Ömer Çelik: Türkiye'nin tek bir mülteci daha alacak kapasitesi yok

Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Afgan göçmenlerle ilgili "Bundan sonra Türkiye'nin bir tek mülteci daha alacak kapasitesi yoktur. Herkes Afgan göçünü önlemek için elini taşın altına koymalı" dedi.

Abone ol

DUVAR - AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantının ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.

Çelik, Türkiye'ye gelen Afgan göçmenlerle ilgili şunları söyledi:

"Bundan sonrasında Türkiye'nin bir tane daha mülteci alacak kapasitesi yoktur. Türkiye üzerine sorumluluk yüklenecek ülke değildir. Özellikle Afganistan üzerinden oluşacak mülteci akınına karşı bu uyarıları yapıyoruz. Herkes Afgan göçünü önlemek için elini taşın altına koymalı."

Ömer Çelik, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin seçim barajı açıklaması için ise "Yüzde 7 seçim barajı netleşmiştir. Cumhur İttifakı'nın yaklaşımı budur" dedi.

Çelik, özetle şunları söyledi:

FİLENİN SULTANLARINI TEBRİK EDERİZ: "Kurucu Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve tüm silah arkadaşlarını rahmetle ve şükranla anıyoruz. Pek çok gündemimiz var. Gençlik ve kadın kollarımızın çalışmalarına ağırlık veriyoruz. Acı kayıplarımız var. Ferhan Şensoy'u kaybettik, rahmet diliyoruz. Yine çok kıymetli ses sanatçımız İnci Çayırlı'nın vefat ettiğini öğrendik. Çok ciddi felaketlerle karşı karşıya kaldık. Sahadaki tüm arkadaşlarımıza bir kere daha teşekkürlerimizi iletiyoruz. Son olarak 2021 Avrupa Voleybol Şampiyonası'nda ‘Filenin Sultanları’ yarı finale yükseldi, hepsini tebrik ediyoruz. Daha büyük başarılar diliyoruz.

MÜLTECİLERE SAHİP ÇIKMA GÖREVİNİ TEK BAŞINA TÜRKİYE ÜSTLENİYOR: Kuşkusuz Türkiye tüm dünyanın gözü önünde insanların katledilmesine göz yumacak bir ülke değildir. Başka ülkeler mültecilerin botlarını şişleyerek, üzerine bomba atarak onları ölüm bölgelerine geri göndermeye çalışıyor. Biz böyle bir devlet değiliz. Bunun yanı sıra tüm dünyanın şunu bilmesi gerekiyor; dünyanın gözü önünde vicdani ve fiili mültecilere sahip çıkma görevini tek başına Türkiye üstleniyor. Bundan sonrasında Türkiye'nin bir tane daha mülteci alacak kapasitesi yoktur. Birileri Afganistan'da yeni krizler ortaya çıkar ve göç dalgası olursa Türkiye'yi bir tampon bölge, göçmen kampı gibi düşünüyorlarsa hayatlarının en büyük yanılgısını yaşıyorlar. Biz bunu çok çeşitli defalar muhataplarımıza ifade etmişizdir.

EN BÜYÜK HATALARINI YAPARLAR: Hemen geri göndermenin ne manaya geldiğini geçen MYK'da anlatmıştım. Dolayısıyla herkesin biraz geçmişine bakıp biraz dikkatli konuşmasında fayda vardır. Türkiye kimseyi ölüme terk edecek bir ülke değildir. Aynı zamanda kimsenin almadığı sorumluluğu almak üzere, üzerine yükleyeceği bir ülke değildir. Bunu herkesin bilmesi lazım. Biz orada güvenli bölgelere zaten gönderiyoruz. Türkiye en geniş kapsamlı iade merkezlerine sahip ülkelerin başında geliyor. Dönmek isteyenlere bu kolaylıkları da sağlıyoruz. Buradaki meseleye kapsamlı bir yaklaşımla bakmak gerekir. İşin hem insani, hem siyasi boyutunu düşünerek, Türkiye'nin nüfus güvenliği önceliklidir. Özellikle Afganistan üzerinden oluşacak mülteci krizi nedeniyle bu uyarıları yapıyoruz. Geçmişte nasıl Suriye'de mesela 'Herkes elini taşın altına koysun' önerisinde bulunmuştuk. Ama buna yanaşmayanlar, o insanlar ölümle karşı karşıya kalınca göç dalgasının ortaya çıktığını gördü. Afganistan'daki kaos devam ederse göç dalgası büyüyecektir. Gelişmiş ülkeler, sınır ülkeleri sorumluluk alır diyorsa hayatlarının en büyük hatalarını yaparlar.

GEÇİŞ DÖNEMİNİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ: En sıcak dış politika konusu Afganistan konusudur. Çok yakından takip ediyoruz. 7 seferde 1409 vatandaşımız tahliye edilmiştir. 16 Ağustos'tan itibaren tahliyeleri gerçekleştiren herkese teşekkürlerimizi iletiyoruz. Kahraman silahlı kuvvetlerimizi bir kez daha tebrik ediyoruz. Her gün iç savaşın yaşandığı bir ortamda başarıyla, mazlumların teveccühünü kazanarak gerçekleştirmiştir. Tabii ki değişik seçenekler değerlendiriliyor. Diplomatik çabalar değerlendirildikten sonra kahraman Mehmetçik Afganistan'dan ayrılmıştır. Geçiş dönemini yakından takip ediyoruz. Taliban yakın zamanda bir hükümet açıklayacağını söyledi. Fiili güç olan Taliban'la da temaslarımızı sürdürüyoruz. Kadın hakları konusunda, temel hak ve hürriyetler konusunda tüm kaygıların ortadan kalkmasını arzu ederiz. Bizim basınımızda da tartışılıyor, dışarıda da tartışılıyor. Taliban tarafından Türkiye'nin işletip işletmeyeceği konusunda bir teklifle bulunuldu. Bu tabi inceleniyor. Bu değerlendirme yapılacaktır.

EN ÖNEMLİSİ İNTERNET MEDYASININ İHTİYAÇ DUYDUĞU DÜZENLEME: Bu konu sürekli olarak bizim gündemimize gelen bir konudur. Hem yalan haberlerin çok kolay yayıldığı bir zemin burası. Burayla ilgili olarak bir düzenleme ihtiyacı söz konusudur. Bununla ilgili olarak bir iki toplantı yapıldı ama bu toplantılarda henüz sonuca varılmıştır diyemeyiz. En önemli konu, vatandaşımızı ve demokrasimizi yalan habere karşı korunaklı hale getirmek. Bir de şunu unutmamak gerekir, hem yabancı devletlerin, terör örgütlerinin sosyal medyayı çok yoğun bir şekilde kullandığını görüyoruz. Aşırılıkçı gruplar kullanabiliyor. Burada terör örgütleri bunu çok yoğun bir şekilde kullanabiliyorlar. En önemlisi internet medyasının ihtiyaç duyduğu düzenlemeyi hazırlamak. Bütün bu perspektifler değerlendirilerek, henüz bir tartışma aşamasında, bu bir ihtiyaçtır. Sosyal medyaların çoğu devletleri aşan güce ulaşmıştır. Bazı siyasilerin mesajlarını öne çekebiliyorlar. Bu çağın önemli sorunlarından bir tanesi...

YÜZDE 7 SEÇİM BARAJI NETLEŞMİŞTİR: Cumhur İttifakı'nın yaklaşımı budur. Benimsediğiniz ve benimsemediğiniz bir sürü başlığı tartışırsınız, bu doğasında vardır. Yüzde 7 seçim barajı netleşmiştir, Cumhur İttifakı'nın yaklaşımı budur. Dar veya daraltılmış bölgeyle ilgili verilmiş bir karar yoktur, birer taslak çalışması olarak görmek lazım. Cumhur İttifakı’nın dar veya daraltılmış bölgeden birisine karar vereceği yönünde bilgi doğru değil. Çalışma olgunlaşana kadar bu şekildeki hiçbir haberi teyit etmiyoruz.

İHA'LARIN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU ORMAN YANGINLARINDA GÖRDÜK: Türkiye'nin gelişen savunma ihtiyaçları açısından altyapının güçlendirilmesine her zaman önem veriliyor. TSK'nın altyapısının daha da kuvvetlendirilmesi açısından son derece önemli olacaktır. Dünyada savunma sanayindeki yarış çok büyük boyutlarda. Yeni gelişen teknolojilerin savunma teknolojilerine nasıl uygulanacağı her zaman bir mesele olmuştur. Geçen hafta Cumhurbaşkanımızın katıldığı Akıncı TİHA teslimat töreni son derece önemlidir. Sık sık ABD basınında, İngiliz basınında, Rusya'da, bir takım stratejik analizlerinde Türkiye'nin İHA, SİHA, TİHA'larıyla oyun değiştirici kabiliyete kavuştuğu yazılıyor. Bu son derece önemlidir. Bayraktar ailesinin bu teknolojileri ülkemize kazandırmak adına ortaya koyduğu performans takdire şayandır. Orman yangınlarıyla ilgili olarak da bunların ne kadar önemli olduğunu gördük.

'İNSANLIK DIŞI BİR YAKLAŞIM'

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın kendisinden tüp bebek tedavisi için yardım isteyen bir kadına yönelik ifadelerinin sorulması üzerine Çelik, şöyle konuştu:

"Bu insanlık dışı bir yaklaşım. Dünyanın her tarafında gördüğümüz gibi bir kişi bir konuda faşist bir açıklama yapıyorsa arkasından başka bir konuda ahlaksızca bir açıklama yapar. Faşizm ve ahlaksızlık birbirinin ikiz kardeşidir. İnsanlara su bile vermemekten bahsetmeyi politika zannedenler var. Ondan sonra bir kadınla ilgili olarak son derece iğrenç bir ifadeyi sanki büyük bir maharetmiş gibi anlatıyor. Daha da vahimi şu, bir kadınla ilgili olarak böyle bir değerlendirmede bulunmak insanlık dışı bir şey. Bırakın siyasetçiyi, insan olan hiç kimseye yakışmaz. Kadının kılık kıyafetini de özellikle vurguluyor. Bu iğrençliğe başka bir iğrençlik de katıyor. Meseleyi hikaye etmeye çalışıyor, önemli bir konudan bahsediyormuş gibi. Daha da üzücü olan şu, insanda biraz edep olur. Bu kadar tepki geldi. Çıkarsınız özür dilersiniz. Özür dilerken bile 40 tane şerh koşuyor. Özür dilenecek bir konuda hâlâ utanmaz bir siyaset sürdürülüyor. Sonuna kadar kınıyoruz ve lanetliyoruz. Kadınlar hakkında maalesef aşırı söylemlerin kullanıldığı çeşitli vakalara rastlıyoruz. Bununla kanunlar çerçevesinde mücadele etmek ama en önemlisi kültürel olarak mücadele etmek gerekiyor. Neşet Ertaş'ın dediğini hatırlayalım, 'Kadınlar insandır, biz de insanoğluyuz.' Yakışan söz budur, bunun dışındaki çirkinlik söyleyen kişiye aittir." 

TANJU ÖZCAN NE DEMİŞTİ?

Armağan Çağlayan'ın YouTube programına konuk olan Tanju Özcan, çocuğu olmayan ve tüp bebek tedavisi için kendisinden yardım isteyen bir kadınla yaşadıklarını şu ifadelerle anlatmıştı:
"Bir açılış yapıyoruz, Bolu’da acelem de var. Bir tesettürlü bayan geldi. ‘Tanju bey bir konu var konuşabilir miyiz’ dedi. Ben de ‘Hemen Ankara’ya dönmem lazım. Özel değilse burada konuşabilir misiniz?’ dedim. ‘Sıkıntı yok’ dedi. ‘Benim bebeğim yok. Bana yardımcı olur musunuz?’ dedi. ‘Hanımefendi ben size nasıl yardımcı olabilirim’ dedim. Meğer kadın tüp bebek tedavisi olmak istiyormuş. Tabii öyle konuya böyle girince çevredekiler gülüyor. Benim böyle çok fazla anım var..." ifadelerini kullandı.

Tanju Özcan'ın bu ifadeleri kamuoyunda tepkilere neden oldu.

Bolu belediye Başkanı Tanju Özcan, daha önce göçmenlerle ilgili yaptığı ırkçı ve ayrımcı açıklamalarla gündeme gelmişti. Özcan, Suriyelilere ekmek yardımını kestikten sonra mültecilere suyu 10 katı fiyatına satacaklarını açıklamıştı. (HABER MERKEZİ)