Özgür Özel: Erken seçimi millet ister, önünde durulmaz

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM grup toplantısında, "Böyle giderse erken seçimi millet ister. Önünde kimse duramaz. Bu kadar net" ifadelerini kullandı.

Abone ol

DUVAR - İYİ Parti’den istifa eden Antalya Milletvekili Aykut Kaya, CHP Grup Toplantısı'nda partiye katıldı. CHP’ye katılan Kaya’ya, rozetini Özel taktı. 

Törenin ardından kürsüye Özgür Özel çıktı.

Özel, "Türkiye bir yol ayrımında. Birileri yumuşama derken kırmızı çizgilerim var diye bir hat çekip o hattın arkasına saklanıp AYM'yi tanımamayı, kayyımı, kırmızı çizgi görüyorsa orada yumuşamadan bahsedilemez. Birisi istemiyor diye genel başkanlarına hakaret ettirip bizi kavga ettiremezler. Açlık sınırı 19 bin liradır. Emeklilerin ortalama maaşı 12 bin 500 liradır. Emeklilerin maaşları, açlık sınırının altındadır. Türkiye, Avrupa'da enflasyon oranında en yüksek ülkedir. Bu ülkede ekonomi kötü yönetilmektedir. Bu sorunun nedeni Recep Tayyip Erdoğan'dır. Devlet ilkokul öğretmenine 20 yıllık ne veriyorsa, özel sektördeki öğretmene de onu vermelidir. Öğretmenler asgari ücrete mahkum edildi. Deprem bölgesinde çalışan öğretmenler, öğrencilerin göçmesiyle eksik kaldılar. Onların da ek atama talepleri var. Onların sesini duyurmak da CHP'lilerin boynunun borcudur. Böyle giderse erken seçimi millet ister. Önünde kimse duramaz. Bu kadar net" dedi.

Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

CANI SAĞOLSUN: Bizim bütün gücümüz Türkiye'de iktidarı değiştirmek. Bunu böyle bilsinler. Pazar günü yapılan tekrar seçimlerinde 3 iddia koyduk. Siz ne yaparsanız yapın İstanbul'da Ekrem Başkan'a yapılan haksızlıkla gidip seçimleri yenilediniz, iptal ettiniz. Çünkü CHP siyasette gerilimden beslenen bir parti değildir. Kim olursa olsun eski dosttan düşman olmaz, siyasi rakipleri düşman bilmeyiz, demokrasiden ayrılmayız ama birileri mevcudiyetini koruyacak diye CHP ile çatışmak istiyorlarsa adı kim olursa olsun asla o çatışmanın parçası olmayız. Pınarbaşı ne dedi, 'Zorbalığa başkanımı yedirmem' dedi. Elbette ki MHP için kritik bir yer. Türkeş'in memleketini CHP kazandı diye, CHP Türkeş'e saygısızlık yapacak bir parti değildir. Sayın Devlet Bahçeli’nin bugün kullandığı bütün ifadeleri, onları metne yazan ve kendi kusurlarını örtmeye çalışan bütün MHP’lilerin yakından bildiği ve yaka silktiği o ikisinin kusuru görüyorum Devlet Bey’in de canı sağolsun.

HAKKARİ BELEDİYE BAŞKANI MEHMET SIDDIK AKIŞ'IN YERİNE KAYYIM ATANMASI: Hakkari kararını verdi. Yüzde 49 oy alarak belediye başkanını seçti. Dün sabah bir operasyonla belediye başkanının gözaltına alındığını Hakkari valisinin kayyum atandığını öğrendik. Üstelik ilgili iddianame 2010 yılında başlayan soruşturmaya ait. Kabul edildiği tarih 2014. 10 yıldır devam eden bir dava, 14 yıllık bir mesele. İddianamenin savcısı FETÖ'den firarda. "İddianamelerdeki iddiaların ispat imkanı yok, dava defalarca ertelenmiş ama dün yeni bir soruşturma açılıp belediye başkanına yeni soruşturma açılmış buna istinaden gözaltına alınıp, suçu nedir bilmiyoruz, gizlilik kararı var diyorlar. Suçu varsa yeni delil varsa cezalandırılabilir ama usul yöneten bellidir. 14 yılldır yargıla, tutuklama, milletvekili olacağında temiz kağıdı ver, dava devam ederken yeni soruşturma ile bir günde kayyum ata. Kayyum atamak Hakkari halkının iradesine saygısızlıktır. Suçu varsa yargılanır, yerine belediye meclisinden vekil seçilir. Ceza alırsa yerine belediye meclisinde belediye başkanı seçilir. Bir KHK ile konu terörle ilişkili diyerek hemen kayyum atarım soruşturma ile birlikte atarım, sonra içlerinden seçtirmem diyorlar. Kayseri, Hakkari'de halk bir belediye meclisi seçiyor. Biri suçluysa onu bağlar, kardeşini, evladını bağlamaz, sanki bütün belediye meclisi suçluymuş gibi vali 'Ben atarım diyor. Bu anlayış AKP'nin ve Cumhur İttifakının 31 mart seçimlerindeki hezimetin en önemli birkaç sebebinden biridir. Milletin iradesine saygısı olmayanın milletin gönlünde yeri olmaz. Geçen hafta Ahmet Türk ziyaretime geldi, seçimleri kutladı, genel başkanlığımı kutladı. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı kendisi. 2014'ten beri Mardin halkı Ahmet Türk'ü seçiyor. İrade bu kadar net! Her zaman rekor oy alıyor. Şu ana kadar 2 yıl 4 ay belediye başkanlığı yapabilmiş. Benim atadığım vali yönetecek diyor. Sonra o valiler Soylu'ya 30 bin TL'lik tespihler verip belediyeye  ödetiyor. Hakkari'ye atanan kayyuma da CHP'nin bir belediyesine atanmasına nasıl tepki veriyorsak buna da aynı tepkiyi veriyoruz. Sana göre demokrasi bana göre demokrasi olmaz.

AYM KARARLARI: Burası bir hukuk devletiyse anayasaya uyacağız. Anayasa'ya aykırı kanun, kanun hükmünde kararname varsa, görev CHP'nindir. Bu rejim 16 Nisan referandumunda başladı. İlk yapılacak seçimde yetki kanunu çıkarıldı. 60 gün içinde inceledik, tuğla gibi başvuru yaptık. Bizim 60 günde iddia ettiğimiz aykırılıkları AYM 6 yılda inceledi. AYM kararı, belediyelerin Cumhurbaşkanlığı kararıyla kurulmasından Adalet Bakanı'nın HSK'de görev almasına, TRT'ye taşınmazların devredilmesine, özel şirket kurmasına, Merkez Bankası Başkanı'nın atanması düzenlemesini iptal etti. Huzur hakkı, ek gösterge, Yargıtay'ın yapısı, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın mülklerinin devri, TRT'ye arsa tahsisi, BTK'nin yapısı, Bakan müşavirlerinin atanması, HSK'nin yapısına dayanak teşkil eden tüm düzenlemeler, ne kadar kurum varsa Ekonomik Sosyal Konsey dahil, RTÜK Genel Müdürü'nün maaşı dahil, RTÜK'ün şirket kurmasına kadar devlette yaptıkları her şeyi iptal etti. 1 yıl da zaman verdi. Dün akşam itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kolonları kesiktir, temeli kumdandır, devleti sakatlamışlardır. AK Parti ile MHP'nin anayasa tanımazlığı buna sebeptir. Sayın Erdoğan yaptığınız her şeyi Anayasa Mahkemesi iptal etti.

Meclis'te 1 sene içinde kanun olarak çıkmazsa devlet kolonsuz, kirişsiz kalacaktır. Anayasa istemek için önce mevcut anayasaya uymak gerekmektedir.

ERSAN ŞEN'E: SANA DA YAZIKLAR OLSUN...: Deprem konutlarının bir senede yüzde 12'si verildi. Oysa bir yılda hepsi verilecekti. Orta ve az hasarlı olanlar var. Onlar konutlarını güçlendirdiler, bütün paralarını verdiler, bankadan kredi aldılar. Ama şimdi Hatay'da 7 ilçede, sen her şeyi yaptın ama sana başka yerde konut vereceğiz burayı da rezerv alan yapacağız diyorlar. Depremde canını kurtaranlar evini kurtarmanın peşinde, adalet peşinde olan aileler var. 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden ve onları bu dünyada bir başına bırakanların adalet isteği var. Tek istekleri adaletsizlikleri halkın duyması. Depremzedeler Ezgi Apartmanı için adalet diyor. 4 yıl sonra kolonlar kesildi deyip ihbar alan, kontrol edildikten sonra bir şey yok yaşayın burada dediler. Sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin yargılanmasını istiyoruz. Geçtiğimiz yıl görevinden istifa etmesine rağmen, bir teleferikte bir kişinin hayatını kaybetmesi üzerine, Antalya Kepez Belediye Başkanı içeride tutuluyor. 150 kişiyi yerin altına gömen Palmiye Sitesi'nin imza yetkilisi İstanbul depremi önlesin diye, İstanbul Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ne gönderiyor. Çünkü o AK Partili yandaş bir bürokrat. Firarilerin yakalanması için Kırmızı Bülten istendiğinde meşhur ve hiçbirimizi beğenmeyen bir avukat, Ezgi Apartmanı'nın sorumlularının avukatı, azarlıyor anneleri, 'Bir kırmızı bültenin ülkeye maliyeti kaç para biliyor musunuz' diyor. Kimseyi beğenmiyor, hepimizi eleştiriyor sana da yazıklar olsun kardeşim sana da yazıklar olsun.

SORUNUN SEBEBİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN'DIR: TÜRK-İŞ'in hesabına göre açlık sınırı 19 bin liradır emeklinin aldığı ortalama maaş 12 bin 500 liradır. 3 aydır asgari ücret bir yıldır emekli maaşları açlık sınırının altındadır. Avrupa'da açık ara enflasyonu en yüksek ülke Türkiye'dir. Çad, Sudan, Papua Yeni Gine'nin bütün ülkelerin enflasyonu Türkiye'den düşüktür. Bu ülkede ekonomi kötü yönetilmektedir. Bakanlar değişmekte atayan kalem değişmemektedir. Mürekkep aynı mürekkeptir bu sorunun sebebi Recep Tayyip Erdoğan'dır.

AKP'NİM SEÇİMDEN BERİ 30 ALTINDA OLUŞUNU GÖRMEK İSTEMEYENLER...: Milletin ihtiyaçlarını dile getirme, ikna edemezsek çözmeye çalışmak, mücadele etmek üzere yola çıktık. Muhataplarımızı ziyaret ettik, el sıkıştık, müzakere ettik. Bütün yapılan anketlerde CHP'nin önce müzakere sonra mücadele etmesine kamuoyu çok büyük bir destek verdi. Kimileri yumuşama kimileri normalleşe diyor. Eğer asgari ücretliye, emekliye, staj çıraklık mağdurlarının sesini duyurmak CHP'nin boynunun borcudur. Normali budur normalleşmenin gereği budur. Sokakları karıştırmasınlar anlayışı, işçi sınıfının, köylünün, emeklinin, bütün üretenlerin beklentisi değildir. Beklenti CHP'nin onların sesini duymasıdır tüm Türkiye'ye duyurmasıdır. Bu süreçte normalleşme büyük toplumsal destek bulunca, partilerin içindeki bazı odaklar normalleşme olursa bize ihtiyaç kalmaz diyor. Sen de emeklinin, uzman çavuşun, asgari ücretlinin sesini duy elini tutan mı var. Normalleşme demokrasi demek, normalleşme yumuşama demek. Biz otoriter bir iktidarız, biz düşersek sonumuz gelir, daha da sertleşmeliyiz. Birileri yumuşama derken kırmızı çizgilerim var diye bir hat çekip, anayasaya, AYM'ye uymamayı, toplantı ve yürüyüşü gasp etmeyi kırmızı çizgi olarak görüyorsa orada normalleşmeden bahsedilemez. Kriminal tipler genel başkanlarına hakaret ettirip bizimle kavga ettiremezler. Ama özgüvenli bu siyasete ayak uyduramayanlar CHP'nin 47 yıl sonra birinci parti olmasını görmek isteyenler, 3 aydır birinci parti olmasını, AKP'nim seçimden beri 30 altında oluşunu görmek istemeyenler Atatürk'ün partisini yeniden iktidar partisi yapmak inancına sahip olmayanlardır. Gücümüzü Türkiye İttifak’ından ve kurucumuz Atatürk’ten alıyoruz.

(HABER MERKEZİ)