİLEŞTİRMEYE ÇALIŞIR'

"Korkmuyor musunuz?" sorusunun da yaygın olduğunu aktaran Muratov, "Bu onların görevi. Hükümetler geçmişi iyileştirmeye çalışır, gazeteciler de geleceği iyileştirmeye çalışır" dedi. Ödülünü, Novaya Gazeta'da çalışan ve vefat eden meslektaşlarına adayan Muratov, konuşmasını şöyle bitirdi:

"Rusça, İngilizce ve diğer dillerde bir söz vardır: İt ürür kervan yürür. Bunun bir açıklaması, kervanın gitmesine hiçbir şeyin engel olamayacağıdır. Hükümet bazen alaycı bir şekilde gazeteciler için de aynı söylemi kullanıyor. 'Havlarlar ancak bu hiçbir şeyi etkilemez' diyorlar. Ancak bana, geçenlerde bu açıklamanın tam tersi bir yorum olduğu söylendi: Köpek havladığı için kervan ilerler. Kervan ancak etrafta köpekler varken ilerleyebilir.

'TİRANLIĞIN PANZEHİRİYİZ'

Evet, hem havlar hem ısırırız. Evet, keskin dişlerimiz var ve sıkıca yakalarız. Ancak ilerlemenin ön koşulu biziz. Biz, tiranlığın panzehiriyiz.

Ayağa kalkalım ve bu meslek için canını vermiş arkadaşlarımızı saygı duruşuyla onurlandıralım, zulme uğrayanlara destek olalım. Ben gazetecilerin yaşlı ölmesini istiyorum." (DIŞ HABERLER)