Olmayan doğalgaz en pahalı doğalgazdır

Doğalgazın 81 ile ve çok sayıda ilçeye de yaygınlaştırılması da konutlarda kullanımının sadece kış aylarıyla kısıtlı olmasından dolayı iletim sisteminin yönetimini çok zorlaştırmaktadır.

Abone ol

Ali Arif Aktürk*

Eski Başbakan merhum Mesut Yılmaz’ın kendisini Mavi Akım’ı yaptığı için suçlayanlara söylediği bir cümlesi vardır. “Olmayan gaz en pahalı gazdır”. Biz doğalgaz ve elektrik zamlarını konuşup hazım edememişken, şimdi doğalgaz ve elektrik kesintilerini konuşup tartışıyoruz. İran doğalgazının kesilmesi sonucu bu hafta sanayide 3 günlük elektrik kesintileri ile birlikte elektrik ve sanayide doğalgaz kesintileri ülkenin gündemine girdi.

Enerji ve doğalgaz politikaları ve stratejileri uzun vadeli olmalıdır. Enerjinin topluma, ekonomiye, gelecek nesillere yansımaları, yönetişim süreleri, seçim dönemleriyle sınırlı siyasi iktidarlara bırakılmadan toplumun bütününü temsil eden tüm paydaş katılımcılarla konsensüs içinde, bütünsel olarak uzun vadeli bir biçimde devlet politikası olarak belirlenmelidir. Seçim dönemi ile sınırlı bir siyasi iradenin, gelecek nesilleri de çok yakından ilgilendiren enerjide, 30-50 yılı ilgilendiren stratejik kararları tek başlarına belirlemeleri gelecek nesillere yapılan haksızlıktır.

Ülkemiz doğalgaz iletim sisteminin giriş noktalarının ve kapasitelerinin son yıllarda artmış olması, matematiksel olarak kapasite miktarlarını alt alta toplayarak "Günlük 360 milyon m3 bir kapasiteye ulaştık ve sorun kalmadı" diye popülizm yapmak, kamuoyunu da yanlış bilgilendirmek demektir. Nitekim bu tür açıklamaların hemen akabinde doğalgaz kesintileri ile karşı karşıya kalınması, fiiliyatta sistemin çok kırılgan yapıda olduğunun bir göstergesidir. Tüm doğalgaz iletim sistemi operatörlerinin arz kaynaklarının bir veya birkaç tanesinde herhangi bir nedenle kesinti yaşanması durumunda senaryo çalışmaları, aksiyon planları yaptığı bir vakadır. Ülkemizin sistem operatörü BOTAŞ’ın da Şebeke İşleyiş Düzenlemeleri ile birlikte kesinti-kısıntı protokolü mevcuttur. BOTAŞ kesinti ve kısıtlı bildirimlerini bu protokol çerçevesinde müşterilerine sözleşmelerinin ilgili maddesine binaen yapmaktadır. Bu kesinti ve kısıntılar önce çift yakıtlı elektrik santrallerinden başlar ve elektrik santrallerinden sonra sanayide (buhar ve proses olarak) devam eder.

Ülkemizin İran’dan gaz ithal etmeye başladığı Aralık 2001 tarihinden beri İran’ın -özellikle kış dönemlerinde- mücbir sebep ihbarında bulunarak doğalgaz arzında eksik teslimat yaptığı ve bazen de teslimatı tümüyle durdurduğu bilinmektedir. Ülkemizin iletim sistemine Türkiye’nin doğusundan İran gazının Bazargan istasyonundan 28,6 milyon m3/gün kapasite ile girişine paralel olarak, Gürcistan sınırı Türközü ölçüm istasyonunda da 19,5 milyon m3/gün kapasite ile Azeri gazı girişi 2021 yılına kadar sağlandı. Toplamda -özellikle kış döneminde- günlük 48 milyon m3 doğalgaz girişi sağlanarak, Ankara’nın doğusunda ve Sivas’tan Malatya, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adana ve Mersin’e kadar inen iletim hattının beslenmesi sağlanmaktaydı. Ancak uzun vadeli ticaret merkezi stratejisi, iletim sistemi bütünlüğü, vs. gibi konular düşünülmeden, TBMM’den de Anayasa’nın 90. maddesi kapsamında geçirilen Hükümetlerarası Anlaşmalarla kendine has, münhasır hukuku ve tahkimi olan imtiyazlı sözleşmelerle TANAP projesine izin verilmiş ve TANAP projesinin tamamlanması ile Türközü’nden giren Azeri doğalgazı TANAP projesine deplase edilmiştir.

TANAP projesiyle, astronomik bir iletim tarifesi ile BOTAŞ’ın iletim hattı âtıl hale getirilerek taşıtılan doğalgaz, tüm BOTAŞ sistemini bypass geçerek ilk çıkış noktası olan Eskişehir ve daha sonra da Trakya’ya doğalgazı fahiş fiyat ile taşınmaktadır. Ülkemizin doğu ve güneydoğudaki tüketimi besleyen iletim sistemi omurgasındaki bu eksilen miktarı bertaraf edebilmek için Dörtyol’a BOTAŞ tarafından bir FSRU LNG giriş noktası tesis edilmiştir. Doğudan Azeri miktarını ortadan kaldırarak sadece İran’ın doğalgaz girişine emanet edilen arz güvenliğini güneyden FSRU ile desteklemeye çalışmak, işin ticari ve maliyetler açısından fahiş olması bir tarafa bırakılırsa, teknik olarak da imkansızdır. Dörtyol FSRU LNG giriş kapasitesi 20 milyon m3/gün’dür. Boru hattı ile kesintisiz ve sürekli gelmesi gereken doğalgazı FSRU gibi depolama imkânı son derece kısıtlı ve gelen kargoyu doğrudan sisteme basma esası ile çalışan FSRU LNG ile ikame etmek teknik olarak imkânsızdır. Bunun LNG kargoları ile sürekliliğini sağlamak için, LNG kargolarının sürekli ve planlı şekilde aksatılmadan boşaltma yapılması gerektirmektedir. Halbuki Dörtyol Terminalinde dalgakıranın da halen yapılmamış olması, denizde iskeleye yanaşan LNG kargolarının boşaltım yapmasını ve FSRU tesisinin emre amadeliğini kısıtlamaktadır. Öte yandan İletim Sistemi Hidrolik dengesi için şart olan Mersin-Karaman iletim loop hattının yapılmaması, kompresör istasyonlarının çift taraflı akışa imkân verecek şekilde modifiye edilmemesi, İran’dan gelen doğalgaz kesintisinin havaların soğumasına paralel olarak toplam tüketimin de 290 milyon m3’leri bulmasıyla birlikte, sistemi teknik olarak yönetilemez duruma getirmektedir.

Doğalgazın 81 ile ve çok sayıda ilçeye de yaygınlaştırılması da konutlarda kullanımının sadece kış aylarıyla kısıtlı olmasından dolayı iletim sisteminin yönetimini çok zorlaştırmaktadır. Ekonomik olmayan ilçelere bile doğalgazın BOTAŞ vasıtasıyla siyasi olarak götürülmesi ve buna ilişkin yapılan düzenlemelere paralel, doğalgazın konutlarda çok ciddi şekilde sübvanse edilmesi de soğuk kış dönemlerinde doğalgaz talebini patlatarak yönetilemez hale getirmektedir.

Bugün ivedilikle yapılması gerekenler;
1) Mersin-Karaman iletim hattı ve kompresör istasyonunun çift taraflı şekilde yapılması,
2) TANAP’tan Ankara’nın doğusundan olan kısmından BOTAŞ iletim sistemine minimum 2 çıkış noktasının daha tesis edilmesi,
3) Dörtyol FSRU’nın emre amadeliğinin yeniden değerlendirilerek iskeleye mendirek inşasının ivedilikle yapılması gerekmektedir.

Bugün gelinen durum uzun vadeli, bütünsel bir strateji olmadan yönetişimin sonucudur. Gerek Doğu Akdeniz çanağı ve Güneydoğu Avrupa’da bir ticaret merkezi ve fiyat kilometre taşı olma, referans fiyat oluşturabilme hedefinin elimizden kayarak gitmesi, gerekse de enerji politikalarının gündelik diplomatik ve siyasi çıkarlara alet edilmesi sonucu, pandemi ve ekonomik krizle mücadele eden Türkiye ekonomisine dünyada devam eden enerji fiyatlarındaki artışa paralel “olmayan doğalgaz en pahalı doğalgazdır” yaklaşımı ile dünyanın en çok bedel ödenen doğalgazını tüketmenin bu topluma reva görülmemesi gerekiyor. Halihazırda transit geçen boru hatları ile ilgili Hükümetlerarası Anlaşmalar TBMM’den yeterince tartışılmadan geçmiştir. Dileyen TBMM tutanaklarından iktidar ve muhalefet milletvekillerinin görüşmeler boyunca yaptıkları konuşmaları Meclis tutanaklarından kolayca elde edebilirler. TBMM’nin ülkemizden geçen kendilerine has münhasır hukuku ve tahkim mekanizması olan transit projelerinin yükümlülüklerinin tekrar değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır. Doğalgaz ve enerji stratejileri toplumun tüm kesimleri tarafından tartışılarak ortaya konulmalıdır. Bu nedenle TBMM’nin gizli bir oturumla toplanıp başta milletlerarası anlaşmalar olmak üzere gelecek nesillere bırakılacak enerji stratejilerinin ivedilikle tartışılması gerekiyor.

*Enerji uzmanı