Öztrak: Erdoğan hükümeti yeni bir ‘darbe mağduru’ oyunun perdesini açtı

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, emekli amirallerin yayınladığı bildiriye tepki gösteren iktidarı eleştirdi. Öztrak, “Anlaşılan ifade özgürlüğü, sadece saray ve sarayın yandaşları için var” dedi.

Abone ol

ANKARA - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin MYK toplantısının ardından gündeme dair açıklamalarda bulundu. Emekli 104 amiralin yayınladığı ‘Montrö bildirisine’ ilişkin hükümetin tutumunu eleştiren Öztrak açıklamasında, “Açlığı, yoksulluğu, işsizliği, intiharları yani ülkedeki zulmün üstünü darbe iddialarıyla örtme senaryosu uygulamaya kondu. Erdoğan şahsım hükümeti, yeni bir ‘darbe mağduru’ oyununun perdesini açtı” ifadelerini kullandı.

‘KABAK TADI VEREN BU TİYATROYU ÇOK İZLEDİK’

Açıklamasında, “Biz kabak tadı veren bu tiyatroyu çok izledik. Milletimiz de Erdoğan’ın şahsım hükümetinin, sahte gündemler ve algı operasyonlarıyla milletin gündemini çalmasından artık bıktı” diyen Öztrak şunları kaydetti:

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ SADECE SARAY İÇİN VAR: Erdoğan şahsım hükümeti, Ayasofya baş imamı şeriat istediğinde, faize ve İstanbul Sözleşmesine karşı çıktığında buna ses çıkarmıyor. Seçim kazanmak için bölücü terör örgütü elebaşının mektubunu televizyonlarda okuttuğunda, kardeşini devlet televizyonlarına çıkarttığında bunlar “İfade özgürlüğü” oluyor. Ama içlerinde “Mavi Vatan”ın müellifi olan, 15 Temmuz’da FETÖ ile göğüs göğse çarpışmış emekli amirallerin yaptığı bir açıklama “Darbe yapmak için bir araya gelmek” oluyor. Anlaşılan ifade özgürlüğü, sadece saray ve sarayın yandaşları için var.

BU METİNDEN DARBE ÇIKARMAK AYRI BİR HÜNER İSTER: Erdoğan şahsım hükümeti, hafta sonu birkaç emekli amiralin yaptığı açıklamadan sonra darbe ve vesayet tamtamlarını çalmaya başlıyor. Açıklamanın üzerinde çılgınca tepiniyor. Şablon bir retorik, kalemşörleri aracılığıyla basın yayın organlarında okunuyor. Kamu kurumlarının internet sitelerine konuyor. Tüm bu organize işler, işsizlikten, yoksulluktan, salgından bunalmış milletin gerçek gündemini karartmak için yapılıyor. Emekli amirallerin yaptığı paylaşımın yöntem ve şekli elbette eleştirilebilir. Ama bu metinden darbe çıkartmak ayrı bir hüner ister.

DARBE OLMASIN İSTİYORSANIZ SARIKLI AMİRALLERDEN ÇEKİNECEKSİNİZ: Ama 15 Temmuz’u daha unutmadık… Hala herkesin hafızalarında taze… Türkiye’de ‘darbe olmasın’ istiyorsanız emekli amirallerden değil, sarıklı amirallerden çekineceksiniz. Bu ülke emekli olan fikrini ve tecrübesini ülkenin siyasetçileriyle paylaşmak isteyen amirallerden çekmedi. Bu ülke ne çektiyse, sarayın Türk Silahlı Kuvvetlerine kumpaslarla soktuğu, mensubiyeti başka yerlere ait olan generallerden çekti. Ve bugün bir tarikat gitti onun yerine diğerleri geldi. Şimdi size soruyoruz sayın Erdoğan. Sizin aklınızın başınıza gelmesi için bu ülkenin başına daha hangi felaketlerin gelmesi gerekiyor?

MİLLET İRADESİNE YAPILAN DARBELER: Millet iradesine darbe 2015’de 7 Haziran Seçim sonuçlarını tanımayarak ardından milletin güvenlik endişesini kaşıyıp seçimleri tekrarlatarak da olur. Millet iradesine darbe bir önceki seçimde halkın yüzde 49,5'inin oyunu almış bir Başbakanı ince ince planlanan bir Saray darbesiyle istifaya zorlayarak da olur. Millet iradesine darbe, Tek Adam Vesayet Rejimine geçebilmek için sarıklı darbecilerin bombaladığı Gazi Meclisi 20 Temmuz’da OHAL ilan edip, devre dışı bırakarak olur. Millet iradesine darbe; OHAL koşullarında referandum yapıp bir de mühürsüz oyları seçim devam ederken geçerli sayarak olur. Millet iradesine darbe; 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediye Seçimlerinde kaybettiği seçimi, mızıkçılık yaparak, yandaş hâkimler eliyle tekrarlatmakla olur. Millet iradesine darbe, Meclis’ten oy birliğiyle geçen bir uluslararası sözleşmeden ülkeyi tek bir imzayla çıkararak da olur. Millet iradesine yapılan bu darbelerin hiçbiri askerin postalıyla yapılmadı. Bu darbelerin hepsi Erdoğan’ın ayağındaki mokasenlerle yapıldı.

BİZ DARBELERİN HER TÜRLÜSÜNE KARŞIYIZ: Cumhuriyet Halk Partisi’nin darbelere karşı tavrı çok nettir. Bunu tarih ve millet huzurunda bir kez daha ilan ediyoruz. Biz darbelerin her türlüsüne karşıyız. Postalla yapılan darbeye de karşıyız. Mokasenle yapılan darbeye de karşıyız. Hegel’in şu sözlerini paylaşarak, bir bardak suda darbe fırtınası koparanları uyaralım. “Bütün tarihsel büyük olaylar ve kişiler, hemen hemen iki kez yinelenir. İlki trajedi olur, ikincisi ise komedi...” Milletimiz, emekli amirallerin açıklamasından darbe çıkarma tezgâhının bir trajedi değil komedi olduğunun elbette farkındadır. Milletimiz, Erdoğan şahsım hükümetinin darbe simsarlığından bıkmıştır. Yaşanan komedi, sadece şahsım hükümetinin çaresizliğinin koltuğunu korumak için yaptığı şımarıklığın bir tezahürü değildir.

MİLLETİMİZ İZİN VERMEYECEK: Bu aynı zamanda Meclis’in Kayyum Başkanının ifşa ettiği bizim de şiddetle karşı çıktığımız Montrö tartışmasında “Montrö Sözleşmesi’nden çıkılmasın” diyenlere bir gözdağıdır. Kanal İstanbul üzerinden okyanus ötesine göz kırpmaktır. Gaflet ve delalet içindeki bu oyuncular koltukları için, bu ülkenin bekasını ve toprak bütünlüğünü tartışmaya açmak isteyebilir. Ama milletimiz buna izin vermeyecektir.