OHAL Komisyonu'nda Bahçeli imzası

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, 5 kez uzatılacak OHAL'e destek vereceklerini açıklarken bu süreçte mağduriyetler için oluşturulan Komisyon'da da MHP imzası olduğunu söyledi. Yalçın, "OHAL İnceleme Komisyonu Sayın Genel Başkanın ve Sayın Binali Yıldırım’ın aralarındaki bir görüşme sonrasında vücuda geldi ve şu anda da çalışır durumda" dedi.

Abone ol

DUVAR - 15 Temmuz darbe girişiminin ardından sürpriz bir kararla Anayasa değişikliğinin önünü açan MHP'nin tutumuna dair tartışmalar bitmiş değil. 'Ülkenin bekası' diyerek yeni hükümet sisteminin mimarı olan MHP, bugün de "Devlet"in devleti ipin ucundan aldığı görüşünde.

Darbe girişiminin ardından geçen 15 ayın sonunda MHP'nin aynı noktada olduğunu gösteren bu sözler MHP lideri Devlet Bahçeli'nin kurmaylarından Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'a ait. 5. kez uzatılması gündeme gelen OHAL'le ilgili desteklerinin süreceğini söyleyen Yalçın, Bahçeli'nin bu süreçteki mağduriyetler için kurulan OHAL İnceleme Komisyonu'nun da mimarlarından biri olduğunu ilk kez açıkladı.

MHP'nin baraj altı kalacağı iddialarını, "Baraj problemi yok, daha da iddialıyız" sözleriyle karşılayan Yalçın müftülere nikah kıyma yetkisiyle ilgili "sürpriz" olarak nitelendirilecek kararı da ilk kez Duvar'a açıkladı.

İçişleri Komisyonu'nda görüşülen yasayla ilgili Komisyon'un MHP'li tek üyesi Mehmet Erdoğan, “Ülkemizin içinden geçtiği ve çok önemli sorunlarla boğuştuğu bir dönemde böyle bir düzenlemenin gündeme getirilmesi yersizdir, gereksizdir" demişti. Bu şekilde Komisyon'a sunulan muhalefet şerhinin Erdoğan'ın kendi düşüncesi olduğunu açıklayan Yalçın, parti görüşünün ise “destek” yönünde olduğunu açıkladı. Yalçın, “Bu çok büyütülecek bir mevzu değil. Müftü de devletin bir memuru. “Kayıt dışı evlilikler olacak” iddiası doğru değil, tam tersi hepsi kayıt altına girecek. Bunun laiklikle alakası yok” dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın'ın Duvar'ın sorularına yanıtları şöyle oldu:

OHAL’İN UZATILMASINI DESTEKLEYECEĞİZ

Sıcak bir gündem maddesi var. OHAL 5. kez uzatılacak. Hem insan hakları ihlalleri hem de ekonomiye verdiği zarar gibi değişik boyutlarda tartışmalar var. Bugüne kadar gelen her uzatmaya onay verdiniz. Tavrınız değişecek mi? 

Türkiye’nin gerek sınırları ile alakalı gerekse 15 Temmuz FETÖ darbesi ile alakalı problemleri bitinceye kadar olağanüstü hali destekleyeceğiz. Bu uzatma kararında da MHP’nin tavrı daha öncekiler gibi olacaktır. Buradaki hassasiyetimiz 15 Temmuz ile birlikte anormalleşen Türkiye’nin normalleşmesini sağlamaktır. Bu gerçekleşirken normal vatandaşların OHAL’den zarar görmemesi noktasında gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini defalarca ifade ettik. Siyasi iktidar da bu hassasiyette olduğunu söylüyor. Nitekim bugüne kadar kişi özgürlükleri noktasında büyük sorunların olduğu kanaatinde değiliz. FETÖ darbesiyle alakalı suçluyla suçsuzu ayırma noktasında hassas davranılmalı. Masum vatandaşın zarar görmemesi lazım. Parti olarak vatandaşın zarar görmemesi gerektiğini hem ifade ettik hem de bazı mağduriyetlerle ilgili devreye girerek bazı müracaatlarda bulunduk. Bununla ilgili OHAL Komisyonu da Sayın Genel Başkanın ve Sayın Binali Yıldırım’ın aralarındaki bir görüşme sonrasında vücuda geldi ve şu anda da çalışır durumda.

Bu basına yansımadı...

Tabii görüşmelerdeki konulardan biri de buydu. Basına açıklanmadı doğru. OHAL Komisyonu burada hassas davranarak eğer mağduriyet varsa bunların giderilmesi noktasında vereceği kararlar önemli. Artık insanların muhattap olacağı bir müessese var. Bu önemli.

Ekonomiyle ilgili bakanlar düzeyinde OHAL’in tercih edilir bir durum olmadığıyla ilgili açıklamalar oldu. Bu noktada sıkıntı yaşandığını düşünmüyor musunuz?

Evet tercih edilir değil ama ekonomideki konuları sadece OHAL’e bağlamak da çok yanlış ve isabetsiz olur. Hükümet tedbiri zamanında ve etkili şekilde aldığı takdirde OHAL’in ekonomi üzerindeki baskısı kalkar, herhangi bir sıkıntı yaratmaz diye düşünüyorum. OHAL konusunda en yüksek hassasiyete sahip partiyiz. Ülkedeki problemler bitene kadar, iç politikadaki, dış politikadaki, özellikle terör örgütleriyle mücadelede mesafe kaydedilerek Türkiye’nin normalleşmesi sağlanana kadar OHAL’in devam etmesinden yanayız.

SİYASİ AYAK ÇIKMADIKÇA FETÖ EMELLERİNDEN VAZGEÇMEYECEK

OHAL’in ilan edilmesinin temel nedeni 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ ile mücadele. Meclis’teki Darbe Komisyonu’nda siyasi ayağın ortaya çıkarılmadığı noktasında şerh düştünüz. 1 yıl geçti. Siyasi ayağının ortaya çıkarılacağını düşünüyor musunuz?

Siyasi ayağın ortaya çıkarılmasıyla ilgili Sayın Genel Başkan birçok kez sıkıntıyı ve neler yapılması gerektiğini kamuoyu üzerinden siyasi iktidara iletti. Hala ısrarla bekliyoruz, çıkarılması gerektiğine inanıyoruz, bu temizlik yapılmadığı sürece FETÖ’nün siyasi emellerinden, terörist emellerinden vazgeçeceği kanaatinde değiliz. Önümüzdeki süreçte bu problemin de diğer alanlarda olduğu gibi çözüleceği kanaatindeyiz.

BAŞKALAŞMADAN YENİLENİYORUZ

Tüm partileri bunu yapması gerektiği ifade ediliyor. MHP’de durum nedir bu açıdan?

Biz yaptık. En güzel örnek biziz. “MHP ele geçirilmeye çalışılıyor” dediğimizde, “kabahati bir yerlere atıyor” dediler. Bugün gelinen noktada MHP’nin 2008-2009’da hedef alındığı, ele geçirilmeye çalışıldığı savcıların iddianamelerinde var. Bu olmayınca sözde bir olağanüstü kongre ile MHP yokedilmeye çalışıldı. Orada amaç içeride bir muhalefet değildi. Resmen MHP, silinmek, yok edilmek, ortadan kaldırılmak istendi. Her ikisini de atlattık. Atlatırken hem bu mücadele hem de kongreler vasıtasıyla kendi içimizdeki temizliği yapıyoruz. Çok olmamakla beraber bizim içimize de sızmışlar. Mart 2018 Kongresi ile bu sızmaların tamamen ortadan kaldırılacağı kanaatindeyiz. 67 il ve 800 kadar ilçede kongre yaptık. Tazelenen bir teşkilat yapısı var. Yarıdan fazla oranda bir değişim var. Bu sadece bu döneme dair bir değişim değil. Her Kongre sürecinde MHP bu yenilenmeyi başkalaşmadan sağlar. Yapısını, paradigmasını değiştirmeden, hedef ve ideallerini parti programını değiştirmeden yenilenir. 2018 Kongresinde bu tamamlanacak. Demokratik bir Kongre olacak.

MHP’Yİ 2019’A TAŞIYACAK KADROYU SEÇECEĞİZ

Kongre MHP’yi 2019 seçimlerine taşıyacak kadroların da belirleneceği kongre olacak. Siz de kongreye bu açıdan özel bir misyon biçiyor musunuz? 

İl-ilçe kongrelerinde ortaya çıkacak kadro, Mart 2018’de ortaya çıkacak kadro, ülkedeki önemli bir değişimi sürükleyecek. Bunun siyasi sorumluları olacak. 3 seçimin yükünü alıp 2019’un sonrasına taşıyacaklar. Yeni gelen arkadaşların sorumlulukları bu açıdan çok önemli. Onlar da bunun öneminin farkındalar. Çünkü sistem değişiyor. 2019 Kasımına kadar uyum yasaları, geçiş sürecindeki yasalar gelecek. MHP de gerekli desteği veriyor, vermeye devam edecek. Herhangi bir sıkıntı olmadan bu yeni sisteme geçmek gerek.

BARAJ PROBLEMİ YOK, DAHA DA İDDİALIYIZ

MHP’nin oyunun yüzde 3-4’lere kadar indiğiyle ilgili kimi anketler yayınlanıyor. Sizin bir araştırmanız var mı? MHP’nin baraj sorunu olduğu iddialarını nasıl karşılıyorsunuz?

Masa başı anketler. Bazı kamuoyu şirketleri bunu kasıtlı olarak yapıyor. Son zamanlarda bundan da vazgeçtiler. Hatta not yükseltmeye başladılar. Biz anket şirketlerine gerek duymuyoruz. Teşkilatlarımızla irtibatlıyız. Sahadan gelen sesin ne olduğunu net alıp değerlendiriyoruz. Bizim baraj problemimiz hiç olmadı. MHP’nin girdiği her seçimde bu karanlık mahfillerin her biri baraj sorunu olduğunu iddia etti. 2011’de de, 2015 Haziran, Kasım seçimlerinde de aynı şeyi yaptılar. Bu manipülasyonları ciddiye almıyoruz. MHP’nin bu konuda endişesi yok. Daha da iddialıyız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde rey beyanını bizatihi milletin kendisi yapacak. Eskiden bir oyla her şeyi hallediyorlardı. Yerel seçimde encümen üyesini, ilçe belediye başkanını, büyükşehir belediye başkanını seçecek, yürütmenin başı Cumhurbaşkanını seçecek, Meclis’i seçecek. 5-6 seçimden bahsediyoruz. Bu geniş bir irade beyanıdır. Bunu bu millet hak ediyor. Bu demokratik özgürlüğü insanımız yaşarken faklı kararlar verme imkanına sahip olacak. MHP’nin 15 Temmuz’daki duruşunu, devletin yok olma noktasındaki emniyet subabı rolünü gören insanımızın MHP’yi bırakın baraj altını çok daha üst seviyeye, sorumluluk taşıyan seviyeye getireceğine kesinlikle inanıyorum. Bu notu 15 Temmuz gecesi bu halk verdi. Sayın Devlet Bahçeli’nin nasıl bir pozisyon aldığını, o pozisyon ile devleti ipin ucundan aldığını gördü.

15 TEMMUZ’DA ANKARA’YI DEVLET BAHÇELİ BEKLEDİ

Evet ilk açıklama MHP’den geldi

Evet, o açıklama herkese cesaret verdi. Emniyet içindeki polise de, askere de, sokağa çıkan insana da cesaret verdi. Bu binadaydı. Yanındaydık. Kimse yoktu, o gece Ankara’yı Devlet Bahçeli bekliyordu. Bunu kimseyi suçlamak için söylemiyorum ama Devlet Bahçeli gerçeğini hatırlatmak gerek. Bunu halk biliyor. 2019 farklı sonuçlara gebe, hepimiz hazır olalım ona.

ERKEN SEÇİM İHTİMALİ ÇOK ZAYIF

Erken seçim beklentiniz var mı?

Erken seçime ihtimal vermiyorum. Her ne kadar ülke olağanüstü meseleler yaşasa da erken seçim gerektirecek bir durum yok. Bunun en önemli sebebi 2019’daki hükümet sistem değişikliğiyle alakalı uyum yasaları, kanunların değişmesi gerekliliği. Çok geniş bir mevzuatta değişiklik yapılacak. Bu 2019’a kadar ancak yetişir. O nedenle seçimin öne alınması gibi bir ihtimali çok zayıf görüyoruz.

2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP’nin adayı olacak mı?

Genel başkanımın ifadesiyle cevap vereyim. Daha 2019’a çok var. Hiç acele etmeye gerek yok. Vakti saati gelince MHP nasıl bir tavır alacağını kamuoyuyla paylaşır.

Uyum yasalarının 6 ay içinde çıkarılması öngörülüyordu ama hala gelmedi. İktidarla bu konuda bir temasınız var mı?

Uyum yasalarını getirecek olan iktidar. Geldikten sonra yasalarla ilgili düşüncelerimizi söyleriz. Körü körüne bir bakış açısı içinde olmadık, fikirlerimizi sunuyoruz. Anayasa değişikliğinin önünü açan MHP. Halk da onay verdi. Bunun sorumluluğunu taşıyoruz. Sadece 18 maddelik değişikliğin yetmediğini biliyorduk. Bu anlamda buna destek vermek durumundayız.

Uyum yasalarının dışında bütün şehire geçme, siyasi partiler kanununda değişiklik, seçim kanununda değişiklik de olabileceği konuşuluyor. Sizin bu konularda beklentiniz, önerileriniz var mı?

Bu konuların tamamıyla ilgili MHP’nin dağarcığında, Ar-Ge’sinde hazırlıkları var. Ancak bunlar bizim talebimiz olarak ortaya gelmez. İktidarın bunu yapması gerekir. Bunlar masaya konulduğunda MHP de tavrını alacaktır.

MHP FİİLİ İKTİDAR ORTAĞI MI?

Anayasa desteğinin ardından bütün bunları birlikte çalışıyorsunuz gibi bir algı var. Hatta MHP’nin “fiili iktidar ortağı” olduğu yorumları yapılıyor. Fiili iktidar ortağı mısınız?

Bu isabetli bir yorum değil. 15 Temmuz sonrasında “hedefte birlik” pozisyonumuz var. Aynı hedefe bakıyoruz. Hedef de Türkiye’nin normalleşmesini sağlamak. AKP ve MHP kendi programları olan farklı partiler. Ama siyasi partiler zaman zaman aynı noktada memlekete hizmet açısından paralellikler oluşturabilir. Gayet doğaldır. 15 Temmuz’dan sonra sıkıntıları gördük ve bunun bertaraf edilmesi gerektiğine karar verdik. Bu noktada da siyasi iktidarı, yurt dışındaki çalışmalarda, gerek FETÖ, gerek PKK karşısında yalnız bırakmamız söz konusu olamaz. “Önce memleketim” diyen bir siyasi parti olarak insanımıza ihanet etmiş oluruz. Bizim siyasi iktidarla şu an ki çalışma, mesai arkadaşlığımız bundan ibarettir. Biz memleket için, insanımız için yaptık. Bu desteği, hedefte birlikteliği sağlamamış olsaydık Türkiye daha sıkıntılı yerlere giderdi. Tehlike tamamen geçmiş değil. Önce her şeyin yerine oturması lazım. Sosyal, iktisadi hayatın düzelmesi lazım. Bütün bunlar yerine oturduğunda MHP önemli bir iş yapmış olacaktır. Dolayısıyla biz iktidarın ortağıyız, onları yönetiyoruz gibi bir söylemin de yanlış olduğunu düşünüyoruz. Böyle bir tavır içinde olmayız.

MÜFTÜ NİKAHI BÜYÜTÜLECEK BİR MESELE DEĞİL

Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan müftülere nikah yetkisi ile ilgili “İsteseniz de istemeseniz de getireceğiz” dedi. MHP de buz düzenlemeye karşı. Tavrınız ne olacak?

Bu konuya bir açıklama getireyim. Nikahı kim kıyıyor? Belediye başkanı ve görevlendirilen belediye memuru. Nikahı kıyan memurun bir özelliği var mı? Oradaki bir memur arkadaşımızın kıydığı nikahla, müftü de bir memur sonuçta, müftünün kıydığı nikah arasında neden fark arıyorsunuz. Bu laikliği bozmaz.

Bu konuda Komisyona verdiğiniz şerh var ama. 

O düşünce Mehmet Erdoğan’ın düşüncesi. Düşüncesini de söylüyor. Bun da engel yok. Ben ise partimin görüşünü söylüyorum. Bu çok büyütülecek bir mevzu değil diye düşünüyorum. Müftü de devletin bir memuru. “Kayıt dışı evlilikler olacak” iddiası var ama tam tersi hepsi kayıt altına girecek. Sonuç olarak bu bir akitleşmedir. Akti siz hangi dine inanıyorsanız o şekilde gerçekleştiriyorsanız, buna Türkiye Cumhuriyeti izin veriyorsa mesele bitmiştir. Öküzün altında buzağı aramaya gerek yok. “Laiklik elden gidiyor” diye bağırmaya gerek yok. Ben Cumhuriyet tarihi hocasıyım. Laikliğin ne olduğunu en iyi bilenlerdenim. Laiklik herkesin kendi dinini istediği gibi yaşamasıdır. Bu kadar basit. Ama Türkiye’de laiklik hep yanlış anlatıldı, yanlış algılandı. Laikliği uygulaması gereken kurumun memurları dahi bunu yanlış uyguladı. Yanlış uyguladıkları için laiklik toplumun önünde bir problem olarak algılanıyor. Halbuki değil, olmaz da. Ne laikliği din düşmanı bir müessese gibi görebilirsiniz ne de ondan farklı bir noktaya koyabilirsiniz. Dolayısıyla müftülerin nikah kıyma meselesi büyütülmemeli. O memurumuz da kıyar diğeri de. Muhtemelen salı günü görüşülecek, Meclis’te ben konuşacağım. Grubumuz adına desteklediğimizi ifade edeceğim. Bunun laiklikle alakası yok.

Toplumu kutuplaştıran, gerilim yaratan bir tartışma oldu. Böyle bir düzenlemenin aciliyeti nedir?

Gerilim yaratan bir konu değil. Benim, partimin izlenimi toplumun büyük kesiminin bundan rahatsızlık duymadığı yönünde. Ana muhalefetin bazı kesimlerinin hassasiyeti. Ana muhalefet partisi de muhalefet için fırsat arıyor. Bu konuda velveleye verecek bir durum yok.