Pandemide kadın istihdamı: Genç kadınların çalışma hayatına dönme ihtimalleri azalıyor
İki genç kadından birinin işsiz olduğu Türkiye’de, genç kadınların çalışma hayatına dönme ihtimalleri istihdamdan uzak kaldıkça azalıyor.
DUVAR - Pandemi sürecinde 20 yıl geriye giden kadın istihdamı oranı yüzde 25’lere kadar düştü. İki genç kadından birinin işsiz olduğu Türkiye’de, genç kadınların çalışma hayatına dönme ihtimalleri istihdamdan uzak kaldıkça azalıyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2017 yılında hazırladığı rapora göre; ayrımcı normlar, kaynaklara daha sınırlı erişim, erkeklerden daha düşük ortalama eğitim, iş-aile dengesi, ücretsiz bakım işlerinin büyük bir bölümünü yapmaları gibi nedenlerle kadınlar, işgücü piyasasında erkeklerin gerisinde kalıyor. Bu eşitsiz tablo, Covid-19 salgınıyla daha da kötüleşti. Uzmanlar, 2020 yılını yüksek istihdam kaybıyla kapatan Türkiye’nin adil bir toparlanma için istihdamda toplumsal cinsiyet eşitliğini önceleyen politikalar üretmesi gerektiğini belirtiyor.
Bir yılı geride bırakan Covid-19 pandemisinin neden olduğu istihdam kaybından en çok kadınlar ve gençler etkilendi. Nisan 2020’de 24.9’a düşen kadın istihdamı son yedi yılın en düşük rakamını gördü. TOBB-ETÜ Sosyal Politikalar Merkezi’nden (SPM) Dr. Pınar Kaynak, “Kadın istihdamı hazirandaki açılmalarla birlikte biraz toparlanmaya başladı ama yıllık bazda baktığımızda hâlâ bir düşüş var” diyor.
İŞGÜCÜ PİYASASI PANDEMİYE HAZIRLIKSIZ YAKALANDI
Uzmanlara göre Türkiye işgücü piyasası, pandemiye hazırlıksız yakalandı. 2019’da işsizlik, bir önceki yıla göre 2,7 puanlık artışla 13.7’ye yükselirken, istihdam 1,7 puan azalarak yüzde 44.7’ye düştü. Dr. Pınar Kaynak, dar tanımlı işsizlik rakamlarına göre bile yaklaşık 4,5 milyon kişinin işsizlikle mücadele ettiği 2019 yılı için “2008-2009 küresel krizinde dahi işsizlik rakamları bu kadar yüksek olmamıştı” diyor.
2020 yılının ilk ayında yüzde 28,3 olan kadın istihdamı oranı, Covid-19 pandemisinin etkili olduğu nisan ayında yüzde 24,9’a düştü. Bu tarihi düşüşle, kadın istihdamı 20 yıl geriye gitti. Önlemlerin gevşetildiği Haziran ve Temmuz ayında yüzde 26 olarak kaydedilen kadın istihdamı, yüzde 28,3 olan 2020 Ocak seviyesine hâlâ ulaşabilmiş değil.
Pandemide kadınlar, saat bazında da erkeklerden daha çok iş kaybına uğradı. ILO’nun verilerine göre pandeminin etkisinin derinden hissedildiği nisan ayında kadınların çalışma saatleri yüzde 38,5 azalırken erkeklerin çalışma saatleri yüzde 32,5 azaldı. ILO Araştırma uzmanı Luis Pinedo Caro, bu durumun nedenini şöyle açıklıyor:
“Bu farklılıkları, muhtemelen kadınların bakım yükü arttığı için gözlemliyoruz. Çocuklar, okuldan uzaktaydı ve evde kalmaları gerekiyordu. Mesela, ABD'de yapılan son araştırmalar, her iki ebeveynin de çalıştığı çiftleri inceledi. Bu araştırma, pandeminin erkeklerin çalışma saatlerinin değiştirmediğini ama kadınlarınkini önemli ölçüde azalttığını gösteriyor.”
İŞSİZLİK AZALMIYOR, KADINLAR İŞGÜCÜ PİYASASINDAN ÇIKIYOR
TÜİK verilerine göre Ağustos 2020’den itibaren kadın işsizliği düşüyor. TOBB-ETÜ SMP’den Dr. Pınar Kaynak, bu durumun bir yanılsama olduğuna dikkat çekiyor: “İşsizlik oranındaki düşüş, kadınların istihdama katılmasından kaynaklanmıyor. Aksine ümidi kırıldığı için ya da başka sebeplerden dolayı iş aramayı bırakıp iş gücünden çıkmasından kaynaklanıyor. Yani işsiz sayısı değil, resmi olarak işsiz tanımına giren insan sayısı azalıyor.”
Geçtiğimiz yıl, TÜİK tarafından açıklanan dar tanımlı istihdam verilerinin salgının tahribatını yansıtmadığı eleştirisi sıkça gündeme geldi. TÜİK, işsizlik verilerini -önceki yıllarda olduğu gibi pandemi döneminde de- Uluslararası Emek Örgütü’nün (ILO) standartlarına bağlı kalarak hesapladı. Buna göre, bir kişinin işsiz sayılabilmesi için son üç ayda iş aramış olması ve 15 gün içinde bir işte çalışmaya başlayabilecek durumda olması gerekiyor. Mevcut yöntemin salgının etkisini ortaya koyamayacağını belirten ILO, alternatif bir yöntem geliştirdi. İş bulma ümidi olmayanların ve iş aramayıp çalışmaya hazır olanların da hesaplamaya dahil edilmesini önerdi. Türkiye’de DİSK-AR ve TOBB-ETÜ SPM gibi merkezler tarafından kullanılan bu yöntem, TÜİK tarafından uzunca bir zaman dikkate alınmadı. TÜİK, ilk kez Ocak 2021 verilerini salgının etkisini hesaba katan yöntemle açıkladı.
7 KADINDAN BİRİ KALİTELİ İSTİHDAMDA
Kaliteli istihdam olarak da adlandırılan eğreti olmayan istihdam, sektör ya da işten elde edilen kazanç miktarı gözetilmeksizin hesaplanıyor. Sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı, günlük 8 saat tam zamanlı mesai yapan kişiler dikkate alınıyor. Dr. Pınar Kaynak, kaliteli istihdam için “Bir kriz anında topun ağzında olmayan, direnci olan bir istihdamdan bahsediyoruz” diyor.
Kaliteli istihdam oranı Türkiye genelinde yüzde 27.2. Buna göre yalnızca 4 kişiden biri kaliteli işlerde çalışıyor. Ülke genelinde çok düşük olan bu oran, kadınlara gelindiğinde yüzde 15.5 ile dibi görüyor. Yani sadece 7 kadından bir tanesi kaliteli, güvenceli işlerde çalışıyor.
Dr. Pınar Kaynak, kaliteli istihdama katılamayan kadınların bir kriz anında en kolay vazgeçilecek kesim olduğunu belirterek şunları ifade ediyor:
“Bu durum ev içi işlerde çalışan kadınlar için geçerli, örneğin. Az nitelikli ve kayıt dışı işlerde çalışmaları, onları kriz anlarına karşı daha kırılgan hale getiriyor. İşveren, herhangi bir tazminat ödemeden daha kolay bir biçimde işten çıkarabiliyor. Bunun haricinde çocuk, yaşlı bakımı ya da ev işlerini yüklenmesi gereken biri için aile üyeleri arasından seçim yapılması gerektiğinde maalesef kadınlar seçiliyor ve kadının iş gücünden çekilmesi tercih ediliyor. Bu dünyada da böyle belki ama Türkiye’de daha fazla ve daha daha derinden hissedilebilen bir şekilde ortaya çıkıyor.”
HER İKİ GENÇ KADINDAN BİRİ İŞSİZ
Türkiye’de istihdamın en kırılgan grubunu, kadınların ve gençlerin kesişim kümesi olan genç kadınlar oluşturuyor. DİSK-AR’ın verilerine göre pandeminin etkili olduğu 2020’de her iki genç kadından biri işsiz.
ILO tarafından açıklanan işsiz gençlerin işgücüne dönme ihtimallerine dair veriler de oldukça çarpıcı. Buna göre genç erkeklerin bir yıl içinde NEET statüsünden çıkma olasılığı yüzde 50,6 iken aynı olasılık genç kadınlar için yüzde 23,5. ILO Araştırmacısı Luis Pinedo Caro, bu astronomik farkın sebeplerini şöyle açıklıyor:
“Sebep, iş arama davranışlarında yatıyor. İşgücü piyasası hem genç erkekler hem de genç kadınlar için zor. Burada yalnızca erkekler kadınlardan daha sık iş arama eğiliminde. Kendimizi kandırmayalım; NEET (Neither in Education, Employment, Training/ Ne Eğitimde Ne İstihdamda) olan birçok kadın iş aramıyor, çünkü zaten bir işi var: Evde bakım görevlerini üstlenen ‘ücretsiz bir iş’!”
ALANINDA İŞ BULAMADIĞI İÇİN KAFEDE ÇALIŞTI
İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olan 23 yaşındaki Betül de, iş bulamayan genç kadınlardan biri. Diplomasını Eylül 2020’de alan Betül, alanında bir işe girmek için çok sayıda başvuru yaptığını ancak tecrübe engeline takıldığını belirtiyor. “Gençlere herhangi bir deneyim imkanı sunmadan deneyim istiyorlar. Bir döngüye giriyorsunuz, iş görüşmelerinde sürekli reddediliyorsunuz.”
Betül’e göre bu düzenli reddedilme hali çok sayıda yeni mezunun iş aramaktan vazgeçmesine sebep oluyor: “Belli bir mesleği yapmak için en az 16 sene okuyoruz, emek ediyoruz ama sektörde kendimize yer bulamıyoruz. Her reddedildiğimizde umudunuz kırılıyor. Bir psikolojik yıkım ve büyük bir yetersizlik hissi yaşıyoruz. Ailenizin de sizden bir beklentisi var. ‘Okudun, ettin ama bir şey olamadın’ deniyor.”
Pandemi nedeniyle kendi alanında iş bulma umudunu tümden kaybeden Betül, İstanbul Moda’da bir kahvaltıcıda çalışmaya başlamış. Ancak Covid-19 kısıtlamalarının derinden etkilediği kafe, bar sektöründe tutunması da kolay olmamış. Kapasite azaltmalar ve kapanmalar başlayınca bu sektörde çalışan pek çok kişi gibi işsiz kalmış, kayıtsız çalıştığı içinse desteklerden yararlanamamış. “Bu sektörde çalışanların geçici olarak burada yer aldığı ve bir sirkülasyon olacağı düşüncesiyle sigorta yapılmıyor. Bu yüzden çok büyük bir emek sömürüsüne açık oluyorsunuz. Resmi olarak çalışıyor görünmediğimiz için birçoğumuz kısa çalışma ödeneğinden yararlanamadık.”
Bu süreçte geçimini sağlayabilmek için ailesinden destek almak zorunda kalan Betül, “İki büklüm oluyorsunuz, istediğiniz insanlar da zaten geçinebiliyor durumda değiller” diyor.
‘AİLENİN KANATLARI ALTINA GİRMEK: VAR OLAN ÖZGÜRLÜK ALANLARINDAN VAZGEÇMEK’
Ebeveynlerle yeniden finansal ilişkiler kurmak ya da onların yanına dönmek zorunda kalmak genç kadınların yaşamlarını doğrudan etkiliyor. Betül, bu durumu şu sözlerle anlatıyor:
“Var olan toplumsal yapı içerisinde özgürlük alanı, aileden ayrı olabildiğiniz alan oluyor. Bu da genelde bir çoğumuz için üniversiteye gitmek demek. Ayrı evlere çıktık bizi bağlayan prangaları bir nevi olsun gevşettik. Ama pandemi demek, parasızlık demek. Birçok arkadaşımız kendi evini kapatıp ailesinin evine dönmek zorunda kaldı. Tabii ki bu da var olan özgürlük alanlarımızı bırakmak demek. Tekrar ailenin kanatları altına girmek zorunda kaldık. Bu da genç kadınların hayatını kısıtlıyor.”
Betül’ün pandemi koşulları sürerken iş bulma umudu yok. İş arasa da tecrübe ve yüksek ücretler verilerek alınan eğitim sertifikası engeline takılacağını düşünüyor.
‘BENDEN ÖNCE HAMİLELİK SORUNU OLMAYACAK BİR ERKEĞİ TERCİH EDİYORLAR’
Aydın’da sosyoloji bölümde okuyan 22 yaşındaki Mehtap, iki ay sonra mezun olacak ancak sevinç yerine kaygı yaşıyor. İş bulma konusunda umutlu olmadığını söyleyen Mehtap’a göre bu durumun iki nedeni var: Okuduğu bölümün Türkiye’de değer görmemesi ve istihdam piyasasında bir genç kadın olarak bulabileceği yerin çok kısıtlı olması: “Ataerkil sistemin geçerli olduğu bir ülkede istihdam piyasasında bir kadın olarak yer almak zor. Benden önce, hamilelik gibi bir sorunu olmayacak her an işe gelebilecek erkekleri tercih ediyorlar.”
Mehtap, geçtiğimiz yaz turizm ve hazır giyim sektöründe iş aramış. Ancak bulamamış. “Mesela, ‘Gece çalışmak sizin için sorun olur mu?’ diye soruyorlar. ‘Ulaşımdan biz sorumlu değiliz, gece geç saatlerde bunu kendiniz sağlayabilecek misiniz?’ deniyor ve son olarak yaşayacağım herhangi bir sorundan dolayı mesuliyet kabul etmeyeceklerini bildiriyorlar. Bunları erkeklere sormuyorlar, sadece kadınlara soruyorlar.”
Mehtap, mezuniyetten sonrasını aydınlık görmüyor. Pandemide alan dışı, vasıf gerektirmeyen bir iş bulabilmenin bile zorlaştığına dikkat çekerek şöyle devam ediyor: “İş bulmak için mücadele edeceğim ama çok etkisi olduğunu sanmıyorum. Çünkü her geçen gün ümidim kesiliyor.”
‘ACİL GEÇİCİ İŞLER YARATILMALI’
Yaşamın erken dönemlerinden itibaren ortaya çıkan toplum cinsiyet eşitsizliği, işgücü piyasasına da doğrudan yansıyor. ILO’ya göre 2019 yılında 12-14 yaş arası kız çocukları ev işlerine haftada ortalama 5,4 saat yardım ederken aynı yaştaki oğlan çocukları 2,4 saat yardım ediyor. Luis Pinedo Caro, bu verilerden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya dair politikaların okul çağından başlaması gerektiğine dikkat çekiyor. Kısa vadede hayata geçirilebilecek çözümü ise şöyle ifade ediyor: “Çocuk bakım hizmetlerinin fiyatının düşürülmesi ve bu tür hizmetlerin kullanılabilirliğinin artması kısa vadede yardımcı olacaktır.”
Öte yandan ILO tarafından yayımlanan “İkinci Dalga Covid-19 Önlemlerinin Türkiye’de İstihdam Üzerindeki Etkisi” raporuna göre, salgından etkilenen kadınların mümkün olan en kısa zamanda işgücü piyasasına dönmeleri için çalışmalar yapılması gerekiyor. Raporda, kırılgan grupların ekonomik hareketsizliğe uzun süre maruz kalmalarını önlemek için acil geçici işlerin yaratılacağı istihdam programlarının oluşturulması öneriliyor.