Oluç: 6-8 Ekim davası MHP güdümlü kumpas iddianamesi
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “6-8 Ekim davasının iddianamesi HDP’nin katılmasına yeter” sözlerini hatırlatan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "Belli ki bu 6 - 8 Ekim iddianamesi MHP güdümlü bir siyasi kumpas iddianamesidir" dedi.
DUVAR - HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, MHP'nin kapatma davası çağrılarına tepki gösterdi, “Siyasi dengeleri ve sonuçları belirleyen temel güç olmaya devam edeceğiz” dedi.
Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Oluç şu mesajları verdi:
ANAYASA İHLAL EDİLİYOR: AKP ve MHP Cumhur İttifakı'nı oluşturmaktadır. Şimdi bu iktidarın bir parçası ya da iktidarın tamamı iktidarın gücünü kullanarak, iktidarın yargı üzerindeki baskısını pekiştirerek ve tahakkümünü artırarak bir siyasi partinin kapatılması doğrultusunda çabalar içine girmişse, Anayasa 138’inci maddesini açıkça ihlal ediyor demektir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı açıklamalarla anayasal suç işlemektedir. Anayasa 138, ‘hiçbir makam merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılması konusunda emri ve talimat veremez genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz’ diyor. İktidar, yargı üzerinde baskı oluşturmakta, tehdit etmektedir. ‘Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bir an evvel gerekeni yapmazsa biz başvuracağız' demektedir. Yani biran evvel gerekeni yapın demektedir. Bu çok açık bir talimattır.
NASIL BU KADAR HIZLI İNCELEDİLER?: Daha bu davanın ilk duruşması bile yapılmamıştır. Yılın son gününde bir iddianame ortaya çıkmıştır. Mahkeme 2 günlük inceleme sırasında 3 bin 500 sayfalık iddianame, 300 klasörlük dosyayı kabul etmiştir. Nasıl inceledilerse bu kadar hızlı şekilde. Bunu inceledikten sonra 26 Nisan’a duruşma için gün vermiştir. Ama Devlet bahçeli demiştir ki bu iddianame kapatma için yeterlidir. Yani daha duruşması bile görülmemiş ama Bahçeli o mahkemeyi baskı altına almaktadır. Dolayısıyla bir suç daha işlemektedir TCK’ye göre. Belli ki bu 6 - 8 Ekim iddianamesi MHP güdümlü bir siyasi kumpas iddianamesidir.
'AKP, PARTİSİNİ KAPATMAK İSTEYEN ODAKLARLA HAREKET EDİYOR'
5 PARTİ KAPATILDI SORUN ÇÖZÜLDÜ MÜ?: Daha önce bizim mücadele ettiğimiz kulvarda faaliyet yürüten 5 parti kapatılmıştır. En son 2009’da BDP kapatılmıştır. Bu mahkeme tarafından mı kapatıldı? AKP iktidarı döneminde 5 parti kapandı sonuç ne oldu? Toplumsal ve siyasi sorunlar çözülmüş müdür? Kürt sorunu demokratik ve barışçıl bir çözüme ulaşmış mıdır? Akan kan durmuş mudur? Toplumsal barış sağlanmış mıdır? AKP’nin mücadele ettiği kulvarda daha önce var olan kaç parti kapatıldı? Dört parti kapatıldı. Peki AKP hakkında da kapatılma davası açılmadı mı? Açıldı. Ne oldu. Bunun sonucunda herhangi bir sorun çözüldü mü? Bu partilerin kapatılmasıyla toplumsal siyasal ve kültürel sorunların çözümü konusunda bir adım atılmış mı oldu? Hayır. O gün AKP’yi kapatmak için bir araya gelmiş olan odaklar bugün HDP’yi kapatmak için bir araya gelmişlerdir. Hazin olan ne biliyor musunuz? O gün kapatma davasına maruz kalan AKP de bugün aynı odaklarla, yani o dönemde kendisini kapatmak isteyen odaklarla birlikte hareket ederek HDP’yi kapatmak istemektedir. Bu politik ilkesizlik, siyasi teslimiyet mi? Hangisidir. Buna kendileri cevap versinler, biz ne olduğunu biliyoruz.
HDP İLE BAŞ EDEMEDİK İTİRAFIDIR: İktidar bugün kapatma davası açmaya çabalayarak demiş oluyor ki, ‘biz HDP ile baş edemedik, siyasi olarak HDP’yi yenemedik, HDP’nin meşru ve haklı mücadelesini sonlandıramadık; halk sahip çıktı. Yapacağımız tek şey kaldı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına sağınarak HDP’den kurtulabiliriz.’ Yani ‘HDP’nin direnişi başarılı oldu’ demiş oluyor iktidar.
HDP KOSKOCA BİR HALK HAREKETİDİR: HDP bir dükkan değil, HDP’nin kapısına kilit asarız ve kapatırız diye düşünmeyin HDP koskoca bir halk hareketidir. 6 milyon seçmeni ve aileleriyle beraber 20 milyona yakın insanı temsil etmektedir. Şunu çok açık ve net olarak söyleyelim; siyasi dengeleri ve sonuçları belirleyen temel güç olmaya devam edeceğiz. HDP’yi kapatsanız da kapatmazsanız da bu durumdan farklı bir noktaya evrilmeyeceğiz. 6 milyon seçmeni siz böyle davranırsanız yarın 10 milyona ulaşır. HDP engel değildir tam tersine demokrasi için büyük bir şans ve fırsattır. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için, ortak vatan ve demokratik cumhuriyetin inşası için çok büyük bir fırsattır.
İNSAN VE ÖZGÜRLÜK PARTİSİ: Bir parti kurulmaya çalışıyor. Adı İnsan ve Özgürlük Partisi. 2018 Mayıs ayında bu parti kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı'na veriyor. Aradan 2 buçuk yıl geçti. Aslında Anayasa gereği kuruluş belgesi verildikten sonra alındı belgesi verilmesi gerekirken 2 buçuk yıldır bu partiye bu belgeler verilmiyor. Defalarca müracaat ediyorlar, bir sonuç alamıyorlar. Üç gündür İçişleri Bakanlığı önünde bu partinin kurucularından bir heyet bekliyor. İçişleri Bakanlığı'nın görevi bir partinin kuruluşunu ve tüzüğünü değerlendirmek değildir. Bu Yargıtay’ın işidir. Esas itibariyle tüzük değerlendirmesi Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi üzerinden yapılır. Ama Türkiye’de hukukun geldiği nokta budur. İnsan ve Özgürlük Partisi 2 buçuk yıldır kuruluş belgesini alındı belgesini alamayan bir parti olarak siyasi faaliyetlerini sürdürememektedir. Bu Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı hukuksuzluklardan sadece bir örnektir. (MA)