Olağanüstü çağda eleştiri ve sanat

Dünyanın sayılı çağdaş sanat kuramcılarından Hal Foster, Yeni Kötü Günler: Sanat, Eleştiri, Acil Durum kitabında içinde bulunduğumuz çağda sanatın ve eleştirinin olanaklarına bakıyor.

Abone ol

Halen içinde bulunduğumuz, dönüşen ve yeni olanaklar peşinde koşan bir fenomen olarak çağdaş sanatın tarihini yazmak zor. Kendini tarihselleştirmeye, modernist akademik kalıplar içine girmeye ve standart bir anlatı oluşturmaya karşı bir yerde konumlayan bir akım olarak bakarsak da çağdaş sanatın tarihini yazmak neredeyse imkansız. Ancak dünyanın önde gelen çağdaş sanat eleştirmenlerinden / kuramcılarından Hal Foster, tarihselleştirmek için erken olsa da, kuramsallaştırmak için o kadar da erken değil diyor. Foster'ın Koç Üniversitesi Yayınları yayımlanan Yeni Kötü Günler: Sanat Eleştiri, Acil Durum kitabı bu kuramsallaştırma çabasının en önemli ayaklarından biri olarak yerini alıyor.

Hal Foster

FOSTER 89 SONRASI ÜZERİNE YAZIYOR

1989 sonrası döneme bakıyoruz. Berlin Duvarı yıkılmış, Sovyetler çökmek üzere, Tiananmen Meydanı'ndaki ayaklanmalar büyük değişimlerin habercisi. Ardından gelen süreçse neoliberalizmin tahakkümü, refah devleti uygulamalarının tırpalanması, sendikaların işlevsizleştirilmesiyle oluşan yeni dünya düzeni... Hal Foster kitabını bu arka plan üzerine inşa ediyor. Foster çağdaş sanatın ve eleştirel düşüncenin son 25 yılda geçirdiği dönüşüme bakarken Bertolt Brecht'ten ilham alan sanatçı Thomas Hirschhorn'a referans veriyor. Brecht'in hepimizin yapmamız gerektiğini söylediği, "Eski güzel günlerle değil, yeni kötü günlerle" yapıtlarını inşa ettiğini söyleyen Hirschhorn Foster'ın kitap boyunca geniş bir şekilde ele aldığı sanatçılardan.

Aslında durum sanat dünyası için daha da kötü. Çünkü bir yandan spekülasyon ekonomisinin devreye girmesi ve AIDS krizinin alt üst etmesi sanat dünyasının kendi içinden etmenler olarak krizi daha da derinleştirdi. Foster ayrıca daha yakın bir tarih olarak 11 Eylül sonrasına da işaret ediyor: "Elbette 11 Eylül'den sonra koşullar daha da aşırı bir hal aldı ve acil durum istisnadan ziyade norma dönüştü." Yeni Kötü Günler de olağanüstü koşullar çağında sanatın geçirdiğini dönüşümü ve olanaklarını inceliyor.

FOSTER AVANGARD EĞİLİMLERİ ARIYOR

Foster kitabında temel olarak belli terimleri ele alıyor; abject, arşivsel, mimetik, güvencesiz ve post-eleştirel. Foster bu terimlerin paradigma sayılmadığını, bazılarının stratejilere, bazılarının da yüklemlere daha yakın olduğunu belirtiyor. Foster'ın temelde aradığı şey günümüz sanatı içindeki avangard eğilimler. Foster kitabının önsözünde aslında yapmak istediklerini ve avangard sanattan beklentilerini de temel bir şekilde özetliyor.

Sürrealizmde olduğu gibi verili bir simgesel düzenin ihlal edilip aşılması ya da Rus konstrüktivizminde olduğu gibi yeni bir düzenin vazedilmesi tipinde bir avangardın artık var olmadığını vurguluyor. Avangard, "... bunun yerine verili düzende zaten var olan çatlakların izini sürmeye, bunlara daha da baskı bindirmeye, hatta bunları bir şekilde harekete geçirmeye çalışır."

Hal Foster, Yeni Kötü Günler, Koç Üniversitesi Yayınları, 2017.

Son yirmi beş yılın çağdaş sanatı aslında başka bir krizle de, 1980'lerin kültür savaşları sırasında yenilgiye uğramış eleştirel teorinin kriziyle de çakışır. Eleştirinin, eleştirmenin, eleştiri kurumunun geriye düşmesinin, aşağılanmasının karşısında post-eleştirel bir duruşun bu projede hiçbir yararı yoktur, der Foster. Kendisinin sadece bu kitapta değil, tüm çalışmalarında yaptığı şey de eleştirel teoriyi tekrar canlandırmanın yollarını bulmak.

Foster, "Bugün eleştirinin yere düşmüş bayrağını niye eğilip alalım?" diye soruyor. Cevabıysa temel bir siyasal argümandan kaynaklanıyor. "Eleştiri kamusal alan için olmazsa olmazdır." Ve örnek olarak da "18'inci yüzyılda ortaya çıkan eleştirmen figürünün 'kamusal bir ziyaretçinin bakış açısı'nı benimsememiş, aynı zamanda da gösterilmekte olan sanat hakkında yazmak suretiyle kamunun bir temsilini yaratmıştı ve bu temsil farklı gruplara bir kamuoyu olarak kendi kendilerinin farkına varmalarında yardımcı olmuştu," diyor.

Hal Foster'ın "Yeni Kötü Günler"i entertainment ve piyasa kültürünün avangardı yuttuğu bir çağda avangardın yeni olanaklarını bulabilecek ipuçları taşıyor.