Normal İnsanlar: Çok satan kitaptan çok izlenen diziye
‘Kar tanesi jenerasyonunun’ en iyi yazarlarından biri olarak tanımlanan Sally Rooney’in aynı adlı kitabından uyarlanan 'Normal İnsanlar' ekranlara tam anlamıyla bomba gibi düştü ve izlenme rekorları kırıyor. New York Times’ın çok satanlar listesindeki 'Normal İnsanlar' romanı, başarısını ekranlarda da göstereceğe benziyor
Ayşegül Dikenli Williams
LONDRA - İrlandalı genç yazar Sally Rooney’in aynı adlı kitabından uyarlanan 'Normal İnsanlar' yayınladığı andan itibaren çok ses getirdi. Çok satan, ödüllere doymayan ve sıkı bir fan kitlesi olan Normal İnsanlar’ın dizi uyarlaması şahane olmuş diyerek yazıyı burda bitirsek mi acaba? Çünkü öyle.
Kendini Marxist olarak tanımlayan İrlanda’lı genç yazar Sally Rooney gerçek hayatında da olayların geçtiği (liseden sonra) Dublin Trinity Koleji’ne gitmiş. Kitapta da dizide de asıl konu ikilinin arasındaki çekim olsa da solcu göndermeler araya zarif bir şekilde serpiştirilmiş. Rooney politikayı hikayelerinin dekoru olarak kullanıyor adeta. Dozunda ve gözümüze çok sokmadan.
KAR TANESİ KUŞAĞININ GÜRÜLTÜSÜZ AŞK HİKAYESİ
Son derecee akıllı, ukala, sosyalleşmeyi gereksiz bulan, okulda popüler olmayan Marianne (Daisy Edgar-Jone); ve tam aksi popüler, futbol takımında yıldız olan Connel’in (Paul Mescal) karşı konulanamaz aşkını anlatıyor Normal İnsanlar. Connel, Marianne’in ailesinin evini temizlemeye giden annesini arabasıyla almaya giderken ikili yakınlaşmaya başlar.
Kar tanesi ya da Z kuşağı diye adlandırılan 90 doğumluların gürültüsüz bir hikayesi Normal İnsanlar. Gürültüsüz dememin sebebi, Netflix'te çok beğenilen 'Sex Education' (Seks Eğitimi) dizisine benzetilmesi ve benzer kuşağı ele alması. İçinde gençlik ve cinsellik geçse de usul usul bir üslupta ilerliyor Normal İnsanlar.
Kitap geçen seneden beri başucumda durmasına rağmen nedense bir türlü okuyamamıştım. Dizi ekranlara gelince artık bir görev oldu ve geçtiğimiz birkaç gün içinde kitabı okuyup diziyi izlemeye karar verdim.
Kitaba başlamakta isteksiz kalmamın nedeni kahramanların lise çağında olmasıydı açıkçası. Ancak başucumdan da bir türlü kaldıramıyordum. Ne de olsa 1991 doğumlu Sally Rooney, kuşağının en iyi yazarı olarak tanımlanıyordu.
2018 ve 2019’da hemen hemen tüm edebiyat ödüllerini alan ya da aday gösterilen Normal İnsanlar'ın bir gençlik romanı ötesinde olduğunu tahmin edebiliyordum. Yine de yazar Rooney o kadar genç ki Kenan Evren’i bile duymamıştır kesin. Hatanın neresinden dönülürse kardır. Sonunda kitabı okudum ve çok konuşulan diziyi izlemeyi alnımın teriyle hakettim. Kitabı okumadan diziye başlanmaz mı demeli? Ya da tam tersi diziyi izlemeden kitaba başlamamalı mı? Çok emin değilim. Ama birini yapınca otomatikman diğerini de yapma isteği duyacağınız kesin.
2018’İN EN ÇOK SATANI
Çok satanlar televizyonda her zaman iyi karşılık bulamaz. Ancak Sally Rooney'nin Normal İnsanlar’ı doğru unsurlar bir araya geldiğinde ne olabileceğinin harika bir örneği olmuş. 2018'in mutlaka okunması gereken romanıydı Normal İnsanlar. BBC Three ve Hulu platformu tarafından ortaklaşa üretilen 12 bölümlük dizi BBC’de ve Amerika’da Hulu platformundan izlenebiliyor.
Kimileri diziyi bir oturuşta izlerken kimileri ise bitmesi istenmeyen bir kitabı okur gibi bir bölüm izleyip biraz ara verip bir bölüm daha izliyor. Ben ikinci gruptanım sanırım. Hem de kitaba karşı aşırı önyargılı olmama rağmen. Hatta ilk bölümü izlediğim akşam kitabı yine okudum. Böyle devam etmeyi planlıyorum. İkinci bölüm ve biraz daha kitap. Çok hızlı tüketmeden. Hiçbir küçümseme iması yapmadan kitabın gerçekten tam bir deniz kıyısında yaz okuması olduğunu düşünüyorum.
EKRANA TERLİK FIRLATMA HİSSİ YARATSA DA...
İrlandalı yönetmen Lenny Abrahamson'ın çektiği dizi çıktığı hafta (Nisan sonu) o kadar başarılı olduki BBC Iplayer’de 16 milyon kez ziyaret edilerek Killing Eve’in rekoru da kırılmış oldu. Yönetmen Abrahamson, Sally Rooney’in ilk çıkış yaptığı 'Arkadaşlarla Sohbet' kitabını da yine BBC için çekeceği müjdesini da verdi bu arada.
Bazı anlar terliğimizi ekrana fırlatma hissi duyduğumuzu belirtmek isterim. İkili arasındaki iletişim sorunu o derece kötü olabiliyor. Liseden üniversiteye geçişte dinamikler de değişiyor. Popüler olmayan ve görünüşüne pek dikkat etmeyen Marianne tam aksine güzelleşiyor ve popülerleşiyor. Annesi temizlikçi olan Connel ise lisedeki halinin aksine üniversite ortamında zorlanıyor.
Daha fazla spoiler vermeden içinde dizilerden alıştığumız o gürültülü dramatik anların olmadığı ve iki genç arasındaki aşk, cinsellik, arkadaşlık, incinme, keşfetme duygularının yaşandığı zarif bir yapım diyebiliriz Normal İnsanlar için. Hiç tarzınız değilse bile güzelim Dublin aksanı için bile izlenmeye değer biri dizi.