Kim bilir nerede, ne zaman tanıştım, hatırlamıyorum ama bundan
on yıl önce bir gün hayatıma Adamlar girdi. İlk dinlediğim
şarkıları "Koca Yaşlı Şişko Dünya" olmalı çünkü o ara herkes onu
dinliyordu. Her yerde çalan bu şarkıyı kimin yaptığını elbette
hızla öğrendim. Sonrası daha hızlı gelişti: Albümü görmem, adına ve
kapağına vurulmam, şarkıları tek tek dinlemem ve içlerinden
birkaçını kenara ayırmam…
Birkaçını kenara ayırdım ama birini bambaşka bir yere koydum -ki
bugün hâlâ benim için en özel yerde: "Utanmazsan Unutmam". Memleket
tarihini şarkılarla anlattığım buluşmalarda bana en çok sorulan
soru, "Bugünü anlatan bir şarkı yapılsa, ne olurdu?" İşte bu şarkı,
yıllardır bu sorumun net cevabı. Civarında ve sonrasında yanına
koyabileceğim çok şarkı var elbette ama "Utanmazsan Unutmam",
bugünü, bugünleri, bu korkunç dönemi yarına taşıyacak şarkı. Şunu
söyleyeyim: Yakın zamanda tanıştığımız Duman şarkısı "Kufi",
sonrasında beni heyecanlandıran ilk şarkı oldu. Şüphesiz (başta
Gezi Direnişi döneminde yapılanlar olmak üzere) arada dinlediğimiz
onlarca şarkıya haksızlık etmek istemem ama dönemi açan parantez
"Utanmazsan Unutmam"sa kapatan (ya da kapatacak) parantez
"Kufi".
"Kapısı Kapalı"yola başlayan "Eski Dostum Tankla Gelmiş", tuhaf
bir öngörü aynı zamanda. Çok değil, sadece iki yıl sonra, yazın tam
da ortasında yaşanan "darbe" bize bu albümü, o kapağı ve şahane
ifadeyi hatırlattı. Elbette alakası yok ama olsa bu kadar güzel
olurdu. Hemen sonrasında ikinci Adamlar albümü "Rüyalarda
Buruşmuşuz" hayatımıza girdi ve ben, "Hepinize El Salladım"la
"Acının İlacı" arasında gidip gelmeye başladım. Biri albümü açan,
diğeri kapatan şarkı. İlki ilk albümden bayrağı devralıyor,
ikincisi üçüncü albüme uzanıyor.
Art arda çıkan iki "siyah" albümün ardından birden bembeyaz bir
albümle karşılaşmak hepimizi şaşırttı belki ama 2019 yılının bahar
aylarında yayınlanan "Dünya Günlükleri", Adamlar için attığımız
zarın tuttuğunu gösteriyordu. "Zombi"den "Mavi Ekran"a,
"Yoruldum"dan "Sarılırım Birine"ye sevdiğim Adamlar şarkılarını art
arda önümüze koyan bu albüm, bir yandan Rock’tan elektroniğe doğru
dümen kıran ekibin her ikisinde de ne kadar başarılı olduğunu
gösteriyordu. Dinledim, hem de çok dinledim. Yetmedi, Bant Mag.
için ekiple buluştum, bir söyleşi yaptım. Buluşmaya giderken nasıl
heyecanlı olduğumu anlatmam mümkün değil. İlk kez yan yana
gelecektik, hayal kırıklığına uğramayacağımı bilmekle birlikte
tedirginlik had safhadaydı. O güne dek onlarca kez konserlerde
izlediğim ekibi kanlı canlı karşımda gördüm, sorularımı sordum ve
sonrasında onları daha da çok sevdim. Merak edenler söyleşiyi
arşivlerde bulur, okur ama başta Tolga Akdoğan, ekip üyelerine,
sorularıma verdikleri içten cevaplar için gecikmiş bir teşekkürü
buraya bırakayım.
Tolga’nın adını zikrettim, diğer isimleri de sayayım: Berkan
Tilavel, Gürhan Öğütücü ve Berat İşçioğlu. Adamlar’ın son kadrosu
bu. Arada giren ve gelişime katkı sağlayan başka isimler de var ama
şimdilik buna "kemik kadro" diyebiliriz. En azından onuncu yıla
böyle giriyorlar.
Onuncu yıl diyorum, bu, ilk albümün dinleyiciyle buluşmasının
onuncu yılı ama öncesi de var elbette. İleride bu dönem daha
ayrıntılı yazılır, ben şimdilik "öncesi"nin Halimden Konan Anlar
olduğunu söyleyeyim. Tolga’yı öyle tanıdık, Adamlar’la sevdik,
şarkılarını başucumuza yerleştirdik.
Arada benim çok da ısınamadığım bir Adamlar albümü daha var: Üç
yıl önce ilk bölümü yayınlanan, geçtiğimiz yıl tamamlanan "Harekete
Kimse Mâni Olamaz". Ekibin elektroniğe hızlı geçişi. Neyse ki
şarkıların canlı hâllerini de dinleyebildik, albümü yavaş yavaş
sevdik. Çoğul yazdığıma bakmayın, kendi adıma konuşuyorum elbette.
Dediğim gibi, başta ısınamadığım, sonradan diğerlerinin yanına
iliştirdiğim ama ne yalan söyleyeyim çok da elimi atmadığım bir
albüm bu.
Tam da bu yüzden, yeni albüm sözleri ortada dolanmaya
başladığında duruma şüpheyle yaklaştığımı gizlemeyeceğim. Neyse ki
Adamlar yine bizi hayal kırıklığına uğratmadı ve önümüze gümbür
gümbür bir albüm koydu: "Kahırlı Merdiven". Şimdiden benim için
yılın iki albümünden biri. Diğeri, henüz yarısını dinlediğimiz,
diğer yarısını merak ve heyecanla beklediğimiz Duman albümü "Kufi".
Yanlı mıyım? Evet. Bende sınırsız krediye sahip iki topluluk art
arda albüm yapınca şampiyonluğu elbette onlar arasında
paylaştıracağım.
"Kahırlı Merdiven", dokuz yeni Adamlar şarkısını bizle
buluşturdu. Eski usül rock yaptıkları, başa döndükleri ama arada
geçirdikleri evrelere el salladıkları bir albüm bu. "Duende" ile
açılıyor, "Mezara Kadar”la kapanıyor ama arada muazzam şarkılar
bizi bekliyor. Değerlendirme için henüz çok erken ama kendi adıma
"Es" ve "Dalgalı"yı şimdiden kenara ayırdığımı söyleyeyim. "Ah Be
Güzelim"le efkarlanacağımız, konserlerde "Bilsen de Bilmesen de"
ile coşacağımız muhakkak. Sonrasını zaman gösterecek.
Yazının sonlarına doğru "Dalgalı"nın girişini ve nakaratını
buraya alayım. Şarkı "Derisi kalın / Gölgede duranın / Bile bile
yanıyorum" diye başlıyor. Arada, "Elindeki pusula / Dönmüş artık
fosile" sözü var. Nakarat derseniz, muazzam: "Dalgalı denizim
dalgalı / Sal gelsin sıradaki rüzgârı…" Memleket ahvali daha iyi
özetlenebilir mi?
Yangınlarda dans etmeyi heyecanla bekliyoruz. Bunun için
önümüzde şahane bir buluşma var üstelik: Adamlar, onuncu yıllarını
1 Aralık’ta Volkswagen Arena’da düzenlenecek bir konserle
kutlayacak. Elbette orada olacağız. O zamana kadar yapacağımız tek
şey var: Albümdeki şarkıları ezberlemek -ki ben çoktan yaptım.