Nuriye Gülmen'e hapis cezası ve tahliye

Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça'nın "örgüt üyeliği" ve "örgüte yardım" suçlamasıyla yargılandıkları davanın altıncı duruşması sona erdi. Savcılık Gülmen'in adli kontrol ile tahliye edilmesini istedi. Mahkeme heyeti, Gülmen'e 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Gülmen, tahliye edilecek. Özakça ve Acun Karadağ ise beraat etti.

Abone ol

ANKARA - Açlık grevi eyleminde 269 günü geride bırakan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın yargılandıkları davanın altıncı duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü içerisindeki duruşma salonunda görüldü. Duruşma sonunda mahkeme, Nuriye Gülmen için 6 yıl 3 ay hapis cezası ve tahliye kararı verdi.

Ankara Numune Hastanesi'nde olan Nuriye Gülmen, geçtiğimiz duruşmadaki talebine rağmen yine duruşmaya getirilmedi. SEGBİS yöntemiyle duruşmaya katılan Gülmen, her söz verildiğinde savunma yapmadığını ve duruşma salonuna gelerek ifade vermek istediğini söyledi.

Öte yandan duruşmaya destek olmak için İstanbul'dan yola çıkan araç Ankara girişinde durdurularak bağlandı.

İşine geri dönebilmek için açlık grevi yaparken tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ile ev hapsindeki Semih Özakça ile tutuksuz Acun Karadağ’ın yargılandığı davanın 6'ncı duruşması bugün Ankara'da görüldü.

Mahkemeye getirilmeyen Nuriye Gülmen, Numune Hastanesi'nden SEGBİS yolu ile duruşma salonuna bağlandı. Tanık Ömer Lütfi Zeren de duruşma salonuna bağlandı.

'GİZLİ TANIĞIN SÖYLEDİKLERİ GERÇEĞİ YANSITMIYOR' 

Tanık Ömer Lütfi Zeren "Nuriye ve Semih hoca ile Gezi direnişi sırasında tanıştım. Ben de akademi camiasından biriyim. Nuriye hocanın çevirdiği Milenaya Mektuplar kitabını görmüştüm ve Eskişehir'de yaşadığını öğrendiğimde dikkatimi çekmişti. Berkin Elvan eylemine katıldım. Nuriye Gülmen'i orada gördüm. Öncesinde buluşmadım. O gösteriye çok kalabalık bir katılım olmuştu. Nuriye hocayı kitlenin ortalarında gördüm. O gösteride bir patlama olduğunu hatırlamıyorum. Gizli tanık Berk'in söyledikleri gerçeği yansıtmıyor" dedi.

Tanık Yaprak Yılmaz, Nuriye Gülmen'i tanıdığını, eyleme polisin müdahale ettiğini ve eylemde kimsenin bomba atmadığını kaydetti. Yılmaz, gizli tanığı tanıdığını belirterek, "Yalancı biriydi, her şeyi abartırdı. Ben yalanları sebebiyle arkadaşlığımı kestim" dedi.

AMAÇ YÜKSEL DİRENİŞİNİ KIRMAK'

Gülmen ve Özakça ile birlikte yargılanan öğretmen Acun Karadağ söz aldı. Açlık grevinin bireysel ve demokratik tercih olduğunu söyleyen Karadağ, kendisinin bu eylemi yapmamasının sebebi olarak kalbindeki pili işaret etti. Başkalarına zarar veren eylemlere çocukluklarından bu yana karşı olduklarını söyleyen Karadağ, "Başkasına zarar vermek yerine kendi bedenlerimize zarar veririz. Savcı ben açlık grevi yapmadığım için benim beraatimi, Nuriye ve Semih açlık grevi yaptığı için onları cezalandırmak istiyor. Amaç Yüksel direnişini kırmak" diye konuştu.

'İNSAN AÇLIK GREVİYLE NASIL YARDIM VE YATAKLIK YAPAR?'

Nuriye Gülmen ile birlikte başladığı açlık grevi eylemini serbest bırakılmasının ardından ev hapsinde sürdüren Semih Özakça ifade vermeye başladı. Savcının terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım ettiği iddiasına, "Kanıtı nerede" diye soran Özakça, "Yardım ve yataklık deniyor, insan açlık grevi ile nasıl yardım ve yataklık yapar?" ifadelerini kullandı. Özakça savunmasına şöyle devam etti:

"Ben talimatı vicdan örgütünden aldım. Vicdanım evde oturmaya el vermedi. Bu haksızlığa karşı çıkmak istedim. Ben talimatı öğrencilerimden aldım. Onlar gözyaşı dökerken, onlara söz verdim geri geleceğim diye. Bu eylemim, talebim terör örgütlerine nasıl yardım edebilir? Nasıl onların işine yarar? Onlara yardım etmez, onların işine yaramaz. İşime dönersem bu durum öğrencilerime yarar. İhraç edilmiş bekleyen binlerce emekçiye umut olur ona yarar. Ben açlık grevinde işime dönebilme umudumu gördüm. Diğer tarafta beklemekte bir umut göremedim. Dava dediler mahkemeler bakmadı. Komisyon dediler ortada tek bir karar dahi yok."

SAVCILIKTAN TAHLİYE TALEBİ

Duruşma savcısı, Nuriye Gülmen'in adli kontrol ile tahliye edilmesini istedi.

'BEN O ÇOCUK İÇİN KONUŞACAĞIM'

Nuriye Gülmen ise ifadesinde şunları söyledi; "Kuvvetli suç şüphesi diye sihirli bir sözcüğünüz var, onu söyleyince her şey bitti tamam oluyor. Bunu doğuran şey de bir tanığın söyledikleri. Konsere gitmiş biri beni örgütle Nuriye tanıştırdı diyor. Bir konsere gidip kendini örgüt üyesi sanıyorsa ben ne yapayım. Yaprak'ın Fatih hakkında söylediklerine katılıyorum. Madde bağımlısı olduğu çok açıktı. Önünüzdeki pespaye dosya içinde ne vardı? Hiç bir şey. İlk iki duruşmada bu tanık beyanları da yoktu. Yine de bırakmadınız bizi. Sonra çürütülen tanık beyanlarına dayanıyorsunuz. Benim hakkımda zaten bir hüküm kurulmuş durumda. Öyle davranıyorsunuz çünkü. Artık bugün mahkemenin çok acelesi olduğu için o hükmü açıklayacak. Ama kendi hükümleri değil tabiki bu Bu zamana kadar kendileri hiçbir şey yapmadıkları için hüküm de onların olmayacak. Hakkımızda kitapçıklar mı çıkartılmadı, açıklamalar mı yapılmadı? Heyet bir kere de ne yapıyorsunuz, yargılamamıza müdahale ediyorsunuz demedi. Ben artık heyete konuşmuyorum. Onlara olan tüm inancımı geçen celseden sonra özellikle yitirdim. Benim ne söylediğimin bir önemi yok çünkü onlar için. Ben tek bir sözümün çok kıymetli olduğu halkımız için konuşacağım. Dünyanın bir ucundan küçük bir çocuk bana mektup göndermişti, 'öğretmenim size bir şey olsun istemiyorum' diye. Ben o çocuk için konuşacağım"

'TAVSİYE EDİYORUM HEYETE SİZ DE DİRENİN'

Gülmen şöyle devam etti: "Geçen celse kendimi tehdit altında hissettiğim için konuşmamıştım. Çünkü savunma vermememe rağmen bana 'bu söylediklerin savunman sayılabilir geri kalanlar hakkında susma hakkını kullanmış kabul edilebilirsin' demiştiniz. Ama şimdi umrumda değil, savunma mı sayacaksınız, sayın ya da saymayın, kendimi anlatmıştım yine kendimi anlatacağım. Biz direnerek kendimize hatırlatıyorduk öncelikle haksız yere işten atıldığımızı. Kimseye anlatamasak bile kendimize hatırlatıyorduk. Haksız yere işimizden atılmayı kanıksamadık çünkü. Bunun için kendimle de arkadaşlarımla da gurur duyuyorum. Bizim direnişimizi besleyen şey haklılıktı. Ne kadar çok saldırı olursa biz o kadar direnişe tutunuyoruz. Biz direnişe tutundukça bizi yenebilecek hiçbir şey yok çünkü. Hakkımızda vereceğiniz ara karar ya da hüküm asıl sizin hakkınızda olacaktır. Çünkü halk bizim hakkımızdaki kararı çoktan verdi. Bizim gönlümüz rahat o yüzden. Tavsiye ediyorum heyete siz de direnin. Talimat mı geliyor size, direnin. AKP iktidarının halka karşı saldırgan tutumuna set olmak açısından hem çorbada tuzunuz olur hem de asıl olarak alnınız ak olur. Sevgili direniş dostları, bu son sözüm değil ama şimdilik şunu söyleyeceğim: Burası tam kavganın ortası."

GÜLMEN'E HAPİS CEZASI

Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Nuriye Gülmen'e, "terör örgütüne üye olmak" iddiasıyla önce 5 yıl, ardından Terörle Mücadele Kanunu'na gönderme yaparak 7 yıl 6 hapis cezası verdi. Mahkeme, daha sonra cezayı Gülmen'in geleceği üzerindeki etkisi olabileceği gerekçesiyle 6 yıl 3 aya indirdi. Gülmen'in tutuklu bulunduğu süreyi ve ceza miktarını göz önünde bulunduran mahkeme, yurt dışına çıkış yasağı koyarak Gülmen'in tahliyesine karar verdi. Gülmen ayrıca, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "gösteri yürüyüşü kanuna muhalefet" suçlamalarından beraat etti.

Mahkeme, Acun Karadağ ve Semih Özakça'nın ise tüm suçlamalardan beraatına karar verdi.