Osmaniye Cezaevi’nde işkence iddiası

Diyarbakır Barosu mahkum yakınlarının talebi üzerine Osmaniye'ye heyet gönderdi. Heyet, işkence izlerine rastladığını iddia ediyor.

Abone ol

DİYARBAKIR - Tutuklu yakınlarının talebi üzerine Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu bir heyet oluşturarak Osmaniye Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda kalan tutuklularla görüştü. Görüşmenin ardından hazırlanan raporda, bazı tutukluların vücudunda işkence izlerine rastlandığı vurgulandı.

Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu tarafından 26 Temmuz 2018 tarihinde Osmaniye Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na gerçekleştirilen ziyaret sırasında tutuklu ve hükümlüler ile yapılan görüşmeler sonucunda hazırlanan raporu, Cezaevi Komisyonu Üyesi Avukat Yusuf Çakas açıkladı. Çakas’ın açıkladığı raporda şu görüş ve öneriler yer aldı:

“Sekiz mahpus ile yaptığımız görüşmelerde, görüşme ortamı kamera ile izlenmiş, iki infaz koruma memuru görüşme kabininde bulunmak suretiyle görüşmeleri dinlemiştir. Görüşmelerde kullanmak üzere getirdiğimiz diyagram ve görüşme sırasında düzenlediğimiz tutanak infaz koruma memurlarınca incelenmiş ve tutanağa el konulmaya çalışılmıştır. Mahpuslardan biri ile yapılan görüşme neticesinde düzenlenen tutanak tarafımızca mahpusa imzalatılmak istenmiş ancak OHAL ve KHK’ler gerekçe gösterilerek infaz koruma memurlarınca buna izin verilmemiştir.

HÜCREDE 3 AY

Osmaniye 2 No’lu T Tipi Cezaevi'nde kalmakta olan tutuklu Abdulkadir Baybars üç aydan fazla bir süredir hiçbir gerekçe gösterilmeden tek kişilik hücrede tutulduğunu ifade etmiştir. Görüşmenin devamında, hücresinin yanında bulunan adli mahpusların tehditlerine maruz kaldığını, cezaevi idaresine bu konuda sürekli başvuru yaptığını, son olarak 19 Temmuz tarihinde cezaevi müdürlüğüne durumu aktardığını ve akabinde 15-20 kişilik bir infaz koruma memuru tarafından saldırıya uğradığını, elleri ve ayakları kelepçelenerek darp edildiğini, kalbinden rahatsız olduğu bilinmesine rağmen kalbine baskı yapıldığını, boğazı sıkılarak ve kafası yastığa bastırılarak nefes almasının engellendiğini beyan etmiştir. Tarafımızca yapılan gözlemde ellerinde ve ayaklarında kelepçe sebebiyle ekimozlar oluştuğu, boğazında kızarıklıklar olduğu ve vücudunun bazı bölgelerinde de şişlik, morartı ve darp izleri olduğu tespit edilmiştir. Osmaniye 2 No’lu T tipi Cezaevi'nde kalan diğer mahpuslarla yapılan görüşmelerde ise Abdülkadir Baybars’a yapılan işkence seslerinin koğuşlarından duyulduğunu beyan etmişlerdir.

TEDAVİSİ YAPILMAYAN MAHPUSLAR

Tutuklu bulunan Mehmet Faruk Engin ile yapılan görüşmede -kendisi de dâhil olmak üzere- hastaların hastaneye sevkinin yapılmadığını, revir doktoru tarafından “Siz suçlusunuz, hak ediyorsunuz…” şeklinde hakaretlere maruz kalarak muayenelerinin yapılmadığını ve her seferinde kendisine ağrı kesici, kas gevşetici ve benzeri ilaçlar verilerek geri gönderildiğini belirtmiştir. Ayağında rahatsızlık olduğu ve tedavi edilmesi gerektiği halde Mayıs 2017’den beri hastaneye götürülmediğini ve en son götürüldüğünde ise doktorun kelepçe ile muayene etmek istemesi sebebiyle muayeneyi kabul etmediğini belirtmiştir. Ayrıca Akar İkbal adlı tutuklunun da kolundan rahatsız olduğunu, elini oynatamadığını, kolunun felç olma noktasına geldiğini, yaklaşık iki yıldır tedavi edilmediğini beyan etmiştir.

KİTAP, DERGİ, GAZETE YASAĞI

Görüştüğümüz tüm mahpuslar, ayakta sayım dayatmasına maruz kaldıklarını, 9-11 Şubat tarihleri arasında, cezaevi müdürü gözetiminde, infaz koruma memurları tarafından darp edildiklerini, buna ilişkin yaptıkları başvuruların sonuçsuz kaldığını ve ayakta sayım adı altında kötü muamele ve hakaretlerin düzenli olarak devam ettiğini ifade etmiştir. Uzun bir süreden bu yana sosyal aktivitelerin yapılmadığını, istedikleri gazete ve dergilerin verilmediğini, hiçbir kitabın verilmediğini, başta kurumlara yazdıkları mektuplar olmak üzere göndermek istedikleri mektuplara keyfi gerekçelerle el konulduğunu, sürekli keyfi bir şekilde disiplin cezalarına maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir.”

Raporu açıklayan Yusuf Çakas, “Mahpusların başta kötü muamele ve işkence iddiaları olmak üzere diğer bütün iddia ve şikayetlerinin etkin bir idari ve adli soruşturmaya tabi tutulmasını ve sorumlular hakkında adli ve idari işlemlerin ivedilikle başlatılmasını ve mahpusların sağlığa erişim haklarının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemlerin bir an önce  alınmasını talep ediyoruz” dedi.