Osman Baydemir: İşte SİHA'nın vurduğu Temel'in sivil olduğunun belgeleri
HDP Sözcüsü Osman Baydemir: Sizin terörist dediğiniz 23 Temmuz’da trafik cezası almış. Hayatını yitiren sivil insanın kullandığı araca trafik cezası kesilmiş. Aşırı hızdan, kemer bağlamamaktan dolayı ceza mı kesiyorsunuz örgüt üyelerine? İşte hayatını yitiren sivil insanın bankamatik ve kredi kartları. Ne zamandan beri örgüt mensupları kredi kartı, bankamatik kartı kullanıyor? Hangi ATM şubeleri var dağda?
DUVAR - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Osman Baydemir, Hakkari'de PKK üyelerine yönelik düzenlenen operasyonda öldürülen ve 'işbirlikçi' olduğu iddia edilen Mehmet Temel'e ilişkin açıklama yaptı.
Osman Baydemir, SİHA bombalamasında yaşamını yitiren Temel'in bankamatik ve kredi kartlarını yayınladığı video açıklamada, "Ne zamandan beri örgüt mensupları kredi kartı, bankamatik kartı kullanıyor? Hangi ATM şubeleri var dağda?" diye sordu.
Baydemir, Mehmet Temel'in üzerine kayıtlı bulunan elektrik faturası ve çiftçi projelerine destek için Tarım Bakanlığına başvuru belgesini de yayınlayarak, "Biz size bu sivillerin sivil olduğunu ispat ediyoruz. Siz hangi delille bu yurttaşlarımıza suçlu diyorsunuz?" dedi. Baydemir'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
PAZARTESİ YÜKSEKDAĞ'IN DURUŞMASINDAYIZ: Mahkeme heyeti duruşma salonunu Ankara’dan alıp Sincan’a taşıdı. Gerekçe ise duruşma salonunun küçüklüğü ve yoğun izleme taleplerine mahkeme salonunun elverişli olmayışıydı. Maalesef öğrendik ki duruşma ancak 20 kişinin izleyebileceği bir salona alınmış. Yargılamanın aleniyeti ihlal ediliyor. Eş Genel Başkanımız Yüksekdağ’ın sözleri insanlardan saklanmak isteniyor. Eğer duruşma aleniyet ilkesine aykırı gerçekleşirse Eş Genel Başkanımız Yüksekdağ mahkemeye katılmayacak. Duruşma aleni olmalıdır diyen herkes duruşma salonunda hazır olmalıdır. Bizler orada olacağız. Mahkemenin önünde olacağız. Mutlak suretle birlikte faşizmi durduracağız.
SİHA İLE BOMBALANANLAR SİVİLDİR: Sadece yargılamanın açıklık ilkesi ihlal edilmiyor. Neredeyse hayatın her alanında yargısız infaz hukuku ile karşı karşıyayız. Arife günü Tale köyü Kanireş mıntıkasında silahlı insansız hava aracı saldırısı sonrasında bir insanımız hayatını yitirdi, 3 insan yaralandı. Bu 4 insanın tamamının sivil olduğuna dair STK’ler, barolar, siyasetçiler açıklamalarda bulundu. Biz hakikati haykırıyoruz. Hayatını kaybeden Mehmet Temel MEB’e bağlı okullarda binaların tesisat işlerini yapan, evli 3 çocuk sahibi bir sivil yurttaşımızdır. İsmail Aydın evli 5 çocuk babası ve duvar ustasıdır. Musa Tarhan 54 yaşında evli ve 8 çocuk babasıdır. İbrahim Sak 54 yaşında evli, defterdarlıktan emekli bir babadır.
SİVİLLER İŞTE BURADA: AKP Genel Başkanı Erdoğan 'nerede bu siviller' diye soruyor. İşte burada. Biri mezarda, ikisi cezaevinde biri hastanede. Sadece hayat hakkına saldırıdan söz etmiyoruz. Aynı zamanda bir yargısız infaz söz konusu. Bir insan yargılanmadan, bütün deliler ortaya konulmadan nasıl terörist, işbirlikçi ilan edilir? Bütün iddiaları ortaya koydukları argümanlarla çelişmekte. İddialarını kendileri çürütmekte. Söz konu şahısların kayıtları olduğu iddia ediliyor. Bu insanlar saldırıya maruz kalmadan 1 buçuk saat önce kontrol noktasında kimlikleri alındı, GBT kayıtlarına bakıldı ve bu insanlara 'gidin' denildi. Eğer suçlu iseler neden bıraktınız? Kanireş adeta Hakkari ve Tale köyünün mesire alanıdır. Bu insanların tek suçu o gün o saatte orada bulmak. O gün o saatte orada bulunmasalardı böyle bir saldırıya maruz kalmayacaklardı. Gerçek ne ise o gerçeğin kabulü ve aynı zamanda hukuken gereği hayata geçirilmelidir.
23 TEMMUZ'DA TRAFİK CEZASI ALMIŞ: Sizin terörist dediğiniz 23 Temmuz’da trafik cezası almış. Hayatını yitiren sivil insanın kullandığı araca trafik cezası kesilmiş. Aşırı hızdan, kemer bağlamamaktan dolayı ceza mı kesiyorsunuz örgüt üyelerine? İşte hayatını yitiren sivil insanın bankamatik ve kredi kartları. Ne zamandan beri örgüt mensupları kredi kartı, bankamatik kartı kullanıyor? Hangi ATM şubeleri var dağda? Bir yalan, bir iftira başka yalanları beraberinde getiriyor. Savaş aynı zamanda hakikat düşmanı. Çatışma hakikati öldürmeyi hedefleyen bir canavar. Bir kez daha hakikat öldürülmeye çalışılıyor. İşte hayatını yitiren yurttaşımızın üzerine kayıtlı elektrik faturası. Her ay elektrik faturası ödüyor. Çiftçi projelerine destek için Tarım Bakanlığına başvurmuş. İşte belgesi.
SUÇLU OLDUKLARINI İSPATLAYIN: Biz size bu sivillerin sivil olduğunu ispat ediyoruz. Siz de delillerinizi ortaya koyun. Hangi hakla, hangi delille bu dört yurttaşımızın suçlu olduğunu ortaya koyuyorsunuz? Bunu ispat edin. Baroların ortak hazırladığı bir rapor var. Bu rapor bile tek başına hakikatin ortadan kaldırılmaya çalışıldığının belgesidir. Yaşanan bir yargısız infazdır. Hükümetin şu ana kadar yaptığı tüm açıklama ve değerlendirmeler, hakikatin yargısız infaza tabi tutulmasıdır. Bir gerçek açığa çıkmasın diye sadece bu sivil yurttaşlarımız infaza maruz kalmadılar. Aynı zamanda bunlar sivil diyen siyasetçiler de yargısız infaza maruz kaldı. Sezgin Tanrıkulu hükümete yakın medya kuruluşları tarafından hükümet sözcüleri tarafından, Erdoğan tarafından hedef gösteriliyor. Nasıl ki Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve milletvekillerimiz AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın talimatıyla cezaevine konulduysa, bugün de böylesi bir atmosferden geçiyoruz. Bu itibarla Sezgin Tanrıkulu hakkında bir olumsuzluk ortaya çıkarsa bunun birinci derecede sorumluları AKP Genel Başkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Soylu ve şakşakçı yazarlardır.
SAVAŞIN DA AHLAKI OLUR: Biz savaş istemiyoruz, çatışma, ölüm, yıkım istemiyoruz. Ama bir coğrafyada savaş varsa ve biz bunu durduramıyorsak savaşın da bir ahlakı, hukuku vardır. Her taraf savaş hukukuna uymakla mükelleftir. Sivillerin hayat hakkına saldırılamaz. Kim saldırırsa karşısında bizi bulur. Her devlet hem kendi hukukuna hem de uluslararası hukuk kurallarına uymak zorundadır. SİHA’ların sicili dünyada da çok kabarıktır. Dünyada bugüne kadar yüzlerce çocuk kadın yaşlı, düğün konvoyları bu araçların hedefi haline dönüşmüştür. Birçok masum insan bu araçların hedefi olmuştur. BM raporlarına girmiştir. İnsansız hava araçlarının işlediği cinayetlerle ilgili BM’ye rapor sunulmuştur. İnsan eliyle kontrol edilen araçların hata yapmayacağı iddiasında bulunmak yalandır. Hani kol saatinin markasını bile biliyordunuz? Daha bir saat önce kontrol noktasından geçen insanların sivil olduğunu nasıl bilemediniz. Ortada bir hakikat karartılması var. Hakikatin tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarılması için çabamızı sürdüreceğiz. Hakikat arayışını kim ortaya koyarsa onun yanında olmaya devam edeceğiz. İnsan hakları araştırma komisyonu Tale köyüne gitmelidir. ailelerle görüşmelidir. hakikat neyse ortaya konuşmalıdır.
KÜRDİSTAN HALKININ İRADESİNE MÜDAHALE ETMEYE KİMSENİN HAKKI YOK: (Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde 25 Eylül’de yapılacak referanduma ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün akşam yaptığı 'akıl tutulması' ve 'siyasi acemilik' açıklamalarına soru üzerine) Kürt halkının iradesine müdahale etmeye, Kürtleri tehdit etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur Herkesin Kürt halkının iradesine saygı duymaya davet ediyoruz. Kürt halkının referandum sonrası iradesine de saygı duyuyoruz. Kardeşlik hukukunun, komşuluk hukukunun gereği budur.