'Osmangazi saldırısının' üzerinden bir yıl geçti: Hâlâ iddianame yok!

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde 4 üniversite personelinin hayatını kaybettiği saldırının üzerinden bir yıl geçti fakat iddianame hâlâ hazırlanmadı. Saldırıda hayatını kaybeden idari personel Fatih Özmutlu'nun oğlu Göktuğ Özmutlu, "Bu süreçte davanın açılamamış olması olayın üzerindeki sis perdelerinin aralanmamasına neden oluyor" dedi.

Abone ol

ANKARA - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Eğitim Fakültesi'ne, 5 Nisan 2018 tarihinde elinde tabancayla gelen araştırma görevlisi Volkan Bayar, 4 akademik personeli öldürdü. Bayar'ın silahlı saldırısı sonucu Dekan Yardımcısı Mikail Yalçın, Fakülte Sekreteri Fatih Özmutlu, araştırma görevlisi Yasir Armağan ile öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Serdar Çağlak yaşamını yitirdi.

Saldırının üzerinden bir yıl geçti fakat hâlâ iddianame hazırlanmadı. Hayatını kaybedenlerin yakınları ve avukatları bugün (5 Nisan 2019) Eskişehir Kırkalılar Kültür, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği'nde, saat 12 00'de açıklama yapacaklar.

'DAVA NE KADAR HIZLI AÇILIRSA SİS PERDELERİ O KADAR ÇABUK ARALANIR'

Saldırıda yaşamını yitirenler arasında yer alan ESOGÜ Eğitim Fakültesi Sekreteri Fatih Özmutlu'nun oğlu Göktuğ Özmutlu, geçen bir yıla rağmen iddianamenin hazırlanmamasına ilişkin, "Soruşturmanın sağlıklı yürümesinden yana ümidimiz var. Süreç yavaş işliyor fakat cezayı hak edenlerin tamamının iddianamede yer almasını istiyoruz" dedi.

Soruşturmayı yürüten savcının gizlilik kararını ihlal etmeyecek şekilde dosyanın işleyişine dair bilgiler verdiğini aktaran Özumutlu, "Cinayeti işleyen şahsın bütün bağlantılarının ortaya çıkarılması noktasında titizlikle çalışıldığını söylüyorlar. Biz buna yürekten inanmak istiyoruz. Fakat bu süreçte davanın açılamamış olması olayın üzerindeki sis perdelerinin aralanmamasına neden oluyor. Dava ne kadar hızlı açılırsa sis perdeleri de o kadar çabuk aralanır. Biz her gün olaya ilişkin iddialarla yatıp kalkıyoruz" diye konuştu.

'İDDİANAME HAZIRLANMADIĞI İÇİN HAKLARIMIZ HENÜZ VERİLMEDİ'

Saldırının ardından ifadesi alınan ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan sanık Volkan Bayar'ın eski eşi Saadet Aylin'in Osmangazi Üniversitesi'nde saldırıdan üç ay sonra doktorasını tamamlamasının kendilerini çok üzdüğünü belirten Özmutlu şunları söyledi, "Olaydan üç ay sonra katilin eşine doktorasının verilmesi bizi çok üzdü. Kanuni olarak bunun önünde bir engel var mıydı bilmiyoruz ama vicdani olarak bu bizi rahatsız etti. İddianame hazırlanmadığı için bizlere vazife malullüğü ve şehitlik noktasında haklarımız henüz verilmedi. Ama karşı tarafın doktorasını tamamlaması, üniversitenin bu noktada aceleci davranması bizi yıprattı. Bu bizim sürekli gündemimizde."

'ÜNİVERSİTENİN DAHA SAHİP ÇIKAR BİR TAVIR SERGİLEMESİNİ BEKLEDİK'

"Babam o üniversiteye 30 yılını verdi. Her metrekaresinde emeği var" diyen Özmutlu kendilerini üzen bir diğer konuya dair ise şunları söyledi,"Osmangazi Üniversitesi'nde çalışanların yönetimden hayatını kaybedenlerin hatıralarının unutulmaması için talepleri oldu. Üniversite'den ilk günden itibaren bir kütüphane binasına ya da yeni yapılacak bir binaya hayatını kaybedenlerin isminin verilmesi istendi. Fakat bunlara cevap alınamadı. Bunların karşısında, bize göre yapmış olmak için yapılmış, kütüphanede bir okuma salonuna '5 Nisan Şehitleri' ismi verecekler. Bunun da 5 Nisan'da (bugün) açılışını yapacaklar. Okuma salonuna hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını da koyacaklar. Türkiye'nin gündemine oturan bu olayın ardından üniversitenin daha sahip çıkar bir tavır sergilemesini bekledik."

'ONLAR YÜZLERCE İNSAN YETİŞMESİNDE EMEĞİ OLAN İNSANLAR'

Osmangazi Üniversitesi'ndeki cinayetlerin ardından farklı eğitim kurumlarında da yaşanan saldırılar Türkiye'nin gündemine oturmuştu. Geçtiğimiz ocak ayında, Çankaya Üniversitesi'nde öğrencisi tarafından silahlı saldırıya uğrayan akademisyen Ceren Damar hayatını kaybetti. İki gün önce, Kocaeli'de öğrencisi tarafından bıçaklanan müdür yardımcısı Necmeddin Kuyucu da yaşamını yitirdi.

Eğitimcilere yönelik şiddetin son bulmasını isteyen Özmutlu şunları kaydetti, “Eğitim çalışanlarına karşı insanların duyduğu saygıyı kaybetmemelerini istiyorum. Bir kişinin her şeyi değiştirebileceğinin bilinmesi gerekiyor. Özellikle eğitimcilerin toplumun kaderini değiştirecek insanlar olduğunun unutulmaması gerekiyor. Onlar yüzlerce insan yetişmesinde emeği olan insanlar. Bu olaylar nazarında toplum derin yaralar aldı. Ümit ediyorum bundan sonra devlet kurumlarında, eğitim kurumlarında ve toplumumuzun hiçbir yerinde bu tarz olaylarla karşılaşmayız."