‘Okullar bir hafta sonra kapanırsa bu kırtasiyecilerin ölümü demek'
Pandemi döneminde işlerini yapamaz hale gelen kırtasiyeciler, yeni eğitim dönemi öncesinde umutsuz. Borçlanarak ürün aldığını söyleyen esnaf, okulların yeniden kapanması tedirginliği yaşıyor.
ANKARA - Covid-19 pandemisi sürecinde yüz yüze eğitimin uzun süre yapılmadığı Türkiye’de, bu durumdan olumsuz etkilenen işletmeler arasında kırtasiyeciler de yer alıyor. Okulların bir açılıp bir kapanma durumunun belirsizlik yarattığını, yeni ürün almak için borçlandıklarını söyleyen esnaf, 6 Eylül’de başlayacak yeni dönem öncesi eski heyecanlarının olmadığını ifade ediyor. Pandemi döneminde açığa çıkan olumsuz tablonun yanı sıra kırtasiyeci esnafının dert yandığı bir diğer konu ise zincir marketlerin de kırtasiye ürünü satması.
‘ESNAF BORÇLANARAK RAFINA ÜRÜN KOYMAYA ÇALIŞIYOR’
Ankara’da 30 yıldır kırtasiyecilik yapan Akif Topçu, korona virüsü salgını dönemini, “Çalışamadık, borçlandık” sözleriyle özetliyor. Pandeminin kırtasiyeci esnafını olumsuz etkilediğini, okulların kapalı olması ve sokağa çıkma yasakları döneminde dükkanlarını açamamaları nedeniyle iş yapamadıklarını belirten Topçu, “Geçen yıl okullar açılacak diye sezona hazırlık yaptığımızda malımızı almış rafımıza koymuştuk. Bu malları da borçla almıştık. Bu borçları ödeyemeyince çok mağdur olduk” dedi.
Pandemi döneminde devletten yeterli desteği görmediklerini, 30 yıllık esnaf olarak hibe yardımından dahi yararlanamadıklarını belirten Topçu, 6 Eylül’de açılacak okulların yeniden kapanması ihtimalinin kırtasiyecilerin 'ölümü' olacağını belirterek şunları söyledi:
“Okullar bir açılıyor bir kapanıyor. Okulların tekrardan kapanma ihtimali bizi korkutuyor. Okullar açılacak deniyor ve buna güvenerek esnaf iyi kötü borçlanarak da olsa rafına ürün koymaya çalışıyor. Okullar açılıp bir hafta sonra yeniden kapanırsa bu sektörün, kırtasiyecilerin ölümü demek. İnşallah sezon iyi geçer ve okullar kapanmaz. Kırtasiyecinin Türkiye’de yaşaması lazım. Kırtasiyeci var olursa ülkede eğitim de var olur."
‘OKULLARIN AÇILMASINA DAİR HEYECANIMIZ YOK’
Alışverişe gelen çocukların sesini özlediğini belirten Topçu, geçmiş yıllarda okulların açılmasından önce dört ya da beş kişi dükkânda çalıştıklarını, müşterilere ürün yetiştiremediklerini söylüyor. Bugünlerde yalnızca eşiyle birlikte dükkânda beklediklerini, eski iş heyecanının piyasada olmadığını belirten Topçu, özellikle zincir marketlerde satılan kırtasiye ürünlerinin kendilerini olumsuz etkilediğini söylüyor:
“Küçük esnaf olarak okulların açılmasına dair çok bir heyecanımız yok. Neden heyecan yok? Çünkü piyasayı zincir marketler belirliyor. Her köşe başını tuttular ve ekonomik gücünü kullanarak kırtasiye reklamı yapıyorlar. Bu insanları etkiliyor ve insanlar reklamın yoğun olduğu yere yöneliyorlar. Şimdi küçük esnafı düşünen yok. Küçük esnafın sahibi yok. Marketlerin kırtasiye ürünü satması yasaklanmadığı sürece bizim heyecanımız yerine gelmez. Odamızın bu konuda Ticaret Bakanlığı’nda bazı girişimleri oldu ama sonuç alınamadı. Buna dönük adım atılması gerekiyor.”
‘İKİ YIL ÖNCE 150 LİRAYA DOLAN ÇANTA BUGÜN 300 LİRADAN AŞAĞIYA DOLMAZ’
Uzun süre sonra okulların açılmasıyla özellikle velilerin merak ettiği bir diğer konu kırtasiye ürünlerinin fiyatları. Özellikle son altı ay içerisinde kırtasiye ürünlerinin yüzde 70 ile yüzde 80 oranlarında zamlandığını söyleyen Akif Topçu, bir öğrenci üzerinden fiyat değişimlerini ise şu sözlerle anlattı:
“Bir öğrencinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir çanta kırtasiye ürününün fiyatı, çocuğun sınıfına göre değişiyor. Örneğin, iki yıl önce bir ana sınıfı öğrencisinin çantası 150 liraya doluyorsa bugün 300’den aşağıya dolmaz. İlkokul da iki yıl önce çantasını doldurmak 100 lira tutuyorsa, bugün 200’e yakına ancak dolar. Müşteriler fiyatların ne kadar arttığını soruyorlar ama insanlar da durumu biliyorlar. Sırf kırtasiyeye değil ülke genelinde gıdasından kıyafetine her şeye zam geldi. Bunda bizim de yapabileceğimiz bir şey yok. Biz de küçük işletmemizi devam ettirmeye çalışıyoruz, devam edebildiğimiz kadar çabalıyoruz."
‘KAPATANLAR, KAYBOLANLAR ÇOK’
Ankara Kitap ve Kırtasiyeciler Odası Başkanı Ünal Şimşek’e göre ise pandemi döneminde işini yapamaz duruma gelen çok sayıda kırtasiyeci var. Her ay on ile on beş kırtasiyecinin dükkanını kapatmak için odaya başvurduğunu, derneğe haber vermeden direkt iflas edenlerin de sayısının çok olduğunu belirten Şimşek, yeni eğitim öğretim yılı öncesi esnafın mutlu olmadığını söylüyor:
“Aldığımız birçok ürün satılmadığı, yerinde durduğu için okullar açılmadan önce eksik giderme varsa onları yapıyoruz. Bu süreçte kapatanlar, kaybolanlar çok. Günlük gelirle yaşayan insanlar 3 bin lira kira veriyor. Ailesinin giderlerini de düşününce bu senede 60 bin lira eder. 60 binlik giderin karşısında kim hayatta kalabilir? İşletmeler kapanmış vaziyette ya da kalan üç beş malını piyasaya sürmek durumunda.”
‘ÖNLERİNİ GÖREMİYORLAR’
Esnafın yeni eğitim öğretim yılı öncesinde heyecanının olmadığını, odaya bağlı esnaflarla yaptığı görüşmelerden üç esnaftan ikisinin yeni ürün alamadığını söylediğini aktaran Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Konuştuğum esnaf, ‘Elimizdeki kalan malı satabilirsek mutlu olacağız’ dediler. Bu da gösteriyor ki yeni dönemde ürün alacak paraları yok. Eskiden gider malımızı alır ve zamanla öderdik. Şimdi esnaf ‘ben nasıl alayım mal’ diyor. Önlerini göremiyorlar. Okulların açılacağına kesin diyorlarsa da güvenmedikleri için, paraları da olmadığı için çok fazla mal alamıyorlar, heyecan da duymuyorlar. Hayatta kalabilmek için çalışacaklar ama ne olacak bilmiyoruz."
‘BİZİ PERİŞAN EDEN ZİNCİR MARKETLER’
Zincir marketlerin kırtasiye ürünü satmaması için hükümet yetkilileriyle kurdukları diyaloglardan olumlu sonuç alamadıklarını belirten Şimşek, “Bizi perişan eden zincir marketler” dedi ve şunları söyledi:
“Televizyonların tüm kanallarında zincir marketlerin reklamı var ve bu mevsimde kırtasiyenin tüm ürünlerini satıyorlar. Perakende satış yasası çıkacaktı fakat çıkmadı. Bizim geçmişte kitap, kırtasiye satış elemanlığı belgemiz vardı. Bu belgeyi dört yıl önce kaldırdılar. Kırtasiyeciliğin meslek olduğunu belirterek, bu mesleğin ölmemesi için bu belge ile sadece satışın yapılabilmesi için girişimimiz oldu. Türkiye çapında 70 bin işletmenin ve ailelerinin ekmek yediğini anlatmamıza rağmen halen bu yasa da belge de çıkmadı. Biz de hayatta kalmak için çırpınmaya devam ediyoruz.”