Okullar açıldı, beslenme çantaları boş
Son günlerde öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek hakkı pek çok kişi tarafından dillendiriliyor. Uzmanlar artan enflasyon ile birlikte aileler için en büyük sorunun beslenme olduğunu vurguluyor.
Pelin Akdemir
DUVAR - Bursa’da bir Anadolu lisesinde su 3, tost 13, ayran 5, tavuk ekmek 20, tavuk pilav ise 20 lira. Üç çeşit yemek yemek isteyen öğrenci ise 43 lira ödemek durumunda. Bir öğrencinin günlük yemek harcaması en az 30 lira. Bir öğrencinin sadece yemek masrafı aylık en az 700 liraya denk geliyor. Öğrencilerin bir kısmı öğlen öğününü evden getirirken bir kısmı ise bisküvi gibi aperatif yiyeceklerle geçiştiriyor.
Bu yıl kantin ücretlerine gelen zamlarla neredeyse tüm günü okulda geçiren öğrencilerin beslenmesi, gündemdeki konulardan biri haline geldi. Sosyal medyada da konuyla ilgili pek çok paylaşım yapıldı ve okullarda ücretsiz bir öğün yemek verilmesi talep edildi. Ekmek ve Gül Derneği'nin hazırladığı ve geçtiğimiz günlerde açıkladığı rapor, her dört çocuktan birinin okula aç gittiğini ortaya koydu. Öğrencilerin okullardaki beslenme koşulları üzerine Demir Leblebi Kadın Derneği'nden Sevna Somuncuoğlu ve Derin Yoksulluk Ağı kurucularından Hacer Foggo ile konuştuk.
‘BESLENME ÇOCUĞUN YAŞAM HAKKI’
“Çocukların beslenmesinden önemli bir şey olur mu?” diye soran Somuncuoğlu, “Okullar açıldığında ailenin en büyük korkusu çocuğuna harçlık vermek. İnsanların cebinde böyle bir para yok. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nden bakarsanız çocuğun yaşam hakkı bu” diye konuştu.
Somuncuoğlu, okul aile birliklerinin aktifleştirilerek öğrencilerin beslenme sorunuyla ilgili sorumluluğu üstlenebileceğini dile getirdi. Okul aile birliklerinin Türkiye’de düzgün işletilmeyen bir sivil yapı olduğuna dikkat çeken Somuncuoğlu, şunları kaydetti: “Ben artık devletin, Millî Eğitim Bakanlığı’nın bu tür politikalar geliştireceği konusunda bir umut taşımıyorum. Ancak bu birlikler gibi yasada var olan bir şeyi biz dönüştürebiliriz. Bu dönem için en geçerli muhalefet yöntemi, var olan yapıyı işletmeye çalışmak. Bu yapılara yeniden işlev kazandırmak da bir direniş yolu. Okul aile birliği gibi bir sivil yapı varken biz neden çocuğun beslenme güçlüğü üzerine konuşuyoruz? Bütüncül çözümler düşünüyoruz ama küçük yapılarla, mahalle örgütlenmeleriyle çözülebilir bir konu.”
‘BÜYÜKŞEHİRLERDE YOKSULLAR ÇOK DAHA ZOR DURUMDA’
Okulda beslenme sorunu öğrencilerin okul devamlılığını da etkiliyor. Somuncuoğlu, “Bir aile için en acı şey, çocuğunun çantasına bir yiyecek koyamadan okula göndermek. Bir sürü aile çantaya bir şey koyamadığı zaman okula göndermemeyi tercih edecektir” sözleriyle aktardı.
Yoksul kentlerde eğitim ortalamalarına bakınca beslenmenin bilişsel gelişim üzerindeki etkisinin fark edildiğini belirten Somuncuoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Şimdi çoğu aile evine makarna alamayacak durumda. Biz artık bu memlekette en çok pahalılıktan konuşuyoruz. Yoksulluk ve yoksunluk her yerde aynı. Her yerde yoksulluk artık çok ağırlaştı. Belki İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerdeki yoksullar çok daha zor durumda. Doğu’da başka bir dayanışma kültürü var. Tarlası, bahçesi var. Betonların arasında yaşayanların alışkın olmadıkları ve çok zorlandıkları bir durum.”
‘BAKANLIK BESLENME SORUNUNUN FARKINDA’
Derin Yoksulluk Ağı kurucularından Hacer Foggo, Sağlık Bakanlığı’nın öğrencilerin beslenmesi üzerine yayınladığı yazıya değindi. Sağlık Bakanlığı, 6-18 yaş arası çocuk ve gençlerin okul başarılarını arttırabilmek için beslenme önerisinde bulunuyor. Bakanlığın yazısına göre, 6-12 yaş arasında dengesiz beslenme çocuğun gelişimini etkiliyor, hastalıklara karşı dirençsiz kılıyor ve okul başarısını düşürüyor. Bunun için çocukların her gün süt ürünleri, et, yumurta, sebze gibi besinleri alması gerekiyor. Foggo, bakanlığın eylem planına ilişkin şunları söyledi:
“Helva var ama dağıtmıyorlar. Sağlık Bakanlığı, beslenme eylem planını önceden hazırlamış, ‘2020’de hayata geçireceğiz’ demişler ama geçirmemişler. Bakanlık, daha iki gün önce beslenme konusunda bir yazı yayınladı. Demek ki, bunun farkında. Bir an önce beslenme programının ücretsiz olarak hayata geçirilmesi gerekiyor çünkü çocuklar evde zaten doğru dürüst bir şey yiyemiyorlar.”
‘ÇALIŞAN YOKSULLUĞU DİYE BİR GERÇEK VAR ARTIK’
Sağlıklı ve dengeli beslenememe nedeniyle öğrencilerin bilişsel ve fiziksel gelişimlerinde sorunlar yaşadığının bilimsel verilerle kanıtlanmış olduğunu aktaran Foggo, “Tek nedeni bu değil ama bir nedeni de yetersiz beslenmenin öğrenme güçlüğüne neden olduğu. Çalışma yaptığımız ailelerde buna tanık oluyorum. Aileler için en önemli sorun beslenme sorunu. Çocukları okula giderken çantalarına beslenme koyabilmeleri… Beslenme sorununun çözümü okul devamlılığını da arttırıyor” dedi.
Beslenme sorununa ilişkin gıda fiyatlarındaki pahalılığa işaret eden Foggo, “Türkiye’nin her yerinde, Edirne’de de Diyarbakır’da da bu sorun var. ‘Çalışan yoksulluğu’ diye bir gerçek var artık bu ülkede. Asgari ücretle, kayıt dışı, güvencesiz çalışmanın olduğu her yerde beslenme sorunu var” diye konuştu.