Okul öncesi öğretmenleri: Tuvalete bile gidemiyoruz

Okul öncesi öğretmenleri, ders saatinin 50 dakika olması ve kesintisiz 6 saat boyunca çocukları gözetme yükümlülükleri olmasından dolayı tuvalet gibi temel ihtiyaçlarını giderememekten şikayetçi.

Abone ol

Pelin Akdemir

DUVAR - Okul öncesi öğretmenlerinin diğer branşlardan farklı olarak ders saatleri 50 dakika. Bunun yanı sıra 6 etkinlik saati boyunca öğrencileri aralıksız gözetme yükümlülükleri var. Öğretmenler, bu sene yönetmelikle yapılan değişiklikle iyileştirme beklerken umduğunu bulamadı.

İsmini vermek istemeyen bir öğretmen, “Çok fazla bir şey istemiyoruz. Tuvalet, su gibi temel ihtiyaçlarımızı gidermek istiyoruz. Bunu sağlamıyorlarsa yıpranma payımızı versinler” diyor.

ARALIKSIZ 6 SAAT DERS

Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesi öğretmenlerini kapsayan yönetmelikte 14 Ekim tarihinde bir değişikliğe gitti. Öğretmenler bu değişiklikle 50 dakika olan ders süresinin azaltılmasını bekliyordu fakat sadece bir kelime değiştirildi ve yönetmelik aynı kaldı. Yönetmelikte, güne başlama, oyun, beslenme, temizlik, etkinlik, dinlenme ve günü değerlendirme zamanlarını da içerecek şekilde günde 50'şer dakikalık aralıksız 6 etkinlik saati süresinin olduğu ifade ediliyor.

‘YIPRANMA PAYI VERİLMESİ İÇİN YASAL DÜZENLEME YAPILMALI’

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) öğretmenlerden gelen şikayetler üzerine bakanlığa bir dilekçe gönderdi. Sendika, öğretmenlerin taleplerini şöyle aktarıyor: “Etkinlik/ders saatlerinin 40 dakikayı aşmaması, etkinlik/ders saatleri arasındaki sürenin asgari 20 dakika olması, her sekiz öğrenci için bir yardımcı personel görevlendirilmesi, öğrenci sayısı ile orantılı olarak yardımcı personel sayısının artırılması, dersliklerde öğrenci sayısının yirmiyi aşmaması, öğrencilerin özel ihtiyaçlarına göre özel alt sınıfların oluşturulması, okul, okul bahçesi, sınıf ve ortak kullanım alanlarının öğrencilerin fiziksel gelişimleri gözetilerek donatılması biçimindeki düzenlemelere yer verilmesi gerekmektedir. Fiilen görev yapılan her üç yıla birer yıl eklenecek biçimde yıpranma payı verilmesi için yasal düzenleme yapılmalı.”

‘SİSTEMİN ÇÖZMESİ GEREKEN SORUNLAR BİZİM SORUNLARIMIZMIŞ GİBİ ALGILANIYOR’

İstanbul’da görev alan ismini vermek istemeyen bir öğretmen, 6 saat aralıksız çalışma saatinin yanı sıra bazı kurumlarda öğrenci mevcudunun 30’a çıkmasının da sınıf içerisinde sorunlar oluşturduğunu anlatıyor. Öğretmenlerin talebi, bir sınıfta en fazla 20 öğrencinin olması yönünde. Etkinlik yapmak için çocuğun hareket edeceği özgür alanlara ihtiyacı olduğunu belirten öğretmen, “Kalabalık sınıflarda bu özgür alan sağlanamıyor. 30 kişilik sınıflarda birçok arkadaş ‘eğitim yapamıyorum’ diyor. Bir- iki öğrencinin nasıl fark ettiğini alanda çalışan insan biliyor” ifadelerini kullanıyor.

Kalabalık sınıf ortamında çocuklarla bireysel olarak ilgilenmenin zor olduğunu ifade eden öğretmen, “Bizim eğitimimizin özünde çocuğa görelik var. Bunu gerçekleştirmek zorlaşıyor. Daha disiplinli hareket etmeniz gerekiyor. Aslında sistemin çözmesi gereken meseleler sizin meselenizmiş gibi algılanıyor. Öğretmenlerin sınıf yönetiminde sorun olduğu izlenimi yaratılıyor” diye konuşuyor.

‘TENEFFÜS HAKKIMIZ YOK’

Okul öncesi öğretmenlerine meslek liselerinden veya üniversitelerden gelen stajyer öğrenciler destek oluyor. Öğretmen, tuvalete gitmenin bile nasıl sorun teşkil ettiğini şöyle anlatıyor: “10 dakika teneffüs yapmak önemli. Bizim teneffüs hakkımız yok. Tuvalete gittiğimizde çocuklardan birine bir şey olsa öncelikli sorumlu biziz. Yemek saatinde de çocukların başında olmamız gerekiyor. Biz yemek yiyemiyoruz. Çok fazla bir şey istemiyoruz. Tuvalet, su gibi temel ihtiyaçlarımızı gidermek istiyoruz. Eğer bunu sağlamıyorlarsa yıpranma payımızı versinler.”

Sistemden kaynaklı sorunlarla sınıfta baş başa kaldıklarını ve kendi çözüm yollarını bulmaya çalıştıklarını söyleyen öğretmen, “Okul öncesi, sonradan eğitime dahil edilmiş bir alan olduğu için yapboz tahtası gibi. Kendi meslektaşlarımızın dahi anlayamadığı bir alan. Çünkü kurallar net değil” ifadelerini kullanıyor.