Öcalan ziyareti, AK Parti’nin kayyım teklifi, asgari ücret

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “İmralı’yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyoruz” sözlerinin üzerinden iki hafta geçti. Açıklamalara bakılırsa iznin verilmesiyle ilgili bir pürüz yok ama ziyaret tarihi üzerinde soru işareti var.

İlk açıklamasında başvuruya makul sürede yanıt verileceğini söyleyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç en son değerlendirme sürecinin devam ettiğini söyledi, “Burada uygun bir günün belirlenmesi ile ilgili bir çalışmamız olacak. Size sonucu bildireceğiz inşallah" ifadelerini kullandı.

Bakan Tunç’un daha fazla detay ver(e)memesi, Bakanlığın planlanan ziyaretteki ana görevinin izin prosedürü ile sınırlı olmasından. İktidar kaynakları görüşmeyle ilgili değerlendirme sürecinin başta MİT olmak üzere güvenlik organları aracılığıyla yürütüldüğünü söylüyor. Geçmiş tecrübeler dikkate alınarak titiz bir çalışma yapıldığı, gidecek heyete dair değerlendirmelerin devam ettiği, heyetin Öcalan ile de müzakere edildiği kaydediliyor.

İMRALI HEYETİNE 3. İSİM

Gazete Duvar Parlamento Muhabiri Ceren Bayar, Bakanlık kaynaklarına dayandırdığı haberinde Öcalan görüşmesi için planlanan heyette DEM Partili milletvekilleri Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Sırrı Sakık’ın yer alabileceğini yazdı. DEM Parti kaynakları da iktidar kaynakları da geçmiş Çözüm Süreci’nde deneyimi olan Buldan ve Önder’in heyette yer alma olasılığını olağan karşılıyor. Ancak iktidar kaynakları son başvurunun DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları adına yapıldığına dikkat çekerek, Buldan ve Önder’in yanı sıra heyete iki eş genel başkanın ya da sadece Tuncer Bakırhan’ın dahil edilebileceğini kaydediyor. Heyette üçüncü kişi olarak Bakırhan’ın yer alabileceğini dile getiren kaynaklara göre bu tercihte Bakırhan’ın MHP lideri Bahçeli’nin de alkışına neden olan konuşması etkili olabilir.

GÖRÜŞME NE ZAMAN OLACAK?

İki haftayı geride bırakan başvurunun başta Suriye’deki sıcak gelişmeler nedeniyle ötelendiğini düşünen çok sayıda siyasetçi var. İktidarın "bekle-gör" politikası içinde olduğunu söyleyen siyasetçiler arasında bu tutumun ciddi risklere de gebe olduğunu kaydedenler var. DEM Partili bir yetkili de, “İzin verilecek görünüyor ama zamanlama da önemli. Hükümetin hem tabanını hem de genel kamuoyunu gözeterek temkinli yaklaşması anlaşılır, ancak başta Suriye olmak üzere sahadaki sıcak gelişmeler nedeniyle her geçen gün yeni risklere gebe. Yarın ne olacağını kimse öngöremiyor. Bu ziyaretin geniş bir zamana yayılması durumunda sonrasında yol alınamayabilir. Bazı kritik eşikler vardır. O eşikleri atladığınızda geriye dönüp toparlamak daha zor olabilir. Onun için ne kadar hızlı adım atılırsa o kadar pozitif ilerleme şansı olabilir. En hızlı şekilde bu görüşme gerçekleşmeli" diyor.

İktidar kaynakları ise bir gecikme olmadığı görüşünde. İlgili kurumların ön hazırlıkları tamamlandıktan sonra görüşmenin 2024 yılı bitmeden, önümüzdeki 10 gün içinde yapılabileceği ifade ediliyor.

MUHALEFETTEN KAYYIM DÜZENLEMESİ

Hakkari Belediyesi ile başlayan, Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti, Tunceli, Ovacık, Bahçesaray ile devam eden kayyım atamaları siyasetin önemli bir gündem maddesi olmaya devam ediyor. CHP’nin öncülüğünde 10 muhalefet partisi kayyım atamalarına kaynaklık eden düzenlemenin yürürlükten kaldırılması için Meclis Başkanlığına kanun teklifi sundu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın “Kayyum atamalarının önüne geçmek için Seçim Kanunu’nu, Siyasi Partiler Kanunu'nu yeniden ele alıp soğukkanlılıkla, suçsuzluk karinesini unutmadan bu işi tartışmak zorundayız” sözleri üzerine hafta içinde de CHP-MHP kurmayları bir araya geldi. Muhalefet AK Parti’den ise ne randevu istedi ne de parti kurmaylarından bu konuyla ilgili açıklama geldi.

40-45 BELEDİYE BAŞKANI HAKKINDA SORUŞTURMA VAR

Şimdilik muhalefetin temaslarını izlemekle yetinen AK Partili kurmayların gündeminde kayyım atanmasına kaynaklık eden düzenlemenin kaldırılması yok. Yaklaşık 40-45 belediye başkanı hakkında terör soruşturması bulunduğu, ancak haklarında ilk derece mahkemelerinde terör örgütü üyeliği ya da terör propagandası gibi gerekçelerle 5 yıl ve üzeri hapis cezası alan 7 belediye başkanının geçici olarak görevden uzaklaştırıldığı kaydediliyor. Hakkında ilk derece mahkemesinde karar bulunmamasına karşın Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in görevden uzaklaştırılması ise terörün finansmanının önlenmesi kapsamında bir suçlama kaynaklı olduğu ifade ediliyor. Önümüzdeki süreçte de ilk derece mahkemelerde ceza alan belediye başkanı olursa aynı sürecin işleyeceği kaydediliyor.

AK PARTİ’NİN KAYYIM TEKLİFİ

AK Parti’de muhalefetin kayyım atanmasına engel olacak yasa teklifine sıcak bakmadığını söyledik ancak partilerin haklarında soruşturma ya da dava bulunan belediye başkanlarını aday göstermesini önlemek için bir önerisi var. Mevcut kanuna göre kesinleşmiş hapis cezası bulunanlar infazın ardından memnu hakların iadesi kararı aldığında aday olabiliyor. Ancak yapılacak bir değişiklikle seçilme yeterliliği düzenlemesine “terör suçu nedeniyle ilk derece mahkemelerde hapis cezası alanlar geçici süre görevden uzaklaştırılır, yerlerine kayyum ataması yapılır” uyarısı konulabilir. Bu durumda partilerin haklarında terör soruşturması yürütülen kişileri uzaklaştırma ve kayyım ataması riski nedeniyle aday göstermekten vazgeçebileceği değerlendirmesi yapılıyor.

ASGARİ ÜCRET ZAMMI NE KADAR OLACAK?

Siyaset gündeminin önemli başlıklarından biri de milyonlarca çalışanı ilgilendiren asgari ücrete yapılacak zam. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin yer aldığı asgari ücret tespit komisyonu toplantıları başladı. İlgili bakanlar ve AK Parti’nin ekonomi kurmayları “yürütülen programa zarar vermeyecek bir asgari ücret” belirlenmesi gerektiğini söylüyor. İstihdam ve bazı sektörlerde Türkiye’nin rekabet gücünü korumak için en fazla yüzde 35 zam yapılması gerektiğini söyleyen kurmaylar, bu orana tepki olacağını ama programın hedeflenen sürede başarıya ulaşabilmesi için bu tepkinin göğüslenmesi gerektiğini kaydediyor. Bu görüşü savunanlar erken seçim ihtimali de görmedikleri için söz konusu kararın siyasi sonuçlarının sonraki 1-2 yılda telafi edilebileceği görüşünde.