Özel hastanelerin 'taşeron sağlık' kurnazlığı

Sağlık sistemine 3 yıl önce eklenen düzenlemeyle özel hastanelere, şirket kuran doktorlardan hizmet alma olanağı tanındı. Doktorun tıbbi hata yapması durumunda ise sorumluluk hastaneye değil doktora ait oluyor. Yüzlerce doktor, düzenlemeye ilişkin İstanbul Tabip Odası’na şikâyet yağdırdı.

Abone ol

DUVAR - Sosyal Güvenlik Yasası’na 3 yıl önce eklenen bir maddeyle özel hastaneler kadrolu doktorların yanı sıra şirket kurup fatura kesen doktorlardan da hizmet alıyor. Fatura, hastanelerin masraf kalemine yazılıyor. Şirket sahibi olan doktorlar Bağ-Kur’lu göründüğü için sigorta primi, yıllık izin, tazminat, doğum izni gibi özlük haklarından yararlanamıyor. Doktorun tıbbi hata yapması durumunda hastane sorumluluktan kurtuluyor.

Özel sağlık hizmetinde doktorları taşeron gibi çalıştıran durum, 2015’te 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Yasası’na ilave edilen 10. maddeyle yasalaştı. Bu düzenlemeyle, özel hastanelere fatura karşılığı dışarıdan doktor çalıştırma imkânı tanındı. Böylece işveren, kıdem tazminatı, fazla mesai ve yıllık izin gibi yükümlülüklerden kurtuldu.

DOKTORLAR MAĞDUR OLDU

Gazete Habertürk'ten Öznur Karslı'nın haberine göre, düzenleme, en çok doktorları mağdur etti. Şirket kurarak hastanelere hizmet veren doktorlar, bu düzenlemeden beri yüzde 20 stopajın dışında, belli bir tutarı aşan geliri için yıl sonunda gelir vergisine tabi oldu. Birtakım vergiler ve muhasebe masrafları gibi gider kalemleri oluştu.

Fatura kesen doktor; kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, doğum izni gibi haklarından mahrum oldu. Bu durumdaki doktorların gelirleri sabit olmaktan çıktı.

DOKTOR KOLAYCA İŞTEN ÇIKARILABİLİYOR

Düzenlemede özel hastaneler için en büyük avantaj, doktor hatalarındaki sorumluluğu üzerlerinden atmaları oldu. Bu düzenlemeyle tıbbi hatalardaki sorumluluk da büyük oranda doktorların üzerine kaldı. Sözleşmelerinde özel madde olmadıkça doktorlar hastane ile sözleşmelerini kolayla feshederken, aynı şekilde hastaneler de doktorlarla çalışmalarına kolaylıkla son verebilir. Hastalar için olumsuz olan ise her zaman gittiği bir doktoru aynı hastanede bulamayabilir.

Yüzlerce hekim, söz konusu düzenlemeyle ilgili İstanbul Tabip Odası’na şikâyette bulundu. Limited şirket kurmaya zorlandıklarını savunan birçok hekim, hakları konusunda odadan bilgi aldı. Uygulamayı eleştiren doktorlar, internetteki forumlarda da şikâyetlerini dile getiriyor. Bir doktor şöyle diyor: “Baş belası bir konu. Vergi daireleri artık özel hastanede çalışan doktorlar için ikametgâhlara ve özel hastanedeki bir odayı kiralama şeklinde bir mükellefiyet tesis etmediklerini söylüyor. Şu an şirket kurmaktan başka çare yok gibi duruyor. Şirket kurmak da çok saçma. İleride çıkacak sıkıntıları düşünemiyorum.”

‘KAYITDIŞINI ÖNLÜYOR’ İDDİASI

Özel Hastaneler ve İşletmeleri Derneği Başkanı Reşat Bahat ise özel hastanelerin şirket kurup fatura kesen doktorlardan hizmet almasıyla ilgili düzenlenin kayıtdışına engel olduğunu savundu. Yeni düzenlemeye göre çalışacak her doktorun şirket kurmasının zorunlu olmadığını söyleyen Bahat, “Serbest çalışma hakları var. Burada hastane ya da hekimin herhangi bir zararı bulunmuyor. Hekim SGK’lı ise ona göre ödeme yapılıyor, Bağ-Kur’lu ise vergiler düşüldükten sonra hakedişi ödeniyor” dedi.

‘ADETA ESNAF GİBİYİZ’

Gazete Habertürk'ten Öznur Karslı'nın ulaştığı Nöroloji Uzmanı Ö.D., yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle anlattı: “İstanbul’da butik bir özel hastanede çalışıyorum. Hastanede çalışan ben dahil 30 hekimin sigortası SGK’dan Bağ-Kur’a dönüştürüldü. Bu yöntem biraz da hastane yönetiminin inisiyatifine bırakılan bir konu. Her ay 600 liralık Bağ-Kur ödemesi, muhtasar ve gelir vergisi ödüyoruz. Bu işlerimizi takip eden muhasebecimiz var. Esnaf gibiyiz. Ayda 1500 liranın üzerinde giderimiz oluyor.”

TABİP ODASI: MECBUR BIRAKILIYORLAR

İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez, genellikle kamudan ayrılan ya da KHK ile ihraç edilenlerin özel hastanelerde bu yönteme mecbur bırakıldıklarını belirterek şunları söyledi: “Torba yasa ile birlikte hastaneler hekimlere ‘Sen artık bizim çalışanımız olma, şirket kur’ diyor. Hekimin çalıştığı işyerinden doğan hakları kendisine yüklenmiş oluyor. Hastane hekimlik hizmetini kurulan şirketten alıyor, hekim de hastaneye fatura kesiyor, şirketinin vergisini ödüyor. Hekimler şirket kurmaya mecbur kalıyor, kamuyu bırakıp özel sektöre geçenler, KHK ile mesleğinden uzaklaştırılan hekimler bu yönteme başvurmak zorunda kalıyor. Hekim değil hastane kazanıyor.”

‘DOĞUM İZNİ NE OLACAK?’

Türk Tabipler Birliği Başkanı Raşit Tükel, özellikle kadın hekimlerin şirket kurup hastanede çalışmaları haline doğum izni haklarını kullanamadıklarının altını çiziyor: “Bu düzenlemeyle, hekimlerin özel sağlık kuruluşlarında hizmet akdiyle çalışmalarına karşın taşeron çalışıyor olarak gösterilmeleri ve Bağ-Kur’lu yapılmalarına olanak sağlanmıştır. Bu şekilde örneğin bir kadın hekimin doğum izni kullanma hakkı ortadan kalkıyor. A grubu hastanelerin tamamında (vakıf üniversiteleri hariç) şirket adına fatura isteniyor. Sözleşme hastane şirketi ile kişi şirketi arasında yapılıyor.”

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç de hastanelerin vergi ve sigorta primi ödemelerinin bu düzenlemeyle doktorların üzerine yıkıldığını belirtti ve şunları kaydetti: “Özel hastanelerde gerçek ücreti üzerinden bordrolu, eski adıyla SSK’lı çalışan hekim sayısı çok az. Bu sistemde, vergi ve sigorta prim ödemeleri çalışanların üzerine yıkılmaktadır. Şirket kuran hekimlerin hak ediş oranlarını düşürüyorlar, ücretlerini asgari ücret ya da 3-4 bin lira üzerinden gösteriyorlar. Aldığı maaş kadar fatura vermek zorunda.”