ÖHD: HDP'nin hesabına bloke konulması Anayasa'ya aykırı

ÖHD, HDP’ye yapılacak devlet yardımı hesabına bloke konulmasının Anayasa'nın "siyasi partilerin devlet yardımından yoksun bırakılmasında aranan 3'te 2 oy çokluğu şartına" aykırı olduğunu belirtti.

Abone ol

DUVAR - Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi, Yargıtay Başsavcılığının talebi üzerine Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) yapılan hazine yardımına bloke konulmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Çok sayıda hukukçunun katılımıyla şube binasında düzenlenen toplantıda konuşan ÖHD Amed Şubesi Eşbaşkanı Özüm Vurgun, HDP'ye yönelik açılan kapatma davasında da savcılığın aynı talepte bulunduğu ancak Anayasa Mahkemesi’nin "somut delil sunulmadığını" hatırlatarak talebi reddettiğini hatırlattı. Vurgun, "Hukuki gerekçeden yoksun ve HDP'ye tedbir talebine ilişkin savunma hakkı verilmeden alınan bu tedbir kararı açıkça Anayasa'ya aykırıdır" dedi.

'USUL AÇISINDAN ANAYASA'YA AYKIRI'

Mezopotamya Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, kararın AYM’nin karar alma şekline de aykırı olduğunun altını çizen Vurgun, HDP'nin yapılan yardıma bloke konulması kararının alınma şeklinin Anayasa'nın 149'uncu maddesine aykırı olduğunu söyledi. Siyasi partilerin kapatılması veya da devlet yardımından yoksun bırakılması kararında Genel Kurul'un toplantı sayısının 3'te 2 oy çokluğu şartı arandığını belirten Vurgun, HDP'ye yönelik hazine yardımı hesabına bloke konulması kararının 7'ye karşı 8 oyla alındığını, bu nedenle kararın usul hükümleri açısından Anayasa'ya aykırı olduğunu dile getirdi. 

'3'TE 2 OY ÇOKLUĞU ŞARTTIR'

Anayasa'nın 149'uncu maddesindeki "Anayasa Mahkemesi iki bölüm ve Genel Kurul halinde çalışır. Bölümler, başkanvekili başkanlığında dört üyenin katılımıyla toplanır. Genel Kurul, Mahkeme Başkanının veya Başkanın belirleyeceği başkanvekilinin başkanlığında en az on üye ile toplanır. Bölümler ve Genel Kurul, kararlarını salt çoğunlukla alır. Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik incelemesi için komisyonlar oluşturulabilir." hükmünü hatırlatan Vurgun, siyasi partilerde ise durumun farklı olduğuna işaret etti. Siyasi partilere ilişkin davalarda karar alma sürecine işaret eden Vurgun, "Siyasi partilere ilişkin dava ve başvurulara, 'İptal ve itiraz davalarıyla Yüce Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara Genel Kurulca bakılır, bireysel başvurular ise bölümlerde karara bağlanır.' denilmektedir. Anayasa değişikliğinde iptale, siyasi partilerin kapatılmasına ya da devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için toplantıya katılan üyelerin 3'te 2 oy çokluğu şarttır. Anayasa madde 149/3 uyarınca üçte iki oy çokluğu ile verilebilecek bir kararı Anayasa Mahkemesi 8 kabul 7 karşı oy ile oyçokluğu ile vermiştir. Bu nedenle karar usul hükümleri yönüyle Anayasa'ya aykırıdır" diye konuştu.  

'SİYASETİN ENGELLENMESİDİR'

Alınan kararlar Anayasa Mahkemesinin siyasi saiklerle hareket ettiğini açıkça gösterdiğini sözlerine ekleyen Vurgun, şunları dile getirdi: "Anayasa Mahkemesi yasaların Anayasaya uygun olduğunu denetlemekle görevli en üst yargı merciidir. Bu nedenle, anayasa ile ilk ve en önce bağlı olması gereken kurum Anayasa Mahkemesi’dir. Geçmiş dönemlerde de demokratik ve muhalif diğer Kürt partilerine yönelik, anayasa ve yasalara aykırı kararlar verilmiştir. Bu karar her yönüyle haksız ve hukuka aykırı olmasının yanında, siyasi baskının boyutunu, Anayasa'ya aykırı karar verecek şekilde bir baskı aracı olduğunun ve siyasetin hukuk eliyle engellendiği geçmişin tekrarıdır." 

‘AYRIMCILIĞI GÖSTERMEKTE'

HDP’nin hazine yardımını keserek yasama faaliyetine aktif olarak katılımını, seçim öncesi demokratik seçime katılımının engellemesi hedeflendiğini vurgulayan Vurgun, şunları ifade etti: "Anayasaya göre seçmen, vekiller aracılığıyla temsil edilir. Bu temsil görevini yerine getirmesi için de hazineden belirli oranda destek alır. Bu destek olmadan siyasi bir partinin çalışmaları aksar. Bu durum da diğer siyasi partilerin lehine sonuçların doğmasına sebebiyet verir. Denenmişi bir daha bir denemek hukuken de siyaseten de Kürtlere ve muhalif kesimlere duyulan ayrımcılığın da göstergesidir. Aynı siyasi geleneği, anlayışı ve düşünceyi devam ettiren siyasi partilerin kapanması her defasında büyüyerek yeniden siyaset sahnesindeki yerlerini almış, büyümeye devam etmişlerdir." 

Kararla birlikte hukuki güvencenin olmadığını dile getiren Vurgun, "Açıkça Anayasaya aykırı olan bu kararın derhal geri alınmasına çağırıyor, sürecin takipçisi olduğumuzu açıklıyoruz" dedi. (HABER MERKEZİ)