‘Özgür Özel’e operasyon’ mu yaptınız şimdi!

Bu ‘operasyon’ mu neyse artık, yapanların zerre insafı, vicdanı yok! Zorlu bir hastalıkla mücadele eden bir kadın siyasetçiyi kirli hayalgüçlerine kurban seçebilecek kadar ileri gidebilecek haldelermiş iddia sahipleri! Geçmişte böyle karanlık dümenlere oturup gemilerini yüzdürmeye çalışan iddia sahiplerinin kendileri kadar karanlık sonları ortadadır...

Barış Avşar bavsar@gazeteduvar.com.tr

“Özgür Özel’e çok ciddi operasyon yapılıyor...”

Çarşamba akşamı ortalıkta dönmeye başlayan ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i hedef alan iddiaları konuştuğumuz bir gazeteci dostumuz böyle tarif etmişti durumu.

“İmzalı haber” görünümlü, sosyal medyadan yayılan ve ‘bu iddialar doğruysa’ diye biten inanılmaz bir metindi söz konusu olan. İçeriğini tekrarlamaya gerek de yok, böylesi rezaletler tekrarlanmamalı ki normalleşmesin!

Ancak ‘iddia’ diye yazılanlara bakılırsa, Özel öyle zor bir durumda kalmıştı ki bütün ‘normalleşme süreci’ en son Erdoğan’ın TBMM’ye gelişi sırasında ayakta karşılanmasına varana kadar hem de, tamamen CHP liderinin ‘kişisel’ olarak köşeye sıkışmışlığı yüzündendi!

Ülkede birinci parti olmaktan, iktidara gelmeye hazırlık yapmaktan, Cumhur İttifakı’na oy veren seçmeni de kendi tarafına çekmeye çalışmaktan falan geçtik, Özel öyle bir kötü durumda kalmış ki sanırsın seçimi kazansa Cumhurbaşkanlığını Erdoğan’a, iktidarı Cumhur İttifakı’na bırakacak kendi eliyle, kaçacak!

Gel gör ki işin içinde sadece ana muhalefet partisinin genel başkanı yok. İddiaların bir başka muhatabı ve mağduru olan Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay dün bir videolu açıklama yaptı. 

Ve görüldü ki bu ‘operasyon’ mu neyse artık, yapanların zerre insafı, vicdanı yok!

Zorlu bir hastalıkla mücadele eden bir kadın siyasetçiyi kirli hayalgüçlerine kurban seçebilecek kadar ileri gidebilecek haldelermiş iddia sahipleri!

Özgür Özel’in ve CHP’nin yaptıklarını, izledikleri çizgiyi doğru bulmayanlar olabilir. Başka türlü bir muhalefet, başka türlü bir CHP beklentisi bulunanlar da olabilir.

Ancak dün Gülşah Durbay’a o zor ama güçlü açıklamayı yaptırtacak kadar ‘operasyoncu’ olabilenlere en iyi dersi tam da böyle düşünenler, yani ‘muhalif CHP’liler’ verebilir. Böyle operasyonların başarıya ulaşamaması CHP’ye, muhalefete, Özgür Özel’e zarar vermesin falan diye değil, insanların Gülşah Durbay’ınki gibi açıklamalar yapmak durumunda kalmaması için lazım çünkü asıl olarak.

Ve zaten geçmişte böyle karanlık dümenlere oturup gemilerini yüzdürmeye çalışan iddia sahiplerinin kendileri kadar karanlık sonları ortadadır...

Ve çünkü bir başka gazeteci arkadaşımızın lafıyla, “akıl almaz bir kötülük” bu. Yapanların/yaptıranların mahkemeyle, soruşturmayla değil bir daha operasyonun ‘o’sunu akıllarından geçiremeyecek hale gelmeleriyle belki biraz telafisi mümkün olabilir...

‘İç cephe’den murat neymiş?

Dün, “Tokalaşarak ‘iç cephe’ kurulur mu?” diye sorup, muhalefetin bu konudaki sorumluluğuna dair bir kaç cümle kurmuştuk. Meselenin iktidar tarafında nasıl görülüp değerlendirildiğini de Nergis Demirkaya yazdı

Gelinen noktada durum şu: İktidar yeni anayasayı da içeren bir dizi konuda bir ‘hamle’ yapmaya çalışacak. Bundan muradı kendisini zora düşüren dertlerin sonraki genel seçime kadar temizlenip siyaset sahnesinde yeniden iktidar yolunu açabilmek.

Muhalefet tarafı içinse aynı soru geçerli: Bu çok tanıdık taktiğin bir kez daha işe yaramaması için ne yapılacak?

Borussia Dortmund-Celtic maçı, stadda açılan Filistin, Lübnan bayrakları (solda) ve göstericiye uygulanan polis şiddeti (sağda)

Filistin bayrağı gören Alman polisi...

İsrail’in Filistin’de bir yıldır sürdürdüğü soykırıma dünyada en güçlü tepkiyi veren grupların başında geliyor İskoçya’nın Celtic kulübünün taraftarları. Cezaya, tehdide aldırış etmeden her maçta Filistin bayraklarıyla donatıyorlar tribünleri. Son olarak Almanya’da Borussia Dortmund’la oynanan maçta da bunu yapmak isteyen bir Celtic taraftarının uğradığı polis şiddetini gördük. "Bu bir Filistin bayrağı. Bunu gösteremezsin..." denilerek yere yatırılıp işkence edilmiş! 

Alman polisinin açıklaması şöyle: “Polisin önlemleri tamamlandığında söz konusu kişiler salıverilmiş ve gözaltı işlemi yapılmamıştır. Polis memurlarına saldıran kişi stadyumdan çıkarılmıştır.”

Almanya’da “yasa dışı bayrak taşıma” ve “polise saldırı” suçunun cezası bu demek: İşkence edilip, salıverilmek... Anında cezalandırma yani.

Filistin’den yana değil de Filistin’e karşı olunacağında Batılı devletler işleri gayet hızlı hallediveriyor!

Baraj Gazinosu


Baraj Gazinosu’nun konsomatris ‘sanatçı’ları

İkinci Dünya Savaşı’na gidilen yıllarda Ankara’da Çubuk Barajı kıyısındaki Baraj Gazinosu’nda kadın müzisyenlerin, dansçıların ve konsomatrislerin hikayelerini de içeren ‘ortamı’ anlattı yazarımız Funda Şenol dün. Bildiğiniz ‘oturak alemi’nin 1930’lar başkentindeki ‘medeni’ versiyonu!

Bugün çevremizde yaşanan onlarca çatışma ve savaşın ülkemize taşıdığı yüzbinlerce insanı düşününce okurken ‘acaba bugün neler yaşanıyor’ diye sorduruyor...

10- Türkiye: 37.300

Avrupa’ya çıkana kadar!

Avrupa Ligi’ndeki son maçlarında Fenerbahçe ve Galatasaray berabere kalıp Beşiktaş da yenilince ‘ülke puanı’ sıralamasında 10. sıraya kök salınmış! Bir spor gazetecisi arkadaşımızın demesiyle, “99 ve 102 puan alan takımların en çok transferi yaptığı bir ligimiz olduğu için” mi böyle oluyor acaba?

Milyonların akıtıldığı transfer dönemleri, herkesin hakemlere yüklendiği ve kendisine hiç suç kondurtmadığı maçlar, basketbol müsabakalarının bile oynanamadığı bir ‘spor ortamı’...

‘İç cephe’ bu haldeyken 10. sırada olabilmek bile başarıdır belki de!

Tüm yazılarını göster