Pandemide çocuklara aşılanması gereken sekiz dijital alışkanlık
Yetişkinler, çocuklara dijital okuryazarlık kazandırma çabasındayken yaş tahtaya basmamalı. ‘Onun iyiliğini düşündüğünüz için’, fazla korumacı veya müdahaleci davrandığınız durumlarda da başka sorunlar ortaya çıkabilir. Çocuğa, mahremiyetini dış dünyaya karşı korumasını öğretirken, o mahremiyeti kendiniz ihlal etmemelisiniz.
Türkiye’de korona virüsü sebebiyle bildiğimiz hayattan vazgeçeli neredeyse üç ay oluyor. İş hayatında kısmen normalleşme adımları görülse de çocuklar için durum farklı. Eğitim-öğretim yılı bu dönem için sonlandırıldı. Şimdilik ilk ve orta öğrenim çağındaki çocukların da sokağa çıkma kısıtlamaları devam ediyor. Çocuklar, eğitimlerine –olduğu kadar- uzaktan devam ediyorlar. Tabii koca bir gün de sadece uzaktan öğrenme işleriyle geçmiyor. Sürekli evin içinde olan herkes gibi çocukların da dijital mecralarda geçirdikleri süreler muhtemelen normalin üstünde seyrediyor. Bu süreyi artıran temel iki etkense eğitimden ve eğlenceden oluşuyor.
Bilgisayarlarla ve telefonlarla bu kadar mesai içinde olan çocukların gelişimlerini desteklemek de evde ebeveynlerine ve aile büyüklerine düşüyor. Şimdiye kadar çocuğunuzu farkında olarak veya olmayarak dijital dünyaya karşı hazırlamış, uyarmış, bir şeyler öğretmiş olabilirsiniz. Belki de bu konuyu çok düşünmemişsinizdir. Her iki durumda da sizin için bir kontrol listesi veya çocuğunuzun dijital okuryazarlığını artırmak için yapılacaklar listesi olarak Dijital Zeka Enstitüsü (DQI)’nün hazırladığı ve çocukların edinmesi gereken temel dijital alışkanlıklardan oluşan bu listeyi paylaşıyorum.
1. Dijital kimlik yönetimi: Çocuklar fiziksel dünya ile dijital dünya arasında bağlantı kuracakları, kendilerinin sağlıklı bir şekilde yönetebilecekleri kimlikler oluşturmalı. Bu sürece nasıl başlayacağını veya kimliğini nasıl kontrol edeceğini çocuğa anlatmalı ve bir noktaya kadar birlikte uygulamalısınız.
2. Zaman yönetimi: Çocuklar sosyal medya hesaplarını kullanma sıklığını, ekranlara bakma sürelerini ve çevrimiçi oyun oynama sürelerini kendileri planlamalı. Bir büyük olarak; çocukların kendi sağlıkları, iyilikleri için ekrana bakma veya çevrimiçi olma sürelerine makul bir şekilde karar vermeleri için telkinlerde bulunmalı, onları yönlendirmelisiniz.
3. Siber zorbalık yönetimi: Çocuklara, neyin siber zorbalık olup olmadığını; çevrimiçi kanallarda hangi durumlarda hangi duyguları hissettiğinde zorbalığa maruz kalmış olabileceği öğretilmelidir. Bu tür zorbalıklardan korunmak için kendisinin neler yapabileceği, karşılaştığı siber zorbalık durumlarıyla nasıl başa çıkabileceği ve kimlerden yardım isteyebileceği konusunda çocukları bilinçlendirilmelisiniz.
4. Siber güvenlik yönetimi: Çocuklara kendi verilerinin öneminden bahsedilerek daha güçlü şifreler oluşturmaları için püf noktalar öğretilmeli. Kimlik hırsızlığı amaçlı oltalama girişimleri veya gerçek olamayacak vaatler içeren spam türü içerikleri örnekleriyle anlatılmalısınız.
5. Dijital empati: Dijital mecralar üzerinde gerek ders, gerek direkt mesajlaşma gerekse oyun içi mesajlaşma kanallarında kurdukları ilişkilerde; fiziksel olarak görmeseler de yazıştıkları veya konuştukları dijital personaların da gerçekte birer insan olduğu, akranları olabileceği bilinci aşılanmalı. Karşılaştıklarında kendilerini üzecek türde davranışların, kendileri başkasına yaptığında onları da üzebileceği öğretilmeli. Bu şekilde kendi çocuğunuzun siber zorbalık yapmasını engelleyebilirsiniz.
6. Dijital ayak izi yönetimi: Çocuklar, dijital ortamda yaptıkları herhangi bir şeyin gerçek hayatta karşılığı olabileceği konusunda bilinçlendirilmeli. Dijital mecralara her girişlerinde ve herhangi bir eylemleriyle dijital veriler oluşturduklarını ve bu veriler vesilesiyle gerçek hayatta zarar görebileceklerini, başkalarına zarar verebileceklerini anlatılmalısınız.
7. Eleştirel düşünme yetisi: Çocuklar, dijital mecralarda karşılaştıkları herhangi türden bir içeriğin eksik veya yanlış olabileceği şüphesini taşımalı. İçeriği paylaşan kişinin veya platformun ne kadar güvenilir olup olmadığını sorgulamayı öğrenmelidir. Olağan hayatın akışına uygun olmayan içeriklere, platformlara veya kişilere karşı şüphe duyma alışkanlığı pekiştirilmelidir. Kötü niyetli kişilerin, onu, zararlı içeriklere yönlendirebileceği, duygularını manipüle etmek isteyebileceği konusunda uyarmalısınız.
8. Mahremiyet yönetimi: Çocuklar, dijital mecralarda kendilerinin veya başka insanların hangi bilgilerini paylaşıp paylaşmamaları konusunda bilinçlendirilmeli. İyi ve kötü örneklemelerle kişisel bilgilerini korumanın, mahremiyetin önemini açıklamalısınız.
Aynı enstitünün hazırladığı Çocukların Çevrimiçi Güven Endeksi’ne göre Türkiye dünya ortalamasında orta seviyede güvenli bir noktada bulunuyor. Ayrıca çocuklara karşı en yakın tehdit siber zorbalık olarak ön plana çıkıyor. Dünya çapında 145 bin çocuğun katıldığı anket sonuçlarına göre 8-12 yaş arası çocukların yaklaşık yüzde 60’ının siber zorbalıkla başı dertte.
Çocuklara erken yaştan kazandırılması elzem temel dijital alışkanlıklar, hem onların hem ebeveynlerinin hem de toplumun daha güvenli ve sağlıklı bir dijital ekosistem içinde yaşaması için kritik öneme sahiptir. Türkiye’de yetişkinlerin dahi dijital medya okuryazarlığı konusunda ciddi sorunları olduğunu her gün yaşayarak gördüğümüz bir ortamda daha savunmasız ve istismar edilebilecek çocukların korunması gerekiyor.
Yetişkinler, çocuklara dijital okuryazarlık kazandırma çabasındayken yaş tahtaya basmamalı. ‘Onun iyiliğini düşündüğünüz için’, fazla korumacı veya müdahaleci davrandığınız durumlarda da başka sorunlar ortaya çıkabilir. Çocuğa, mahremiyetini dış dünyaya karşı korumasını öğretirken, o mahremiyeti kendiniz ihlal etmemelisiniz. Ona yol göstermek veya onu korumak isterken çocuğu utandıracak, özgürlüğünü kısıtlayacak, sizinle arasındaki güven bağını zedeleyecek hamlelerden kaçınmalısınız. Bir gözünüz her zaman onun üzerinde olsa da özgürlüğüne, mahremiyetine azami saygıyı göstermeli; onu birey olarak gördüğünüzü hissettirmelisiniz. Yoksa her an dijital verilerinizi toplayan, işleyen şirketlerden; sizi sürekli gözetlediğini hissettiğiniz devletlerden ne farkınız kalır?