Özen Yula: 'Kendimi sinemada denemek istiyorum'

Özkan Özgür ile 23 Soru'nun konuğu yazar ve yönetmen Özen Yula...

Abone ol

1.Sizin için kullanılan hitap biçimlerinden hangisi daha çok hoşunuza gidiyor? 

Canım ve hocam.

2. Sizden daha zeki olduğunu düşündüğünüz arkadaşlarınız var mı?

Zekâ farklı alanlarda farklı biçimlerde ortaya çıkar. Hemen her alanda akıl alabileceğim kişiler var.

3. Arada sırada saçma şeylerle uğraşmak zorunda olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Hayat kurtarmak gibi kutsal bir iş yapmadığım için bu sorun sık sık gündeme gelir. Bir de elbette ülkenin yapısından kaynaklanan bürokratik durumlar var.

4. ‘Tüm yaşadığım sıkıntılara değdi bu!’ dediğiniz olaylar yaşadınız mı?

Yaşadım. Sabrım karşılıksız kalmadı. Sekiz yıl beklemenin ardından, 20. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında “Ân” adında yoğun bakım ünitesinde geçen bir oyun yapabildim. Seyredenler unutamadıklarını söylediler. Memnunum.

5. Bir evcil hayvanın insanı mısınız? Geçmişte böyle bir deneyiminiz oldu mu, ileride bir gün düşünür müsünüz?

Geçmişte oldu. Ama bir canın sorumluluğunu almak çok zor iş. Yapamayabilirim.

6. Çocukluğunuzdan kalan ve ilk fırsatta tatmak istediğiniz özel tat var mı?

Hakiki sütlü dondurma, sahan kaymağı ve meyan şerbeti.

7. Sanatın ya da sanatınızın neresindesiniz?

Dürüst bir yerindeyim. Samimi olarak öyle olduğunu düşünüyorum.

8. Ezberinizde şiir var mı? Hangi şairin hangi şiiri?

Var ama unutuyorum. Arada bir hatırlıyorum, sonra yine unutuyorum. Cahit Sıtkı Tarancı’dan “ Otuz Beş Yaş”

9. Okuduktan sonra çok etkilendiğinizi düşündüğünüz bir kitap var mı?

Sevgi Soysal’dan “Tante Rosa”, Tezer Özlü’den “Çocukluğun Soğuk Geceleri”, Charles Dickens’tan “İki Şehrin Hikâyesi”.

10. En son ne zaman tiyatroya gittiniz?

Hemen her hafta bir ya da iki oyun izlemeye çalışıyorum.

11. Belleğinizde yer eden ve tavsiye edeceğiniz bir film var mı?

Jocelyn Moorhouse’un yönettiği, Avustralya yapımı bir film olan “Proof”. Film gibi bir film yani. Bir de Lars von Trier’den “Dogville”. Sanat gibi bir film. 

12. Size göre ‘yabancı’ kimdir?

Hepimiz.

13. En son ne zaman haksızlığa uğradığınızı düşündünüz?

Hayat içinde, arada olabiliyor bu anlardan. Hele de bu devirde ve bu kafa yapısıyla!

14. Hak etmediğini düşündüğünüz birilerine saygı göstermek zorunda kaldığınız oldu mu?

Genelde insanların saygıyı hak ettiklerine inanırım.

15. Günlük hayatta görünce nefret ettiğiniz hareket nedir?

Fırsatçılar, kurnazlar ve manipülatif sosyopatlardan zerrece hoşlanmam.

16. Sizi umutlandıran bir duruma örnek verir misiniz?

Kitap okuyan bir çocuk.

17. Hayallerinizin peşinden koştunuz mu? Hayal kurmaya devam ediyor musunuz?

Koştum. Kuruyorum. Bir de sinema tarafında kendimi denemek istiyorum.

18. Rekabetçi olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Rekabetçi değil de dirayetliyim. Azimle yapmaya çalıştım yaptığım her şeyi. Yapamadıklarım da ders oldu bana.

19. Özür dilemeyi ve teşekkür etmeyi ihmal ettiğiniz olur mu?

Sanmıyorum. Bu, benim için önemli.

20. Neyi ya da kimi özlüyorsunuz?

1965-70’leri. Bir de annem ve babamla yediğimiz yemekleri ve ettiğimiz sohbetleri.

21. Stres atmak ya da kafanızı dağıtmak için ne yaparsınız?

Belgesel izlerim, youtube’da dağılırım, manasız şarkılar dinlerim ve yürürüm.

22. Şu ana kadar geçen hayatınızı özetleyen kelime hangisidir?

Mucize.

23. Allah gecinden versin, hak vaki olursa, geride kalanların sizi nasıl anacağını düşünüyorsunuz?

Tanıyanlar “Çay ile rakının kavranarak içilen şeyler olduğunu bilirdi” desinler yeter. Tanımayanlara gelince… kim takar Yalova… neyse neyse...