Özlem Çerçioğlu: Rakibimin soyadıyla savaş propagandası yapıyorlardı!
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, yerel seçimlerde yeniden Aydın'ı yönetmeye talip isimler arasında. Rakibi AK Partili Mustafa Savaş'ı kasteden Çerçioğlu, "Seçim otobüsünden ‘Savaş geliyor’ diye anonslar yapıyorlardı" dedi.
DUVAR - Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, CHP tarafından bir dönem daha aday olarak gösterildi. 11 Ağustos 1968’de Aydın Nazilli’de doğan Çerçioğlu ilkokul, ortaokul ve lise eğitimini Nazilli’de tamamladı. 1988’de Selçuk Üniversitesi Makine Resim Konstrüksiyon Bölümü'nden mezun olan Çerçioğlu, Aydın'da 2 dönem milletvekilliği, 2014 yılından sonra da Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaparak yerel siyasetin içinde oldu. Çerçioğlu, aynı zamanda Aydın Büyükşehir Belediyesi'nin kurucu belediye başkanı.
Aydın'da tarıma ve hayvancılığa yönelik projelerini de anlatan Çerçioğlu, “Eğer Aydın’da yaşıyorsanız asla karnınız aç yatağa girmezsiniz, soğuktan üşümezseniz. Biz bütün vatandaşlarımıza eşit mesafedeyiz. Hiç kimsenin siyasi görüşü bizim için önemli değildir. Hangi siyasi görüşten olursanız sizin ve çocuklarınızın karnı açsa ben oradayımdır’’ diyor.
'TEZGAHLARI SADECE KADINLARA ÜCRETSİZ VERİYORUZ'
Sizce Aydın’ın en büyük sorunları neler?
Türkiye’de olduğu gibi Aydın’da da en büyük sorun işsizlik elbette. Aydın’ın ekonomisinin %50’si tarıma dayalı. Tarımın da hali ortada. Girdi maliyetleri çok yüksek olduğu için köylü ve çiftçimiz zor durumda. Yani en büyük, en önemli sorunların başında işsizlik ve tarımda girdi maliyetlerinin çok yüksek olması geliyor. Tabii bir de jeotermal sorunumuz var.
Tarımdan bahsetmişken kırsal kalkınma için yerel yönetimlerin yapacağı çok şeyler var. Sizin bu konuda projeleriniz var mı?
Evet, kırsalda çok büyük projelerimiz var. Aydın’da yaşıyorsanız ve çiftçiyseniz, herhangi bir ürününüz ağaçta veya tarlada kaldıysa ve satamadıysanız, büyükşehir belediyesi olarak biz alıyoruz onları. Portakal, nar, patates, erik ne kaldıysa elinde... O ürünleri de fakir fukaraya, ihtiyacı olan, Aydın’da yaşayan vatandaşımıza dağıtıyoruz. Bunun dışında kooperatif çalışmalarımız, ata tohumları ve Ege Et gibi çok sayıda projemiz var. Çine ilçemizin Mutaflar Köyü’nde Kadın Kooperatifi kurduk. Buradaki kadınlarımız çiçek üretiyorlar. Bir iş imkanı, istihdam sağlıyoruz. Kadınlarımız da bu şekilde hem iş hayatına hem de ekonomik özgürlüklerine kavuşmuş oluyor. Yine Koçarlı ilçemizin Çakırbeyli Mahallesi’nde köylü pazarı kurduk. Bu pazarda, tezgâhları sadece kadınlara ücretsiz veriyoruz. Eğer bir erkek almak isterse ona ücretli oluyor. Yani pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Köylü pazarında kadınlarımız kendi el emekleriyle göz nuruyla ürettikleri malları oraya getiriyorlar, doğal ürünler satılıyor. Yine Sakız Koyunu Projemiz var. Bir koyun çiftliği kurduk, sadece ve sadece kadın çiftçilerimize 3 tane sakız koyunu veriyoruz. Neden sakız koyunu derseniz, bu bölgenin koyunudur ve en çok süt veren koyundur.
Yine bizim çok önem verdiğimiz bir proje de ata tohumları. Dört yıl önce bütün köyleri dolaşarak büyüklerimizin sandıklarında sakladıkları yerel tohumları aldık. İki tane sera kurduk, o seralarımızda tohumları fide haline getirdik. Ücretsiz olarak vatandaşlarımıza dağıtıyoruz. Köylüler bunları fide olarak yetiştirip köy pazarında satıyor. O çocukluğumuzun mis gibi kokan domateslerini, salatalıklarını geri getirdik. Yerli, milli deniyor ya; işte bunlar da Aydın’ın yerli tohumları! Herkes kendi yaşadığı bölgedeki tohumlara sahip çıkmalı, gelecek nesillere de aktarmalı diye düşünüyorum ben.
Yine diğer bir projemiz Ege Et var. Bu bölgenin büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarını üreticiden satın alıyoruz. 15 tane şube açtık, Et Balık Kurumu gibi düşünün. Aradan aracıyı çıkarttık ve direkt şubelerimizde, mezbahamızda kesilen hayvanları vatandaşa sunuyoruz. Böylelikle hem üretici kazanıyor, hem tüketici. Aracı ortadan kalkınca çok ekonomik, hijyenik ve sağlıklı et oluyor. Yine bu Ege Et şubelerinde kooperatifleştirdiğimiz bir süt olayımız var bizim. Bakın süt tekelleşmiş durumda şu anda. Siz köylünün kapısına gittiğinizde sütü alacağınız zaman, köylü sizinle pazarlık yapabilecek durumda değil. Kaç para diyorsanız ona razı olup zarar ediyor. Bu yüzden süt veren hayvanını kestirme noktasında. Büyük köylerimize, merkez köylerimize süt tankları koyduk belediye eliyle. Ve biz piyasadan 10-15 kuruş daha fazlaya alıyoruz. 10-15 kuruş size küçük gibi gelebilir ama çok yüksek bir rakamdır toplama vurduğunuz zaman.
'BİZ AYAKLARI BASAN PROJELER YAPIYORUZ'
Kırsalda gerçekleştirdiğiniz bu projelerinizin dışında başkanlık yaptığınız dönem boyunca en iyi diye nitelendirdiğiniz icraatlarınız neler oldu? Yeniden kazandığınız takdirde nasıl bir Aydın hayal ediyorsunuz?
En iyi icraatlarımdan birisi Aydın’ın merkezinde AVM yapılması planlanan 177 dönümlük araziyi kamulaştırmaktır. Tam 6 yıl sürdü. Bu arazinin içinde 1000 tane çam ağacı, tescilli binalar var. Eğer Büyükşehir Belediyesi olarak bunu kamulaştırmasaydık, bugün orada bir AVM veya 2000 kişinin yaşadığı bir rezidans olacaktı. Şimdi burası 177 dönümlük bir park haline geliyor. Kamulaştırdıktan sonra, oraya bir sandık kurduk. Yaş sınırlandırması olmadan, çocuklar, gençler, kadınlar, yaşlılar oy kullandılar. Ne istiyorlarsa yazdılar. Ve o sandıktan %99,99 yeşil alan çıktı. Örneğin çocuklar, bisiklet yolu istedi, oyun parkı istedi. Anneanneler, babaanneler torunlarımızla geldiğimizde nefes alabileceğimiz yeşil alanlar, havuzlar, banklar istedi. Bunun gibi sosyal donatı alanları talep ettiler. 2 ay önce o bölgenin hayata geçmesi için çalışmalarımıza başladık. Ben bu projeyi çok önemsiyorum. Çünkü her belediye başkanı alt yapı, üst yapı yapar. Asfalt dökmeyen, kanalizasyon, bina yapmayan belediye başkanı yok ama 177 dönümlük bir araziyi 100 milyona kamulaştırabilmek önemli bir icraattır. Biz ayakları yere basan projeler yapıyoruz. Yani bugüne kadar uçuk proje hiç söylemedik, söylemeyiz de. Az önce saydığım birçok projeyi daha da geliştirerek devam edeceğiz.
Yine Aydın’da 500 dönüm üzerinde Işıklı Doğal Yaşam Parkı yapıyoruz. Burada 500 dönümlük araziyi kamulaştırma kararı aldık, 250 dönümünü kamulaştırdık bile. Önümüzdeki dönemde de geri kalan 250 dönümünü kamulaştırıp hayata geçireceğiz. Aydın Büyükşehir Belediyesi olarak insanların nefes alabileceği projeleri daha çok önemsiyoruz. Özellikle Kuşadası, Didim turizm açısından bizim için çok önemli bir kent. 23 tane ören yerimiz var. Yine Bozdoğan ilçemizde Arapapıştı diye bir bölgemiz var. Orada çok güzel bir kanyon var. Bu dönem orayı geliştirip burada yaşayan bütün vatandaşlarımızın nefes alabileceği bir park yaratmış olacağız. Aydın’da yaşayan insanların hepsinin mutlu olmasını istiyorum. Doğaya, çevreye saygılı bir kent hayal ediyorum.
'BURADAN TÜM AYDIN MİLLETVEKİLLERİNE ÇAĞRI YAPIYORUM'
Nefes almak demişken, bölge halkını çok yakından ilgilendiren JES'leri ve JES'lerin zararlarını durdurmaya yönelik çalışmalarınız da olacak mı?
Aydın jeotermal kaynakları bakımından Türkiye’nin en zengin 1. İli. Enerji, bütün ülkeler için çok önemli, bunu kabul ediyoruz. Ancak sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da jeotermal var. Siz hiç Avrupa ülkesinde vatandaşların jeotermalden rahatsız olduklarını, şikayet ettiklerini duydunuz mu? Bu sadece Türkiye’de oluyor. Çünkü yatırımcı yeterli tedbirleri almıyor. Bacasından çıkan gazın filtresine yeterince önem vermiyor. Yeni teknoloji kullanmıyor. Aydın’ın ekonomisinin %60’ı tarıma dayanıyor. Türkiye’nin en güzel inciri bizim bölgemizde. En güzel zeytini, zeytinyağı bu bölgede. Onun için biz doğamızı korumak ve gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmak zorundayız. Ben enerji önemsiz demiyorum, elbette önemli. Ama insanların sağlığı çok çok daha önemli. Eğer sağlığınızı kaybettiyseniz gerisi boş. Onun için bu konu, biz Aydınlılar için birinci önceliğimizdir. Jeotermal konusuyla 10 yıldır uğraşıyorum. Maalesef belediye olarak yetkimiz olmadığı için hiçbir ölçüm yapamıyoruz.
Fakat o bölgede yaşayan insanların sürekli baş ağrısı oluyor. Sabah erken uyandığınız zaman özellikle Germencik-İncirliova bölgesinde çürük bir yumurta kokusu genzinizi yakıyor sizin. Evet, ülkenin enerjiye ihtiyacı var ama nefes aldığımız yerin de kesintisiz sağlıklı olması gerekiyor. Diğer ülkeler bunu nasıl başardıysa Türkiye’nin de başarması gerekiyor. Biz diyoruz ki bunlar, kontrol edilsin bilim insanları tarafından. Eğer firmaların bacalarında gaz salımı normal değerlerin üstündeyse gerekli işlemlerin Bakanlık tarafından yapılması gerekir. Bizim söylediğimiz bu. Bu konuda sonuna kadar bunu savundum, JES’lere karşı direnen Aydın halkının 10 yıldır yanlarında oldum, bundan sonra da olacağım. Biz bu topraklarda yaşıyoruz, çocuklarımız bu topraklarda yaşıyor. Jeotermal firmasını kuran insanlar, onların çocukları bu topraklarda yaşamıyor. Benim belediye başkanı olarak en büyük sorumluluğum insanların sağlıklı yaşaması. Onun için jeotermal konusuna bakış açım çok nettir. Tabi ki Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri bu konuda çok hassas davranıyor ama buradan tüm Aydın milletvekillerine çağrı yapıyorum; gelin bu jeotermali masaya yatırın. Aydın’ın jeotermal kadar önemli hiçbir sorunu yoktur.
'BÜTÜN VATANDAŞLARIMIZA EŞİT MESAFEDEYİZ'
Sosyal belediyecilik konusunda ne düşünüyorsunuz? Siz nasıl bir belediyecilik anlayışını benimsiyorsunuz?
Özellikle büyükşehir belediyesi olarak sosyal belediyeciliğe çok önem veriyoruz. Şu konuda çok iddialıyım; Türkiye’deki bütün belediyeler içinde sosyal belediyeciliği en iyi yapan belediyelerden bir tanesi benim. Eğer Aydın’da yaşıyorsanız asla karnınız aç yatağa girmezsiniz, soğuktan üşümezseniz. Biz bütün vatandaşlarımıza eşit mesafedeyiz. Hiç kimsenin siyasi görüşü bizim için önemli değildir. Hangi siyasi görüşten olursanız sizin ve çocuklarınızın karnı açsa ben oradayımdır. Eğer evinizde kömürünüz yoksa biz oradayız. Yemek yapamayan yaşlılarımıza haftanın 5 günü, 3 çeşit sıcak yemek gönderiyoruz. Bunun için burada yaşamanız bizim için yeterlidir. Aydın’da bir insan sokakta kalamaz. Böyle bir şey söz konusu değildir. Sevgi evlerimiz, huzur evlerimiz var. Sevgi evlerimizde kalabilmeniz için hiçbir koşulumuz yok. Fakir olmanız yeterli. Herhangi bir sigortanız yoksa 45 yaşında da olsanız hasta ve kendinize bakamayacak durumdaysanız bize ulaşmanız yeterli.
Aydın’da yaşayan bütün vatandaşlarımız bizim salonlarımızı kullanabilir. Ama ticari bir faaliyet yapacaksa mutlaka meclis kararı ücretini alırız. Ticari değilse parti ya da dernek ayrımı yapmadan salonu ücretsiz veriyoruz. 10 yıldır Aydın’da yaşayan bütün vatandaşlarımıza eşit mesafede olduk. Hiçbir ayrım yapmadık yapmayız da.
Ama Belediye başkanlığı döneminizde Kürt ve Alevilere yönelik ayrımcı tutumlar aldığınıza dair söylemler var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bu söylemleri kimlerin çıkardığını tahmin ediyorum. Ama bunun hiçbir önemi yok. Ben bu şehrin belediye başkanıyım. Benim için bu şehirde yaşayan herkes birdir. Hiç kimseye alt kimlikleri üzerinden bakmıyorum. Hepsine insan olarak bakıyorum. Kürtlerin ve Alevilerin yaşadığı mahallelere/köylere gidin hizmette ayrımcılık yapmadığını söyleyeceklerdir. Ben sadece kadınlar ve çocuklar için pozitif ayrımcılık yapıyorum.
Biz göreve geldiğimizde Kürtlerin yoğun olduğu Osman Yozgatlı mahallesinde su boruları eski idi. Boruları söküp inceletince asbestli olduğunu öğrendik. Hemen mahalledeki bütün boruları değiştirme kararı verdik. Çalışma nedeniyle doğal olarak sokaklar bozuldu. AKP’liler hemen ‘Kürt olduğunuz için sokaklarınız delik deşik edildi, size eziyet ediliyor’ diye propaganda yaydılar. Biz muhtarımızla bunun gerekli olduğunu anlatmaya çalıştık. Yolları yeniledik ama AKP’nin yaydığı ilk haber akılda kaldı. Bizim yaptığımızsa o düzeyde gündemde yer almadı. MHP’liler de Alevi köylerinde bizimle ilgili karşı propaganda yayıyor. Ancak biz bu köylerimize giderek bunların propagandasını engelliyoruz. Bir siyasetçi, kentinde yaşayan tüm vatandaşları kucaklar. Kutuplaşmalara asla izin vermem. Aydın’da yaşayan bütün vatandaşlara eşit mesafedeyim. Bana oy vermeyen birçok köy ve mahalle oldu. Ben oraya hizmet götürmüyor muyum? Bütün ilçelerimize ve mahallelerimize aynı hizmeti veriyorum. Hiç kimse bana bu bölgeden Özlem Çerçioğlu’na oy çıkmadığı için orada sosyal belediyecilik yapmıyor diyemez. Oradaki insanlara ayrımcılık yapıp oraya hizmet götürmüyor, alt yapı yapmıyor, asfalt dökmüyor diyemez. Bana karşı ön yargılar için bir şey diyemem ama belediye başkanı olarak benim hiç kimseye bir ön yargım olması söz konusu bile olamaz.
'HEP BARIŞIN YANINDA OLDUM'
İYİ Parti dışında MHP, AK Parti ve HDP tabanının desteğini nasıl alacaksınız? Seçmenlere hitaben neler söylemek istersiniz?
Ben bir parti çatısı altından seçildim. CHP çatısı altında. Belediye başkanı olduktan sonra rozetimi çıkartır, bir kenara koyarım. Bütün kentte yaşayan vatandaşlara eşit mesafede olurum. Ne ihtiyaçları varsa ben 365 gün gece gündüz oradayım. Pozitif ayrımcılık yapıyor muyum evet yapıyorum. Kadınlara, çocuklara yönelik pozitif ayrımcılık yaparım. Fakir fukaraya yönelik pozitif ayrımcılık yaparım. Ama ben siyasi görüşü ne olursa olsun Aydın’da yaşayan bütün vatandaşlarımızın desteğini bekliyorum. Belediye başkanı olarak çalıştığım süre boyunca herkese eşit davrandım. Her zaman iyinin güzelin ve barışın yanında oldum. Dünya görüşüm böyle zaten. Geçen seçimde de bu seçimde de AKP’nin adayı Mustafa Savaş oldu. Seçim otobüsünden ‘Savaş geliyor’ diye anonslar yapıyorlardı. Buna karşı biz 'Savaşın karşısında barış geliyor' diye anonslar yaptık, sonra o anonslardan vazgeçtiler. Benim rakibimin soyadı Savaş. Ben hep barışın yanında oldum. Barışın yanında olmaya da devam edeceğim.