Ölüm orucundaki Didem Akman: Sessizlik büyüdükçe duvarlar kalınlaşıyor
Didem Akman ve Özgür Karakaya, adil yargılanma ve ağırlaştırılmış müebbet rejiminin düzeltilmesi için haftalardır ölüm orucunda. Akman yaşattıklarını anlatırken, "Yaşanan büyük sessizlik... Daha da derinleştirilmiş bir hapis ve tecrit durumu yaşıyoruz. Dışarıda sessizlik büyüdükçe bizim çevremizdeki duvarlar kalınlaşıyor" dedi.
DUVAR - Adil yargılanma ve cezaevi koşullarının düzeltilmesi talebiyle ölüm orucunda olan Didem Akman ve Özgür Karakaya cezaevinden mektup yazdı. Sağlık durumları gün geçtikçe kötüye giden Akman ve Karakaya, ağırlaştırılmış müebbet infaz rejimini "ölüm" olarak nitelendirdi. Akman ve Karakaya seslerinin duyulmasını isterken Didem Akman, "Sessizlik büyüdükçe duvarlar kalınlaşıyor" ifadelerini kullandı.
'BEN HÜCRELERİN İNSANI NASIL ÖLDÜRDÜĞÜNÜN SOMUT ÖRNEĞİYİM'
Didem Akman ve Özgür Karakaya, 19 Şubat'ta ölüm orucuna başladı. Şakran Kadın Cezaevi'nden mektup yazan Didem Akman kamuoyuna "sessizlik" eleştirisinde bulundu. Akman hapishane koşullarının düzeltilmesi için, “Sesimi duyun” diyor ve ekliyor:
"Herkes bir şekilde hapisken hapisten yazıyorum demek garip. Ne yazık ki iletişim bizimkiyle kıyaslanmayacak bir hapis durumundan şikayet ediliyorken bile en ufak bir empati gelişmiş değil. Dört kişi ölüm orucunda. Helin'i, Mustafa'yı, İbrahim'i daha yeni kaybetmişken... Yaşanan büyük sessizlik... Daha da derinleştirilmiş bir hapis ve tecrit durumu yaşıyoruz. Dışarıda sessizlik büyüdükçe bizim çevremizdeki duvarlar kalınlaşıyor."
Ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerinin yaşadıklarını anlatan Akman şöyle devam etti:
"Ölene kadar 8-11 metre karelik bir alanda başka bir insan yüzü görmeden, günde yalnızca bir saat havalandırmaya çıkartılarak hiçbir insan yaşayamaz. Bunlardan mahrumiyet kişiyi yavaş yavaş öldürmek demek. İnsanlar her türlü iletişim imkanlarına rağmen 3-4 gün evlerinde duramıyorlar. Düşünün bizler bir ömür boyu böyle geçiriyoruz. Üstelik tek başımıza ve iletişim araçlarından yoksun. Ben tecritin, hücrelerin insanları nasıl öldürdüğünün somut kanıtıyım. Hücreler öldürüyor!"
Akman, ağırlaştırılmış infaz rejimindeki durumu da maddeler halinde yazdı:
- Görüş ve telefon iki haftada bir veriliyor.
- Anne, baba, eş, çocuk yoksa kimseyi göremiyorsunuz.
- Adalet Bakanlığı'nın 4/1 sayılı genelgesiyle verilen sohbet hakkı da ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerine uygulanmıyor.
- Ölümlerde, ağır hastalıklarda cenazeye gitme hakkı verilmiyor.
Akman son olarak ağırlaştırılmış müebbet rejimin tartışılması ve düzenlemelerin acilin yapılması çağrısını da yeniledi: “Kısaca ölüm orucu olsun olmasın hücreler öldürüyor diyoruz. Bunun anlaşılması, tartışılması, görülmesi ve ölümün önüne geçilmesini istiyoruz.”
'ADALET İÇİN ERİYORUM'
Aliağa 1 Nolu Cezaevi'nde tutulan ölüm orucundaki Özgür Karakaya da adil yargılama talebiyle ölüm orucunda. Daha önce Akman'la birlikte zorla hastaneye kaldırılan Karakaya, hastanede yaşadıklarını, "Bizden zorla 3 tüp kan aldılar. Ertesi gün, 'eksik test yapmışız' diyerek yine zorla kan aldılar. Bazı emanetler vardır ki mecazlara gerek kalmaz gerçek olur. Bunlar kan emicidir. Doktora hipokrat yeminini hatırlatınca, 'Senin gibi ağlayan çok çocuk gördüm' dedi. Beyaz kapatmaz kiri. Beyaz önlükte bu sapkın kafanın kirini pasını kapatmıyor işte. Ben bedenimi adalet için yatırdım. Ben dilenmiyorum, direniyorum. Benim kaçırılıp zorla yatırıldığım hastane Mustafa'nın (Mustafa Koçak) çok daha ahlaksız işkencelere maruz kaldığı hastaneydi. Aynısını yaşamamızın nedeni direnişimizin sessizliğe gömülmesi sayesindedir. Fakat direniş sürüyor. Direniş ancak taleplerimiz, adalet yerine getirilirse bitecek" sözleriyle anlattı.
İNFAZ DÜZENLEME TALEPLERİ
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) ağırlaştırılmış infaz rejimiyle ilgili birçok talep sıraladı. 2016 yılından beri CİİST'in dile getirdiği taleplerden bazıları şöyle:
- Ağırlaştırılmış müebbet infaz rejiminin bir bütün olarak kaldırılması.
- Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların zorunlu olarak “tek kişilik oda”larda tutulması uygulamasından vazgeçilmesi.
- “Tek kişilik oda”larda tutulma uygulaması kaldırılana kadar, hücrelerin daha yaşanılabilir hale getirilmesi; hareket alanı yaratacak şekilde büyütülmesi, hücrelerin doğrudan güneş alacak şekilde düzenlenmesi, mutfak ünitesinin eklenmesi, daha iyi havalandırma, ısıtma ve soğutma koşullarının sağlanması ve mahpusların çamaşırlarını kurutabilmesi için imkân yaratılması.
- Tahliye umudu olmayan ağırlaştırılmış müebbet düzenlemesinin kaldırılması. Tüm mahpuslar için uluslararası birçok örneğinde görülebileceği gibi azami 25 yılın sonunda tahliye koşullarının gözden geçirilmesi.
- Ağırlaştırılmış müebbetlerin daha çok mahpus ile iletişim kurabilmelerinin önünün açılması, sosyalleşmeleri ve kendilerini geliştirebilmeleri için imkân yaratılması.
- Havalandırma sürelerinin, hapishane idarelerinin inisiyatifine bırakılmadan uzatılması ve diğer mahpuslar için olduğu gibi gündüz saatlerinde mahpusun erişimine açık hale getirilmesi.
- Aynı havalandırmayı kullanan kişi sayısının arttırılması ve bu kişilerin hükme göre belirlenmesinden vazgeçilmesi.
- Mahpusların sosyal ihtiyaçlar nedeniyle sevk talep etmeleri halinde, bu taleplere itibar edilmesi ve uygulamaya geçirilmesi. Ağırlaştırılmış müebbetler hükümlüsü mahpusların sosyal aktivitelere katılmasına yönelik düzenlemenin, hapishane idarelerinin inisiyatifine bırakılmayacak şekilde düzenlenmesi.
- Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların, iyileştirilmiş çalışma koşullarına dâhil olmalarına imkân verilmesi.
- İnfazın “tek kişilik oda”da sürdürülmesi halinde hasta ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpuslara refakatçi hakkı tanınması.
- Mahpusların psikolojik durumlarına göre acil önlemler alınması, ruh sağlığı problemleri yaşayan kişilerin, hücrede tutulmasına derhal son verilmesi.
- Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların, infaz eşitliği sağlanarak diğer mahpuslar gibi her hafta görüşe çıkmasının sağlanması, birinci derece akraba sınırlamasının kaldırılması ve diğer mahpuslar gibi belirledikleri 3 arkadaş ile görüşme imkânının sağlanması
- Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü okuryazar olmayan mahpusların mektuplaşma ve dilekçe vermesine ilişkin bir mekanizma oluşturulması.
- Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpuslara, diğer mahpuslar gibi haftalık telefon görüşü yapma hakkı tanınması ve telefon görüşmelerinin ücretsiz olması.
- Hapishanede bulundukları dönemde, istekleri halinde mevcut sisteme uygun meslek edinme eğitimlerine katılmalarının sağlanması.