Osman Kavala 1225 gündür tutuklu!

Osman Kavala, farklı görüşte insanları bir araya getirip ortak çözüm arayışının yolunu açmak ve barışa, insan haklarına dayalı demokratik çözümler üretmek üzere çalıştı.

Abone ol

Zafer Kıraç* kiraczafer@yandex.com

40 ay oldu... Üç yılı geçti...
Bugün Osman Kavala ile ilgili yazmak istedim.
Arkadaşım, birlikte sivil toplum alanında çok güzel işlere imza attığımıza inandığım insan.
Osman Kavala 1225 gündür tutuklu!  
40 ay oldu... Üç yılı geçti...
Onlarca suç uyduruldu hakkında, bu ülkeye sunduğu emeklerine ihanet edildi, en önem verdiği şeyi özgürlüğü elinden alındı ve sevdiklerinden ayrı bırakıldı.
Yoksul ve ezilen insanların sorunlarıyla niye ilgilenir insan?
Kendini sorumlu hissedersen, bütün evrensel değerler böyle davranmanı işaret eder çünkü.  
Osman Kavala da o yüzden böyledir. İyidir, akıllıdır, vicdanlıdır. İnsandır.
Başkalarının acısına bakmayı bilir, ileri gider o acıyı dindirmek için çözümler arar.
Ve bunun için cesaretle mücadelesini sürdürür.
Varlığı önemli insanlardandır...
Önemi barıştan, eşitlikten, hukuktan ve özgürlükten yana olmasından kaynaklanır.

Peki kim bu insan? 

Mahpusluğu nedeniyle adına düzenlenen internet sitesine rahatça ulaşabilir, kim olduğunu öğrenebilir, onun bu ülke için yaptıklarına çok şaşırıp ve bu ülkenin yöneticilerinin ona yaptıklarından yine bu ülkenin bir yurttaşı olarak çok utanabilirsiniz. Kendiniz ve ülkeniz yararına önemli dersler çıkarabilirsiniz.

"Türkiye’de 1990’lardan itibaren gelişmeye başlayan sivil toplum hareketliliğinin önemli aktörlerinden biri oldu. Pek çok farklı sivil toplum kuruluşunun oluşumunda ve çalışmalarında yer aldı. 2002 yılında bu alandaki çalışmalarını kültür sanat alanında yoğunlaştırarak, Türkiye’de kültür ve sanatın üretimini, izlenmesini, paylaşımını çoğaltmak, yerel inisiyatifleri desteklemek, kültürel çeşitliliği ve hakları vurgulamak, bölgelerarası ve uluslararası işbirliklerini güçlendirmek amacıyla sanatın değişik alanlarından, iş dünyasından ve sivil toplumdan kişilerle birlikte Anadolu Kültür’ü kurdu. Anadolu Kültür gerçekleştirdiği projelerle toplumsal barış kültürünün yerleşmesini hedefledi.

Osman Kavala, bu ülkenin sorunlarına duyarlı bir birey olarak, farklı görüşte insanları tartışma platformlarında bir araya getirip ortak çözüm arayışının yolunu açmak, toplumsal ve uluslararası çatışmalara, barışa ve insan haklarına dayalı demokratik çözümler üretmek üzere çalıştı." (1)

Doğum günü için bir mektup yazmıştım... 

Birlikte yaptığımız işleri ve onca çalışmayı yaparken ne çok şey öğrendiğimizi hatırlatmıştım. Ve tabii ondan öğrendiklerime yer vermiştim. Sizlerle paylaşmak istiyorum.

‘Bir kutlama,

Biraz utanç, çokça öfke, kocaman bir teşekkür,

Ve gurur… Ve umut…

Utanç duyuyorum sana yaşatılanlar karşısında yeterince çaba sarf edememekten ve özgürlüğüne kavuşman için yeterince katkı sunamamaktan. O küçücük mekânı fikirlerin ve çıkınca yapmayı planladığın işlerle nasıl büyüttüğünü ve kocaman bir alana dönüştürdüğünü hayal edebiliyorum.

Öfkeliyim… İnsan hakları alanında senin yaptıkların, birlikte yaptığımız onca çalışma ve insan hakları örgütlerinin faaliyetleri, geldiğimiz noktada epeyce gerilemiş durumda. Büyük çabalarla elde edilen demokratik haklar ve uygulamalar yerini eski köhnemiş uygulamalara bırakıyor.

Gurur duyuyorum inanılmaz verimli geçen 21 yıllık tanışıklığımızdan, seninle çalışmış olmak gurur verici gerçekten ve büyük bir şans.

Çok teşekkür ediyorum sana yüreğimden. Benimle düşüncelerini paylaşıp çalışmalarında yer verdiğin için; benim bir fikrim, projem olduğunda her şeyinle sahip çıkıp gerçekleştirebilmeme destek verdiğin için. Şimdi, yaptığımız işlerin bazılarını sıralayıp hatırlayalım istiyorum. O zaman neden bu kadar gurur duyduğumu, neden seninle çalışmanın şans olduğunu göreceksin.

Deprem; 17 Ağustos 1999.

Sivil Koordinasyon Merkezi, ardından Afete Karşı Sivil Koordinasyonu Destekleme Derneği; deprem bölgesine yardımların koordinasyonunda önemli işlevi olmuş kurumlar. Bu yapıların uzun süre çalışmasında ciddi emeğin var. Neler yapılmadı ki bölgede. Aslında en önemlisi şuydu galiba; sadece barınma ve yiyecek meselesinin ötesinde bakabilmek ve afet sonrası onca yıkımın içinde kültürel-sanatsal faaliyetlerin olması gerektiği düşüncemiz. Çok doğruydu. Barınma ve yemek ihtiyaçları giderilebiliyordu ama insanların dünyalarındaki yıkımı onaracak işler de yapılmalıydı. Kültür sanat çadırları, konserler, tiyatrolar… ‘Kreş isteriz vermezseniz küseriz’ diyen çocuklara sosyal alanlar açmak. Düzce’de ahşap evler; muazzam bir deneyim. Ve… Sosyal Kültürel Yaşamı Geliştirme Derneği.

Afyon depreminden etkilenen Fevzi Çakmak Yetiştirme Yurdu’nun fizikî yapısının onarılması ve yeniden nasıl hizmet verileceğinin belirlenmesi. Yerel ve ulusal kaynakların bir araya getirilip gençlerin kendilerini ifade edebilecekleri bir yapının oluşturmasını başardığımız günler.

Diyarbakır… Kadınlar, çocuklar ve gençler özellikle hedef kitlemiz oldular. Gençler için senaryo, fotoğraf atölyeleri yaptık. Bölgede ilk Kürtçe film gösterimi ‘’Sarhoş Atlar Zamanı’’. Bahman Ghobadi ile söyleşi. Çok heyecanlı bir gündü.

2001-2003 arası Diyarbakır Sur Belediyesi çocuk şenlikleri inanılmaz bir serüvendi. Zor işti yahu. Çok hareketli ve gerilimli günler bölge için, tarihlere dikkat edersek anlarız. Ve biz sokakta çocuk şenliği düzenliyoruz. Ama ne şenlik, beş gün sürecek. Yıllardır kullanılmayan Emek Sineması temizlenecek, film makinası ve makinist bulunacak ve 30 bin çocuk filmler izleyecek. Resim atölyeleri yapılacak ve çocukların yaptığı resimlerden üç ayrı mekân da sergiler açılacak. Surların duvarlarını kocaman bezlere yapılmış resimler süsleyecek. Çocukların hazırladığı tiyatro gösterimleri, ‘’Nahıl’’ çalışması. ‘’Fotoğraf Kamyonu’’ ile fotoğraf atölyeleri, ritim atölyeleri… Çocuklar uzun kuyruklar oluşturmuşlardı katılmak için. Ah çok güzeldi, keyifliydi. Son iki gün kala izinler çıkmamış ve bunu sen çözmüştün. Üstelik Cumhurbaşkanı’nın eşi şenliğe gelip resim sergimizi açmıştı, o süreçte çok önemliydi bu ilişki. Yerel bir çocuk derneğinin kurulmasına katkı sağladık birlikte. Ve... Çocuklar Aynı Çatının Altında Derneği.

Kocaeli… Çöp toplayan çocukların okula gitmemelerini dert edinmiştik ve eğitimlerine devam edebilmeleri için çözümler üretmeye çalışmıştık. Sivil toplum örgütleri, Valilik ve Belediye birlikte. Ve… Yüz Yüze Derneği.

Anadolu Kültür kurulmuş, ‘Cezaevlerinin Duvarlarını Aşmak’ projesiyle hapishanelerde kültürel sanatsal faaliyetler yapmaya karar veriyoruz.  Bandırma ve Kars hapishanelerinde 18 ay boyunca etkinlikler yapıyoruz. Mahpusları, hapishane çalışanlarını katmaya özel önem veriyoruz. F Tipi yüksek güvenlikli hapishanelerde izolasyonu kırabilmek için ortak alanları daha çok ve verimli nasıl kullanırız diye çalışmalar yapıyoruz. Kütüphanelerde yeni kitapların var olması için uğraşıyoruz. Ve… Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği.

Gurur duyuyorum seninle çalışmış olmaktan. Umut her daim var. Yakında dışarıdasın. Hapishane günlerini ve muhtemel orada hapishaneler için ürettiğin çalışmaları konuşacağız, cesur, samimi, tiziz işler yapmaya devam edeceğiz...

Sevgilerimle…"

Osman Kavala’yı hapsetmek yetmiyor, üstüne gözbebeğimiz Anadolu Kültür’ün çalışmalarına engel olma çabaları başlıyor. Kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olduğu Anadolu Kültür Anonim Şirketi’ne fesih davası açıldı. Gerekçe oldukça komik; faaliyetini dernek ve vakıflara benzer şekilde ‘kâr amacı gütmeden’ yürütüyor olması.

ANADOLU KÜLTÜR’ÜN AMACI NEDİR?

"Anadolu Kültür; 2002 yılında sanatın değişik alanlarından, iş dünyasından ve sivil toplumdan kişilerin, kültür ve sanatın İstanbul dışındaki şehirlerde üretilmesi ve izlenmesini desteklemek için bir araya gelmesiyle, kâr amacı gütmeyen bir kültür kurumu olarak kurulan Anadolu Kültür, sanatın paylaşılmasıyla karşılıklı anlayış ve duyarlılık gelişebileceğine, bölgesel farklılıkların ve önyargıların aşılabileceğine, kültürel hayatla birlikte vatandaşlık, kimlik ve aidiyet gibi kavramların tartışılacağına ve bu eksende oluşacak tartışmaların toplumsal uzlaşmaya katkı sağlayacağına inanarak çalışmalarını sürdürüyor.

Anadolu Kültür’ün vizyonu, kültürel çeşitliliğin çatışma unsuru değil zenginlik olarak algılandığı, önyargılardan arınmış, farklılıklarla beslenen ve zenginleşen bir toplum hayalidir. Anadolu Kültür, kültür ve sanatı paylaşarak, yerel inisiyatifleri destekleyerek, kültürel çeşitliliği ve kültürel hakları vurgulayarak, bölgelerarası işbirliklerini güçlendirerek farklı etnik, dinsel, bölgesel gruplar arasında köprüler kurmayı hedefliyor." (2)

Utanç verici bu. Bu ülkede sanat ve kültür üretmek ve paylaşmak isteyenlere karşı bir duvar örmek bu. Kabul edilemez. Anadolu Kültür’e yapılan haksızlık bu topraklara yapılmış bir büyük haksızlık olarak kültürel tarihimizde ve bir yara olarak da vicdanlarımızda yerini alacak.

Kuruluşundan bugüne yaptığı etkinlikler, sergiler, sempozyumlar ve alan çalışmasıyla kültürel alanda önemli hizmetler yapmıştır. Bu ölçüde önemli ve özverili çalışmalar yapan bir kurumun kapatılması hatadır. Anadolu Kültür’e yapılan haksızlık kültüre yapılmış bir haksızlık olur; bu haksız girişimden vazgeçilmelidir. 

Yüzlerce kültür projesine imza atılmış, dezavantajlı kesimlerden binlerce insanın hayatına dokunulmuş, onların sanatla ve kültürle tanışmalarına olanak sağlanmıştır. Film ve sergi üretimi için kaynak sağlayarak kültür-sanat alanına destek olundu. Üstelik kültürel ve sanatsal etkinliklerin sadece İstanbul’la sınırlı kalmamasına özelikle dikkat edilmiş, Anadolu’ya yayılması için çalışıldı. 

Anadolu Kültür’e dava açılacağına teşekkür edilmelidir. Türkiye’de sanata ve kültüre devletin desteği zaten çok yetersiz durumdayken, Anadolu Kültür’ün bu alanda yıllardır verdiği desteğin önemi kavranmalı ve ödüllendirilmelidir. 

Sessiz kalınmamalıdır, Anadolu Kültür’ün yanında olmalıyız!

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanışının denetimi kapsamında gelecek hafta Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş dosyalarını ele alacak. 9-11 Mart tarihleri arasında düzenlenecek toplantılar öncesi Osman Kavala Bakanlar Komitesi'ne mektup göndererek, "Yıllar sürecek davaların önü açılıyor" diyerek, yeni ‘Yargı Reformu Paketi’ndeki olası iyileştirmelerin siyasi davalardaki yasadışı uygulamaların ortadan kaldırılmasında etkin rol oynayacağı konusunda umutsuzluğunu vurguluyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/HRW), Uluslararası Hukukçular Komisyonu ve Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne bildirimde bulunarak ‘Kavala davası Türkiye'de hukuk krizinin bir simgesi’ ifadesini kullandılar.

Evet. Gözümüzün içine baka baka suç uydurdunuz. Aklımızla dalga geçen iddianameler hazırladınız. Onlarca suç uydurdunuz hakkında, ama bir delil bile yok ortalık yerde... 

Hakikat ne yapsanız da gün gibi ortada. Siz ne kadar karanlık hesaplar yapmaya çalışırsanız o kadar aydınlatıyor ortalığı yaptıkları. Başa çıkamıyorsunuz.
Çıkamazsınız.
Hakikat bu.
Yazmasam olmazdı, hakikat bu...
İnsanlığın evrensel değerlerini savunan Anadolu Kültür’ün ve hukuksuz biçimde 1225 gündür özgürlüğünden mahrum bırakılan Osman Kavala’nın yanında olmaya devam edeceğim. 
Osman Kavala’ya Özgürlük!


1- https://www.osmankavala.org/tr/biyografi
2- https://www.anadolukultur.org/

*İnsan Hakları Çalışanı