DUVAR - DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, 15 Mayıs’ta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından tanıtımı yapılan Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı (2024-2028) hakkında Meclis’te bir basın toplantısı düzenledi. 

Vizyon Belgesinin daha önceki konuşmalarında sıklıkla kadınların ve erkeklerin eşit olmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önsözüyle açıldığını belirten Saki, söz konusu belgenin AK Parti iktidarının kadınları değil aileyi korumayı amaçlı politikalarının yeni bir adımı olduğunu ifade etti.

Saki, basın açıklamasında şunları söyledi:

“Bu Vizyon Belgesi'nde kadının adı, kadınların sorunları yok hükmünde. 75 sayfalık metinde kadın sözcüğü sadece 4 yerde geçiyor. Bütün hikâye kadınları aile içinde tanımlamak üzerine kurulu.

AKP'nin iktidara geldiğinden beri yaşamaya geçirdiği dini referanslı aileci politikalarla toplumu kuşatma stratejisinin ve bu doğrultuda yeni bir toplumsal bir inşa çabasının manifestosu adeta bu belge.

Bu belge mesela geç yaşta evlenmeleri sorun alanı olarak belirleyerek erken yaşta evlilikleri teşvik ediyor.  Bakanlık erkek şiddetini önlemek ve çocukları korumak için harcaması gereken bütçeyi erken yaşta evliliğe teşviğe harcamaya hazırlanıyor. Vizyon Belgesi, kadınları aileye hapseden, kuluçka makinesi olarak gören bir zihniyetin ürünüdür

Belgede işbirliği yapılacak kurumlar arasında neredeyse bütün maddelerde kadını aileye kapatan, çocuk istismarını meşrulaştıran Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başrollerde yer alıyor.

'KADINA ŞİDDET, CİNSEL SALDIRI BELGEDE YOK'

Kadınlar için bugün en temel sorun olan kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, taciz, cinsel istismar, cinsel saldırı bu belgede yer almıyor. Erkekler tarafından katledilen kadınların esamesi bile okunmuyor.

Bu belge iktidarın hemen hemen her gün LGBTİ+ nefreti/düşmanlığı politikalarını devam ettireceğini ve yükselteceğinin de itirafı.

Bu vizyon belgesinde yine tüm hedef kadınların yaşamını içerisinde erkek şiddetinin, istismarın, emek sömürüsünün olduğu ailelere sıkıştırmak. Bakanlıkça sıkça kullanılan “küresel risk” ifadesi kadın kazanımlarına göz dikme, LGBTİ+ları hedef gösterme anlamına geliyor. Halbuki gerçek “küresel risk” sağ popülist iktidarlarca yükseltilen ve AKP’nin de buradaki temsilcisi olduğu aile odaklı, kadın düşmanı, LGBTİ+ düşmanı politikalardır. Ailenin adeta devlet zoruyla bir arada tutulmaya çalışılması, kadınların patriyarkayla bütünleşen iktidar politikası yoluyla evlenmeye ve doğurmaya zorlanması tüm sağcı iktidarların ortak politikası olarak başta kadınlara ve LGBTİ+lara dayatılıyor.

Bu belgede afet politikalarından ve afete uyumlu kentlerin inşasından bahsedilirken "aile dostu afet politikaları", "aile dostu kentler" kavramları gündeme getiriliyor.

Aile Çalıştayları adı altında sözde katılımcı biçimde hazırlandığı iddia edilen bu belgenin hazırlanmasına kadın örgütlerinin, LGBTİ+ örgütlerinin, Türkiye Barolar Birliği ya da Türk Tabipleri Birliği gibi meslek örgütlerinin değil tarikatların, cemaatlerin ve Diyanet’in katıldığını gayet iyi biliyoruz.”

'BİZ AİLE DEĞİL KADINIZ'

Saki basın açıklamasını “Kadının adının her yerden silindiği, LGBTİ+’ların sapkın ideolojiler olarak tanımlandığı bu belgeyi asla kabul etmiyoruz. Derhal bu belge geri çekilsin. Biz aile değil kadınız. Aile dışında hayat var” sözleriyle tamamladı.