Giyim, kuşam ve aksesuarların tarihine yaptığımız yolculukta, geçtiğimiz yazıda, bilim insanlarının tahminlerine göre, günümüzden yaklaşık olarak 500.000 yıl öncesinde, ani sıcaklık düşmelerine karşı kıyafet üretilmiş veya kullanılmış olması gerektiğinden ve şimdilik, araştırmalarda ele geçen kalıntıların, yaklaşık 200.000 yaşında olduğundan bahsetmiştik.
Ayrıca, soğuk iklimde evrimleşen Neandertallerin bile, soğuğa karşı yüksek toleransları olmasına rağmen, kendilerini sıcak ve kuru tutmak için bu kalın malzemeleri nasıl kullanacaklarını öğrendiklerini, hayvan derisi ve kürklerinden, korunma amaçlı kıyafetler ürettiklerini, hatta bunları, av sırasında kamuflaj olarak bile kullanabildiklerini ve böylece giysi yapan ilk tür olma unvanını hak ettiklerini konuşmuştuk. Aferin bizim büyük burunlu kuzenlerimize!
Peki, geçtiğimiz yazıda sorduğumuz soruyu, buraya tekrar taşıyalım: Soğuk iklim insanı kuzenlerimiz böyleyken, biz sıcak kıta çocukları Sapiensler, acaba soğukla karşılaşınca ne yaptık?
Durun durun, Sapiensler’in giyim kuşamının bilimsel dünyasının derinliklerine dalmadan önce başka bir gizemi aydınlatalım mı ne dersiniz? Bilim hep sıkıcı değildir canım, eğlencesi ortaya çıkınca, tadından yenmez.
Atalarımızın, günümüzden (şimdilik) yaklaşık 200.000 yıl önce kıyafet ürettiğini, bilim nasıl ispatlamıştır sizce? Ya da bilimin hangi disiplini böyle bir ispatı ortaya koyabilir ki? Malum, kıyafetler organik malzemeden, ne yaparsanız yapın, yüzbinlerce yıldan bugüne sağlam kalması imkansız, hatta zerresi bile günümüze ulaşmış olamaz. Bu konuda nasıl kesin konuşuyoruz o vakit?
İşte, bilimsel çalışmaların acayip bir dünyası var. Kimi zaman, sizin özellikle aradığınız soruya yanıtlar ortaya koyar, kimi zaman hiç tanımadığınız başkalarının sorularına..
Bir grup biyolog, takmış kafayı bitlere. İşte efendim bitler; şu familyanın, şu cinsinin, şu türüne mi bağlıdır? Kendi içinde nasıl ayrılırlar? Sorular, sorular.. Falan filan derken, sıra gelmiş kıyafet bitlerine. Hatta, kıyafet bitlerinin genetik araştırmalarına.
Araştırmalarda bir de ne görsünler; kıyafet biti, saç bitlerinden çeşitlenen bir tür. Ve yaklaşık olarak 170.000 yıl önce, saç bitlerinden evrimleşmişler. Ee, insanın saçı hep vardı (şimdi kellerin tarihine girip konudan uzaklaşmayalım). O zaman, saç biti de zaten vardı. Peki, bir kıyafet bitinin olması için öncelikle ne lazım? Tabii ki kıyafet. Eh o zaman, en azından 170.000 yıldır insanların kendi kıyafetlerini ürettiklerini rahatlıkla ispatladık. Büyük bir aferin de biyologlara!
Şimdi gelelim bizim Sapienslere.
Homo Sapiens’in Afrika’da baskın bir tür olarak ortaya çıkması ve başta Asya ve Avrupa olmak üzere yavaş yavaş tüm dünyaya yayılmasıyla birlikte elimizde, kıyafetlerle ilgili çok daha fazla kanıt birikmeye başlar.
Bizim atamız, kesin bir biçimde bir dil konuşabilen bir tür ve haliyle iletişim becerisi çok kuvvetli. Üstüne üstlük; büyük beyin hacmi ve soyut düşünme kabiliyeti sayesinde, önceki türlere göre çok daha başarılı bir adaptasyon süreci yaşıyor. Bu üstün özellikleri ona beslenme, barınma ve giyinme gibi temel problemleri daha kısa sürede çözme imkânı tanıyınca bizimkisi; boş duranı Allah sevmez demiş ve kalan zamanında, yaşamsal anlamda önemli bir ihtiyaç olmayan konularda da başarılı olmuş.
Doğada hiçbir canlı türünde olmayan: müzik, resim, heykel ve kabartma gibi sanat üretimi ve çok az canlıda görülebilen süsleme ve süslenme uygulamaları, Sapiens’in, yaşamını sürdürmek için gerçekten ihtiyacı olmadığı halde vakit ayırdığı işlerden en çarpıcı olanlarıdır.
Homo Sapiens’in, hem Orta ve Üst Paleolitik Dönemde hem de Epipaleolitik’de kıyafet ürettiğini gösteren çok sayıda arkeolojik veri bulunmaktadır. Kusursuz alet teknolojisi mi dersin? Sanat eserleri üzerinde betimlenen kıyafet örneklerini mi?
Eldeki kanıtlar, Sapiensler’in ihtiyaç üzerine kıyafet ürettiğini ve zamanla gittikçe daha özel aletler, işlenmiş deriler ve mükemmel dikişler geliştirdiklerini; deri ve kürkün yanı sıra, keten, yosun, ağaç kabuğu ve çeşitli otlar gibi bitkisel lifleri, üretimde yeni hammaddeler olarak kullandıklarını göstermektedir. Aynı zamanda, pantolon, ayakkabı, başlık gibi yeni ürünlerin yanına, bitki liflerinden örgü tekniği ile elde edilen halatlar ve ağlar yaptıkları bilinmektedir.
Arkeolojik buluntulara göre Sapiens’in ilk giysileri, kürk ve deriden yapılan muhtemelen basit tunikler, pantolonlar, ipli etekler, kemerler ve pelerinlerdi. Kürkten üretilen kıyafetler çok hacimli olacağı için araştırmacılar, ayakkabı ve başlık üretimi haricinde, çoğunlukla kürkün deriden çıkartılarak kullanıldığını düşünür. Bak sen şu Sapiens’e. Kürkler gardıropta yer kaplamasın diye neler yapıyor?
Yıllar içinde giyimin basitten karmaşığa doğru geliştiğini ve Sapiens’in zamanla, edinilen tecrübe, gelişen aletler ve yeni teknikler sayesinde; vücuda daha iyi oturan ve baş, kol, diz ve ayaklar gibi özel alanlar için daha ergonomik olan ürünler ortaya koyduğunu söyleyebiliriz.
Burada iki temel eylemimiz ve iki anahtar aletimiz var. Delmek ve dikmek; bız ve iğne. Sapiens, kemikleri alet yapımı için kullanmak konusundaki maharetini, önce bu iki aleti icat etmek için kullanmış, sonra bu iki aletle de mükemmel bileşik kıyafetleri üretmeyi başarmıştır. Bir kocaman aferin de Sapienslere gelsin!
Efendim daha bu işin bitkisel lifleri var, “iği” var, “örekesi” var, “kirmanı” var, dokuma teknolojisi var diye hayıflanmayın, yavaş yavaş hepsine geleceğiz.
Ha bu arada, ben Sapiens kıyafetlerini tam kafamda oturtamadım diyeniniz varsa, bizzat gözünüzle görebilmeniz için bir tüyo vereyim: Etnografik bir örnek olarak; Homo Sapiens’in soğuk iklime uygun şekilde geliştirdikleri bu karmaşık üretim tarzını, günümüzde Kuzey Kutbu bölgelerinin Inuit kabilelerinde (eski adıyla Eskimolar) görmek mümkün. Kemik ve fildişi dikiş iğneleri gibi aletleri; kalın hayvan kürkleri ve fok derileri gibi malzemelerle, geleneksel giysi üretim süreçleri falan, Paleolitik Çağ’dan günümüze çok az değişiklikle aynı şekilde kalmıştır. Onlara bakarak bilginizi pekiştirebilirsiniz. Teşekkürler eski Eskimolar!
Söylencemiz tüm hızıyla sürecek. VİYA BÖYLE!