Note 7'lerde sabotaj ihtimali

Note 7 krizinden sonra Samsung'un hangi hamlelerde bulunacağı çok konuşuldu. Ürünlerin tamamen geri çekilmesi sürecinde şirketin üst yönetiminden hiç ses çıkmaması tuhaf bulunsa da, bu durum henüz araştırma çalışmalarının bitmediğini de gösterebilir.

Abone ol

DUVAR - Asya kökenli teknoloji sitelerinde çıkmaya başlayan ve ülkemizde de hızlıca servis edilen "Samsung Note serisini tamamen kaldıracak" haberleri içerik ve kaynak açısından son derece cılız görünse de, güçlü ihtimallerden birine işaret ediyor.

Bu tahmini, 11 Ekim'de DuvaR'da yayımlanan bir haberimizde ortaya atmıştık. Haberde bu olasılığı şu cümlelerle anlattık: "Bir ihtimal de, Samsung’un “Note” serisini tamamen ortadan kaldırması. Zira Note 7S veya Note 8 gibi bir model çıkarıldığında tüketicinin hafızasında canlanacak hatıralar pek de sevimli olmayacaktır."

Note isminin çağrışımlarındaki negatif his önümüzdeki yaza kadar dinebilir ve Samsung bu düşünceyle yeni bir Note modeli sunabilir. Bu şu andaki sessizlikte en yakın görünen olasılık bu. Note serisinin devam edip etmeyeceğine dair henüz hiçbir resmi açıklama yok ve şirket kaynaklarından edindiğim his de böyle bir karara işaret etmiyor.

PATLAMANIN SEBEBİ HENÜZ BİLİNMİYOR

Note serisinin devam edilip edilmemesi konusunda net bir karar yok. Bunun cevabını en üst düzeyde henüz bilinmiyor. Kafa karıştıran pek çok şey var. İlk versiyon Note 7'ler şarjdayken yanıyordu, yenilenen ikinci faz ürünler şarja bağlı değilken yanmaya başladı. Özellikle ikinci faz Note 7'lerdeki vakalar tehlikenin boyutunu artırdı zira şarja takılı değilken de yanması daha ciddi sonuçlar doğurabilirdi.

Yanma ve patlama olayına sebep olan hata da henüz tam olarak çözümlenmiş değil. Samsung bu konuda bir açıklada bulunmadı. Lityum iyon pillerin yüksek sıcaklıklara maruz kaldıklarında patlama ve yanmayla sonuçlanan tehlikeler barındırdığı yeni bir bilgi değil. Fakat yaşanan vakalar arasındaki tutarsızlıklar ve birden fazla tipte ortaya çıkan yanma ve patlama sorunu kafaları karıştırıyor.

ÜRETİM BANDINDA SABOTAJ İHTİMALİ

Şirket içinden bazı kaynaklarla yaptığımız konuşmalar, olayla ilgili çok yönlü biçimde derinlemesine soruşturma sürdürüldüğünü ve patlayan telefonlar üzerinde titizlikle çalışma yapıldığını işaret ediyor. Güney Kore'den henüz bu konuda kesin açıklamalar gelmemesi de bu süreci doğruluyor.

Patlama olaylarının ortaya çıkmasıyla birlikte akıllara gelen "acaba bir sabotaj mı" ihtimali üzerinde de duruluyor. Üretim bandında rast gele bazı modellere eklenmiş olabilecek küçük bir parça veya mekanizmada kasıtlı biçimde oluşturulmuş olan arıza bu sorunu ortaya çıkarmış olabilir. Samsung'un üst düzey tarafından gizlilikle sürürülen çalışmalarla ilgili yakın zamanda kesin bazı açıklamalar yapılabilir.

Şirket kaynaklarından aldığımız bilgilere göre henüz bu konuda kesin bir açıklama yapılamasa da, sabotaj ihtimalinin üzerinde de ciddiyetle duruluyor. Üretim sürecindeki tüm evreler, tüm personel ve kullanılan parçalar titizlikle inceleniyor. Uçak kazası araştırmacılarının yaptığı tarzda bir araştırma çalışmasının yapıldığı aldığımız bilgiler arasında. Şayet bu sorunun sebebi sabotajsa, Samsung olayı tamamen aydınlatana kadar bilgi vermiyor olabilir.

SAMSUNG NEDEN KRİZİ YÖNETEMİYOR?

Samsung gibi dünya devi bir şirketin henüz etkili bir kriz yönetimi uygulamamış olması da kafalardaki soru işaretlerini artırıyor. Cihazların iade süreci boyunca yaşanabilecek vakaları engellemek için Note 7'lere bir güncelleme gönderildi ve cihazların maksimum şarjı %60'la sınırlandırıldı. Bir sonraki aşamada, telefonların kullanım dışı kalması için şarj süresi %1 olacak şekilde ayarlanabilir. Böylelikle iade etmek istemeyen Note 7 sahipleri için telefonlar kullanım dışı kalır. Ülkeler bazında, devletlere bağlı telekom düzenleme kurumları (Türkiye'de BTK gibi) tüm Note 7'leri kayıt dışı durumuna getirebilir. Fakat şirket cihazların piyasadan toplatılması sürecini de olması gerektiği hızda yapmıyor. Samsung yönetiminin aklında ne olduğunu şu an için bilmiyoruz fakat teknoloji tarihinin en büyük krizlerinden birini kısa vadede yönetemeyen şirketin, orta ve uzun vade planlarının masada olduğunu varsayıyoruz. Zira aksi halde Samsung'un zararı Note 7'yi aşar, diğer ürün gruplarına da sıçrar.

SİYANÜRLÜ TYLENOL KRİZİ NASIL YÖNETİLMİŞTİ?

Pek çok defa şirketlerin başı türlü sebeplerle belaya girdi ve her biri kriz yönetimi kavramının yeniden yorumlanmasıyla iyi veya kötü sonuçlandı. Samsung için örnek vakalardan biri, Amerikan ilaç şirketi Johnson&Johnson'ın 1982'de yaşadığı tarihi kriz olabilir. ABD'de en popüler ağrı kesicilerden biri olan Tylenol'ü içen yedi kişinin aynı gün içinde ölmesi, bir anda tüm dünyada şok etkisi yaratır. İlacın üreticisi olan Johnson&Johnson, büyük bir soğuk kanlılıkla dakikalar içinde önlemleri kararlaştırıp kesin biçimde uygulanmasını sağladı. İlacın satışını hemen yasaklatıp, 100 milyon dolar değerindeki 31 milyon şişeyi piyasadan çekerek imha etti. Paniği önlemek için medya etkin biçimde kullanıldı. Kriz yönetimiyle ilgili tüm adımlarını medyayla paylaştılar.

Chicago Polisi, FBI ve Ulusal İlaç Dairesi FDA ile yapılan işbirliği, ölüm olaylarının sebebini kısa sürede ortaya çıkardı. Bir kişinin marketlerin eczane raflarında bazı Tylenol kapsüllerine siyanür koyduğu anlaşıldı. Katilin yakalanmasına yardım edenlere 100 bin dolar ödül vadetti fakat bu olaya sebep olan kişi asla yakalanamadı. Krizin ilk aşamasından sonra şirket olayı tamamen aydınlattığını halka duyurdu. Güven kazanmak için etkili bir tanıtım kampanyası düzenlendi. 2,5 dolar indirimli ve kapağı kilitli yeni Tylenol'ler piyasaya sürüldü. Şirket aynı yıl bu ürünün satışını artırdı.