Osman Kavala 2 bin 552 gündür cezaevinde: 7 yıllık yargı süreci
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2013 yılında düzenlenen Gezi eylemlerinin ardından ‘Türkiye’nin Soros’u’ diyerek hedef gösterdiği Kavala, 2 bin 552 gündür cezaevinde.
DUVAR - 2013 yılında Türkiye'nin birçok ilinde haftalarca süren Gezi eylemlerinin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Türkiye’nin Soros’u’ diyerek hedef gösterdiği iş insanı insan hakları aktivisti Osman Kavala, 2 bin 552 gündür cezaevinde.
1 KASIM 2017'DE TUTUKLANDI
18 Ekim 2017’de Antep’te gözaltına alınıp İstanbul’a götürülen, gözaltı süresi 1 hafta uzatılan ve 31 Ekim 2017'de İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde sorgusu yapılan Osman Kavala hakkında, 1 Kasım 2017'de İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından TCK’nin 309 ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan tutuklama kararı verildi. Silivri Cezaevi’ne gönderilen Kavala'nın tutuklanmasına gerekçe olarak, Gezi eylemleri bağlamında ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve 15 Temmuz darbe girişimi bağlamında ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçları gösterildi.
Kavala, 29 Aralık 2017'de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. 23 Ocak 2018'de tutukluluk incelemesine ilişkin yapılan başvurular toplu olarak reddedildi.
AİHM'DEN 'TUTUKLULUĞA RED' KARARI
Kavala için 7 Haziran 2018 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruldu. AİHM 23 Ağustos'ta Kavala’nın başvurusunun öncelikli olarak değerlendirilmesi talebini kabul etti. 22 Mayıs 2019'da Anayasa Mahkemesi, Osman Kavala’nın kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine ilişkin yapmış olduğu bireysel başvuruyu 5'e karşı 10 oy ile reddetti. Kavala’nın hakkının ihlal edildiği yönünde karşı oy kullanan AYM Başkanı ve Başkan Yardımcısı; Gezi Protestolarının Osman Kavala tarafından finanse edildiğine, Gezi Protestolarının hükümeti devirmek amacıyla gerçekleştiğine ilişkin dosyada ikna edici herhangi bir delil olmadığını belirtti.
AİHM'İN SERBEST BIRAKILMASI KARARI HİÇE SAYILDI
Kavala’nın dosyasını 10 Aralık 2019 görüşen AİHM, Kavala'nın tutukluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5.1, 5.4 ve 18. maddelerine aykırı olduğunu belirterek, tutukluluğun bir hak ihlali olduğuna ve Kavala’nın derhal serbest bırakılmasına karar verdi. Ancak İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Aralık'ta AİHM kararında belirtilen, Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasına ilişkin kararını hiçe sayarak oy birliği ile Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
KAVALA: FANTASTİK BİR KURGU ÜRETİLMİŞTİR
Tutuklu yargılanmaya devam eden Osman Kavala hakkında 19 Şubat 2019 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İddianame düzenlendi.
24 Haziran 2019'da Silivri Kampüsü’nde görülen celsenin ilk gününde sorgusu yapılan Kavala, "Yirmi aydır tutuklu bulunmama neden olan suçlama olgusal temele oturmayan, mantığa aykırı bir dizi iddiaya ve delillerle desteklenmemiş varsayımlara dayanmaktadır. Somut olgular tahrif edilerek, fantastik bir kurgu üretilmiştir" dedi.
30. Ağır Ceza Mahkemesi, Başkanın “suçun vasfının değişme ihtimali” belirtilerek tahliye edilmesi gerektiğine ilişkin karşı oyuna rağmen Osman Kavala’nın oy çokluğu ile tutukluluk halinin devamına karar verdi.
RE'SEN TAHLİYE KARARI
11 Ekim 2019'da Osman Kavala hakkında TCK 309. maddede düzenlenen 'Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme' suçundan re’sen tahliye kararı verildi.
CEZAEVİNDEN ÇIKMADAN GÖZALTINA ALINDI, BERAAT ETTİĞİ DAVADA 'CASUSLUK' SUÇLAMASIYLA TUTUKLANDI
18 Şubat 2020'de İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 'Gezi Davası'nda Osman Kavala’nın beraatine karar verildi. Ancak Kavala hakkında, daha önce re’sen tahliye kararı verilen soruşturma kapsamında gözaltı kararı verildi, aynı gün, Silivri Cezaevi'nden çıkmadan gözaltına alındı. 19 Şubat günü de Emniyet’te ve Savcılık'ta sorgulanmadan tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, hakkında daha önce Savcılık tarafından re’sen tahliye kararı verilen soruşturmada TCK’nin 309. maddesi uyarınca yeniden tutuklama kararı verdi.
9 Mart'ta, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, hakkında daha önce re’sen tahliye kararı verilen, sonra TCK’nin 309. maddesi uyarınca tekrar tutuklama kararı verilen Osman Kavala hakkında bu kez TCK’nin 328. maddesi uyarınca 'casusluk' suçlamasıyla yine aynı soruşturma dosyası kapsamında tutuklama kararı verdi. Tutuklama kararı öncesinde Kavala'nın emniyette ya da savcılıkta ifadesi alınmadı. Osman Kavala bu kez Adliye’ye dahi getirilmeden tutuklandı.
AİHM, TÜRKİYE'NİN İTİRAZINI REDDETTİ: 'DERHAL SALIVERİLMELİ'
9 Mart 2020'de ise Adalet Bakanlığı, AİHM'nin Osman Kavala’nın tutukluluğu hakkında vermiş olduğu hak ihlaline ilişkin karara itiraz etti. Bu itiraz 12 Mayıs'ta AİHM tarafından reddedildi ve Kavala’nın tutuklanmasında hak ihlali olduğu kesinleşti. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de 3 Eylül 2020'de AİHM'nin ihlal kararının uygulanmasına, Kavala’nın derhal serbest bırakılmasına yönelik karar verdi. 9 Haziran 2021'de ise Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, ilk kez, AİHM'in Osman Kavala ile ilgili kararlarının uygulanmaması halinde Türkiye'ye yönelik ihlal prosedürü başlatacağını açıkladı. Yayınlanan sonuç bildirisinde daha önceki çağrılar hatırlatılarak Kavala'nın devam eden tutukluluğunun uluslararası hukuka aykırılık teşkil ettiği ve derhal salıverilmesi gerektiği belirtildi. 11 Temmuz 2022'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 46. maddesinde yer alan ihlal prosedürü kapsamında Türkiye'nin AİHM'in 10 Aralık 2019 tarihli kararını uygulamamış olması nedeniyle Sözleşme'den kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek, Sözleşme'nin 46/1. maddesinin ihlaline karar verdi.
ERDOĞAN: BİZİ ÇOK İLGİLENDİRMİYOR
Erdoğan, bu karar hakkında şu açıklamayı yaptı: “AİHM, Avrupa Konseyi bu konuda ne demiş; bu da bizi çok ilgilendirmiyor. Biz kendi mahkemelerimize saygı duyulmasını bekliyoruz. Bu saygıyı duymayanlara da kusura bakmasınlar bizim saygımız olmayacaktır.”
AYM'YE İKİNCİ BAŞVURU: 'HAK İHLALİ YOK' KARARI
Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devam etmesinin hak ihlali olduğu gerekçesiyle 4 Mayıs'ta AYM'ye bir kez daha bireysel başvuruda bulunuldu. AYM Osman Kavala’nın bireysel başvurusunu 24 Eylül'de gündemine aldı. 29 Aralık 2020'de Osman Kavala'nın bireysel başvurusunu görüşen Anayasa Mahkemesi, Kavala'nın Anayasa'nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine karar verdi. Karar 7'ye 8 oy çokluğuyla alındı.
BİR TAHLİYE KARARI DAHA
20 Mart 2020'de Kavala, TCK 309. maddede düzenlenen 'Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme' suçundan bir kez daha re’sen tahliye edildi.
İDDİANAME KABUL EDİLDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 29 Eylül 2020'de Osman Kavala hakkında TCK’nin 309 ve 328. maddeleri uyarınca cezalandırılması talepli İddianame düzenleyerek İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundu. Mahkeme, 8 Ekim'de iddianameyi kabul etti.
GEZİ DAVASINDA BERAAT KARARI BOZULDU
22 Ocak 2021'de İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Gezi Davası'nın tüm sanıklar hakkında verilen beraat kararının bozulmasına karar verildi. 15 Haziran 2021'de İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi davaların birleştirilmesine yönelik 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne (görülmekte olan Çarşı Davası) müzekkere yazarak muvafakat talep etti. 8 Ekim 2021'de, birleştirme kararı sonrasında 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına oy çokluğu ile karar veridi.
KAVALA VE GEZİ TUTUKLULARINA MAHKUMİYET KARARI
4 Mart 2022'de Cumhuriyet Savcısı tarafından esas hakkındaki mütalaa mahkemeye sunuldu. Mütalaada; TCK madde 312. madde uyarınca “Cebir ve Şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme” suçundan Osman Kavala’nın mahkum edilmesi ve yine bu madde uyarınca hakkında tutuklama kararı verilmesi talep edildi. 25 Nisan 2022'de Osman Kavala hakkında; daha önce beraat ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince kesin olarak ihlal kararı verilmiş olmasına rağmen TCK’nin 312. maddesi uyarınca Türkiye Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bu suçtan tutuklanmasına oy çokluğuyla karar verildi. Kavala’nın son iki yıldır cezaevinde tutuklu bulunmasına sebebiyet veren tek suç olan Casusluk suçlamasından ise beraatine ve tahliyesine karar verildi. Ayrıca, Ayşe Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi hakkında oy çokluğuyla mahkûmiyet ve tutuklama kararı verildi.
28 Eylül 2023'te ise Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 sanıklı Gezi Parkı davasında, Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Mine Özerden, Çiğdem Mater, Can Atalay ve Tayfun Kahraman'a verilen 18'er yıl hapis cezalarını onadı. Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Ayşe Mücella Yapıcı hakkında verilen 18’er yıl hapis cezalarıysa bozuldu.
30 Nisan 2024’te avukatları, Kavala'nın yeniden yargılanma için talebinde bulundu. Ancak, bu talep de 15 Mayıs’ta mahkeme tarafından oybirliğiyle reddedildi.
(HABER MERKEZİ)