Öte yakanın mekanları ve insanları

Ahmet Çakmak’ın 'Kuyruklu Hikâyeler' kitabı Everest Yayınları tarafından yayımlandı. Çakmak kitapta, hayatında yer tutmuş, hatta belki de hayatını şekillendirmiş insanları ve mekanları anlatıyor.

Abone ol

Ahmet Çakmak’ın Everest Yayınları’ndan çıkan 'Kuyruklu Hikâyeler' kitabı, daha önce yayımlanan anlatı-roman 'Ben û Sen'in (İletişim Yayınları) devamı ya da tamamlayıcısı gibi. Aslında 'Ben û Sen' de 'Çiftkafa’nın Kitabı'nın bıraktığı yerden devralıyordu sözü.

'Çiftkafa’nın Kitabı', Diyarbakır’ın Sur ilçesinde akıp giden hayata odaklanmıştı. Sur sokaklarında koşturan bir çocuğun büyüme hikâyesi, Sur’un hikâyesiyle birlikte roman kurgusu içinde anlatılmıştı. 'Ben û Sen', edebiyat heveslisi bir gencin, 'Pavyonlar Sokağı'nda hayatı ve edebiyatı keşfetme macerası olarak da değerlendirilebilir. Çakmak, meyhane ahalisi üzerinden bütün bir kenti okura tanıtmaya çalışıyordu.

'Kuyruklu Hikâyeler'de yer alan metinlerde ise coğrafyayı daha geniş tutmuş Çakmak. Hikâyelerde İstanbul da var, adı İstanbulluya çıkmış karakterler de var. Ancak mekanlar ve karakterlerin adları değişse de Çakmak, bolca vakit geçirdiği meyhaneleri ve meyhane ahalisini anlatıyor 'Kuyruklu Hikâyeler'de de.

ÖTE YAKADAKİLER

Şunu söylemek mümkün: Ahmet Çakmak, hayatın öte yakasına itilmişleri ya da hayatın öte yakasını tercih etmişlerin hikâyelerini yazmış yeni kitabında. Karakterler ve mekanlar İstanbul ve Diyarbakır’dan. Mekanlar deniz kenarı, metruk binalar, izbe meyhaneler. Karakterlerin kafası ise günün her vaktinde dumanlı. Hem mekanların hem de karakterlerin yanı başında normal diye kabul görmüş hayat, her türden maceradan itinayla sakınarak akıp gidiyor.

Açlık, keder, hasret, korku karakterlerin bir parçası gibi. Kimi nerden geldiğini unutmak ve unutturmak üzere kurmuş içinde bulunduğu hayatı. Fanilerin ezeli umudu olan çok para kazanmaktan, ev bark sahibi olmaktan yakalarını kurtarmışlar. Açlıklarını bastıracak, birkaç lokma yiyecek ve elbette birkaç şişe bira bulmanın imkanlarını yaratmak, hayattaki en büyük gayretleri.

Kuyruklu Hikayeler, Ahmet Çakmak, 124 syf., Everest Yayınları, 2022.

İştahla anlatmayı seviyorlar. Yalan olduğunu bilerek dinlemeyi seviyor görünüyorlar. Birbirlerine yakınlıkları ve uzaklıkları da içinde bulundukları mevcut duruma ya da hâletiruhiyeye göre değişiyor. Bacanak Pup, hayatın öte yakasıdır ve bir çekim merkezidir mesela. Ama hevesle, aceleyle, can yakan her şeyi geride bırakabilmek umuduyla gidilen mekanda acayip hoyratlıklar da mevcuttur. Oradan nasıl çıkılacağı meçhuldür.

TANIDIK KİŞİLER VE MEKANLAR

Dışarıda akıp gidenlerin bilmediği mekanın kendine has inceliklerini anlatıyor Ahmet Çakmak. Bu mekanları ve insanları yakından tanıyan bir yazar olarak. Hikâyelerden okura ulaşan sahicilik ve sıcaklık bu nedenle.

Öte yandan tanıdık kişilerin ve mekanların hikâyesini anlatmanın kendine has sıkıntıları, zorlukları vardır. Bunlardan biri, gerçek olandan edebi bir metin ortaya çıkarmaktır. Çakmak bu nedenle, bir hatırayı aktarmak ile edebi metin arasında yalpalıyor, gerçek olanı edebi metne dönüştürmekte bocalıyor kimi hikâyelerde. Bazı hikâyeleri yazarın hayatından parçalar gibi okumak mümkün. Ancak bu sarsak hal de okuma keyfinin ve merak duygusunun kaybolmasına neden olmuyor.

Bazı mekanlar ve insanlar, Çakmak’la aynı şehirde yaşayan okura tanıdık gelecektir. Bu mekanları ve insanları sevdirmeye çalışmıyor, kendi kaleminden süzerek olduğu gibi aktarıyor. Belki Selam’ı sevdirmeye çalışıyor 'Tekel Bayi İnsanları'nda. Ama doğrusu Selam da sevilmeyecek insan değildi. O izbe, havasız, daracık mekanda dip dibe oturarak demlenen, vakit öldürmenin hakkını veren, afili kavga eden, adabınca gülüp eğlenen ve toplumsal kabulü bir süreliğine de olsa kapı önünde bırakan insanların kahrını az çekmedi Selam.

Ahmet Çakmak, şehrini acısıyla, sıkıntılarıyla seven ve baş tacı eden yazarlar soyundan geliyor. Çakmak gibi yazarlar, sanatçılar tutkuyla bağlı oldukları şehre ayrıca bir kıymet kazandırıyor. 'Çiftkafa’nın Kitabı', 'Ben û Sen' ve 'Kuyruklu Hikâyeler' ile devam eden şehri ve insanları hikâyeleriyle anlatma gayretinin bir sonraki durağı hangi kitap olacak, bilmiyoruz. Ancak Diyarbakır, Diyarbakır’ı sahici yaşayan yazarlara ve sanatçılara yaratma konusunda çok olanak sağlayan bir şehir. Bu nedenle Ahmet Çakmak 'Kuyruklu Hikâyeler'de durmayacak gibi geliyor bana.