O kadar da büyük değil
Bu hafta gösterime giren ‘Buz Devri 5: Büyük Çarpışma’da kahramanlarımız bu kez uzaydan gelen tehdide karşı uğraşmak zorunda kalıyorlar.
Şenay Aydemir (sinesenay@gmail.com)
DUVAR - İlk ‘Buz Devri’ filminin üzerinden 14 yıl geçmiş. Manny, Sid ve Diego buzul çağına giren dünyada kendilerince yol bulmaya çalışırken sürükleyici bir serüvenin parçası oluyordu. Filmin dikkat çeken bir tarafı, izleyici için de dünyanın oluşumuna dair keyifli bir bilgiler de veriyordu. İlgi gören filmler söz konusu olduğunda adet olduğu üzere, ‘Buz Devri’nin de devam filmleri geldi. 2006, 2009 ve 20012’deki filmler boyunca yeni maceralar yaşandı, gurup giderek büyüdü. Many ve Diego hayatlarının aşkını buldular, hatta çoluğa çocuğa karışanlar oldu. Sid ve bir meşe palamudunun ardından hayatını heba eden firavun faresi Scrat serinin komedi yükünü çekerken, tempo da giderek düşmüştü.
ESKİ TADI VERMİYOR
Bu hafta gösterime giren ‘Buz Devri 5: Büyük Çarpışma’ için fazla beklentiye kapılmaya gerek olmadığını düşünenler büyük oranda haklı çıkmış görünüyor. Film, bildik eğlence cephanesini bir kez daha tüketiyor ama artık eskisi kadar tat vermiyor.
Büyüyen ailenin parçaları Manny, Sid, Diego, Julian, Shangri Llama, Roger, Brooke, Gavin ve Buck bu kez, dünyada yaşanacak bir şey kalmadığı için uzaydan gelen tehdide karşı uğraşmak zorunda kalıyorlar.
Bu tür seri filmleri izlerken, kıyıda köşedeki bazı göndermelere dikkat etmek gerekiyor demek ki. Filmin yapımcısı Lori Forte’den öğreniyoruz ki, ilk filmde kahramanların müzeyi andıran bir buz geçidinde yürürken buzların arasında bir uzay gemisi görünüyormuş. İşte o uzay gemisi 16 yıl sonra filmin ana kahramanlarından birisi oluyor. Firavun faresi palamudun peşinde koşarken bu gemiyi çalıştırıyor ve bildiğimiz evren oluşmaya başlıyor. Din ile bilimi orta noktada buluşturan bu girişten sonra, dünyaya yönelen bir göktaşının nasıl bertaraf edileceğine dair kahramanlarımızı bir telaş kaplıyor. Buck’un beraberinde getirdiği belalarla birlikte dostluk, arkadaşlık ve aile gibi kavramlarla dolu macera başlıyor.
CEPTEN YİYORLAR
Açık söylemek gerekirse, büyük bütçeli bir Hollywood filminin yapabileceği kadar ‘ana akım’ hikaye diline uzak başlayan serinin yolculuğunda geldiğimiz durak maalesef diğerlerine benzemek oluyor. Hikayenin yavanlığı bir yana açılıştaki hayal gücü dışında etkileyici bir performans da görmemiz mümkün olmuyor. Scrat’ın maceraları filmden bağımsız kendi başına ilerliyor yine ve filmin de komedi yükünü çekiyor. Sid ise yine komik ama önceki filmlerin üzerine çıktığını söylemek zor. Hatta yaratıcıların fazlasıyla cepten yediğini eklemek gerekiyor.
'ALTIN YUMURTLAYAN TAVUK'
Ama bütün seriyle ilgili sözü eleştirmenlerin söylemeyeceği çok açık. Netice itibariyle geride kalan dört film dünya çapında 2 milyar 800 milyon dolardan fazla gişe geliri elde etmiş durumda. Eleştirilen dördüncü filmin 877 milyon dolarla en fazla iş yapanı olduğu düşünüldüğünde dört yıllık bekleyişin yapımcılarını yine de mutlu edeceğini öngörmek kâhinlik sayılmaz. Elde böylesine altın yumurtlayan bir tavuk varken, kahramanlarımızın bir sonraki serüvenlerinde ilk çağları bırakıp günümüzde bir maceraya atılmaları da sürpriz olmaz.
ORİJİNAL ADI: Ice Age: Collision Course
YÖNETMEN: Mike Thurmeier, Galen T. Chu
YAPIM: 2016, ABD
SÜRE: 94 dk.
VİZYON TARİHİ: 15 Temmuz 2016