Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Selina Doğan, Ayşegül Doğan’ın Gazete Duvar için hazırladığı yılbaşı sohbetlerinin konuklarından biriydi. “10 Soruda 2017” söyleşilerine katılan Selina Doğan, İçtüzük değişikliğiyle muhalefetin sesinin daha da kısıldığı bir yılın geride kaldığını dile getirdi. 2017’de “Yargının yürütmenin parçası haline geldiğini” belirten Selina Doğan, yıla Reina katliamı gibi bir felaketle girildiğini hatırlattı.
Selina Doğan’ın sözlerinden bazı başlıkları aktarıyoruz:
“En önemli gündem referandumdu. Referandumu olağanüstü hal şartlarında yapmış olmak en temel karşı çıktığımız noktaydı. Son derece şaibeli sonuçları oldu. Toplumun yüzde 50’sinin istemediği rejim değişikliği gerçekleşmiş oldu.”
“Ardından Adalet Yürüyüşü gerçekleşti. Gerçekten çok heyecanlı bir siyasi aktivizmdi. Toplumun hemen hemen tüm kesimlerinin, siyasi parti gözetmeksizin, sadece adalet paydasında birleştiği, hem Türkiye’de hem uluslararası alanda tarihe not düşen bir eylemdi.”
“Reina katliamı etkisin bütün yıl gösterdi. Benzeri kutlamalarda tedirginlikle etkisini gösterdi. Ülkemizde yaşayan Hıristiyanlar Noellerini, inanın, sayısal olarak çok daha az kişiyle ama çok daha fazla güvenlik görevlisiyle kutlamak zorunda kaldılar.”
“Eğitimde yaşanan skandallar da belirleyici olacak, iz bırakacak. Sadece İmam Hatiplerden, TEOG’un kaldırılmasından bahsetmiyoruz. Bir bütün olarak çocukların bilimsellikten, sorgulamaktan arındırılması ve ezberciliğin dayatılması, kendi ideolojilerine biat eden nesiller yetiştirilmesi amaçlanan. Bunlar etkilerini uzun yıllar hissettirecek problemler.”
“Milli Eğitim Bakanı’nın bile haberi olmadan bir sistem değişikliğine gidiyorsunuz.”
“15-16 Temmuz darbe girişimini bastırmaya çalışanların ceza muafiyetinden yararlanacak olması çok vahim bir düzenleme. Üstelik çok da muğlak. Bir kere hangi zamanda ve hangi olayları kapsayacağı çok muğlak. Bir olayın kalkışma ya da terör olayı olup olmadığını mahkemeler bile bir kerede karar veremezken…”
“Büyükada davası olarak bilinen dava insan hakları savunucularına gözdağıydı.”
“2017’de otoriterleşme kazandı. Türkiye kendi değerlerini, insani değerler manasında kaybetti. Yozlaşma, ne yazık ki, çürümüşlük arttı.”
“Son iki yıldır oynadığı futbolla adından söz ettiren Beşiktaş kazandı.”