Sezgin Baran Korkmaz (SBK) hakkında yargı süreci devam ediyor.
Avusturya da Türkiye’nin iade talebini kabul etti zaten. İş hukuki
yoldan ilerliyor görünüyor yani. Peki gerçekten öyle mi?
Yeni ortaya çıkan iki belge, Paramount Otel’in de kara para
soruşturmasına dahil edildiğini, el koyma kararının alındığını ama
sonra bu kararın da hızla kaldırıldığını gösteriyor.
SBK davasının başından beri işleyen şüpheli gidişatını bir kez
daha hatırlayalım önce…
***
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Eylül 2020 günü SBK’nın da
aralarında bulunduğu 14 kişi hakkında yürütülen kara para
soruşturması kapsamında, tüm mal varlıklarına el konulması için 10.
Sulh Hakimliği’ne talepte bulundu. 9 Ekim 2020 günü de hakimlik
kararı ile el koyma işlemi gerçekleşti.
Sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma
Bürosu, 6 Ekim tarihli kararıyla tedbirleri resen kaldırdı. 7 Kasım
2020'de de SBK hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı, 7'inci Sulh Ceza
Hâkimi Ramazan Çiçek tarafından kaldırıldı.
Ne olduysa 30 Kasım 2020’de bir kez daha tedbir kararı alındı.
Ve 29 Aralık 2020’de SBK’nın şirketlerine operasyon yapıldı, 11
kişi gözaltına alındı, 8 kişinin ise yurtdışında olduğu tespit
edildi. Onlardan biri de SBK’ydı. Fakat Peker’in ifşaatıyla ve
SBK’nın da kendi beyanıyla ortaya çıktı ki, 6 Aralık'ta yurtdışına
çıkmadan önce 5 Aralık'ta SBK, İçişleri Bakanlığı'na çağrılmıştı.
İddia hakkındaki soruşturma konusunda uyarıldığıydı.
Aktardığımız kronolojiyi tercüme edelim şimdi: ABD bastırdığı
için mecburen kara para soruşturması açılıyor. Şirketlere filan el
konuluyor. Lakin bir güç devreye girip, “kara paraya rastlamadık”
dedirtiyor. Bir ay sonra “Aaa meğer kara para varmış” diyerek yine
aynı şirketlere el konuluyor. Bir tanesi hariç: Paramount Otel!
Gözümüzün önünde duran bu tuhaflık hâlâ devam ediyor
üstelik.
SBK’nın elinin değdiği her şirket, uçaktan yata her türlü mal
varlığı şu anda dava konusuyken, niye Paramount Otel’in adı hiç
geçmiyor? Mesela; ABD’deki Utah savcılığının 21 Haziran 2021
tarihli yazısında el konulacaklar arasında Mega Varlık’ın 2018’de
sattığı Kervansaray Otel bile saydığı halde, halen elinde bulunan
Paramount Otel neden yokmuş gibi davranılıyor?
Paramount Otel sanki kara para iddialarının içinde değilmiş,
yargının bir kenardan ıslık çaldığı, “medya skandalıymış” muamelesi
görüyor.
Oysa Peker’in açıklamalarından çok önce devletin resmî
kurumları, Paramount’u da SBK davasına dahil etmişti.
İşte bunun belgesini ilk kez göreceksiniz. Ama esas olarak bir
başka belge var ki, o daha önemli ve sonucunu bilmiyoruz. Her iki
belgenin de akıllara düşürdüğü soruları en sona bırakalım ve
belgeleri inceleyelim.
***
9 Ekim 2020 tarihinde SBK şirketlerine ilk el koyma kararı
alındığında, Hazine bünyesindeki Sigorta ve Özel Emeklilik
Düzenleme ve Denetleme Kurumu da Bodrum Tapu Müdürlüğü’ne, 15 Ekim
2020 tarihli bir yazı yazıyor.
Diyor ki kurul; “sigorta şirketinin mali bünyesinin
sigortalıların hak ve menfaatlerini tehlikeye düşürecek derecede
zayıflamakta olduğunun tespiti hallerinde… Bakan… sigorta veya
reasürans şirketinin… varlıklarını bloke etmeye yetkilidir.”
Devamı şöyle; “Bu kapsamda… Unico Sigorta AŞ’ye ait üst hakkı
tesis edilen Muğla İli, Bodrum İlçesi, Torba mahallesi, Zeytinli
Kahve mevkiinde yer alan N18-C-15 pafta, 111 ada, 1 parsel nolu
‘devlet ormanı’ varlıklarının teminat olarak kurumumuz lehine bloke
edilmesi gerekmektedir.”
Son kısım önemli; “Bloke edilecek bu gayrimenkuller için
kurumumuz onayı alınmaksızın mülkiyetin ve kullanım hakkının satışı
veya devri sonucunu verecek şekilde işlem yapılamayacağına dair
tapu şerhi düşülmesi, kurumumuz dışında ihtiyati tedbir ve haciz
konulmaması…”

Yani Hazine’nin yetkili kurumu “benden izin alınmadan Paramount
Otel satılamaz, devredilemez, haciz işlemi uygulanamaz” diyor.
Belli ki SBK hakkındaki kara para soruşturmasının Unico Sigorta’ya
zarar verebileceğini görüp, sigortalıların hak kaybını önlemek için
vaktinde harekete geçmiş.
İkinci belge Bodrum Tapu Müdürlüğü’ne ait:
“Taşınmaz/Şerh/Beyan/İrtifak” başlığını taşıyan bölümün 7.
satırındaki işlem şöyle: “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 14
Ekim 2020 tarih, 2020/137034-CBS nolu soruşturma dosyası ile el
koyma kararı.”
Bu dosya numarası SBK hakkındaki kara para soruşturmasıdır ve 19
Ekim 2020 günü tapuya işlenmiş.
El koyma kararı sonra kaldırılıyor. O da belgenin “Terkin
sebebi” başlıklı en son sütunda yazılı: “4.12.2020- El koyma kararı
şerhi.”
Yani SBK İçişleri Bakanlığı’na çağrılmadan bir gün, yurtdışına
kaçmadan iki gün önce, Paramount Otel üzerindeki el koyma kararının
kaldırıldığı tapu kaydına yazılmış.
Tapu kaydında 6. satırda ise ilk belgedeki Hazine’nin ilgili
kurumunun talebi yer alıyor. Nitekim 15 Ekim’de gelen yazı, 16
Ekim’de tapuya işlenmiş. Fakat sonradan yazının kaldırıldığına dair
bir ibare “Terkin sebebi” bölümünde yer almıyor.
Gelelim belgelerin yol açtığı sorulara…
***
Sigorta ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun,
“Otele bloke koydum. Benden izinsiz satış, devir, ihtiyati tedbir
veya haciz konulamaz” kararına rağmen, üç gün sonra Cumhuriyet
Başsavcılığı otele nasıl el koyma kararı verdi? Kurumdan izin
alındı mı?
Daha önemlisi 4 Aralık 2020’de savcılığın el koyma kararı
kaldırılırken yine Hazine’nin yetkili kurumunun onayı oldu mu?
Kurumun bloke kararı halen devam ediyor mu?
Her iki belgeye bakılırsa Paramount Otel de kara para
soruşturmasıyla ilişkilendirilmiş. O halde 2020’de el koyma kararı
alınıp sonra kaldırılan şirketler hakkında, 2021’de dava açılınca
yeniden el koyma kararı alınırken, ilkinde olan Paramount Otel
ikincisinde niye yok?
Unico’nun çoğunluk hisselerinin dolaylı yoldan Singapurlu bir
şirkete Mayıs 2021’de satılması, iki ay sonra satışın “sehven”
yapıldığının duyurulup vazgeçilmesinin nedeni, Hazine’nin yetkili
kurumunun uyarısı mıydı?
***
Ortada resmî kurumların kararlarına rağmen yapılan işlerin, bu
kararları çıkarları doğrultusunda değiştiren birilerinin olduğunu
muhakkak. Devletin resmî kurumlarının yazışmaları, belgeleri eninde
sonunda ortaya çıkar. Ancak kararlara müdahale edenlerle alakalı
kanıtlar çıkar mı, bilemiyoruz.
Süleyman Demirel’in 1998 yılında, Alaattin Çakıcı’nın da adının
karıştığı Türkbank ihalesi ile ilgili gazetecilerin sorusuna
verdiği şu yanıtı hiç unutmamak lazım:
Gazeteci: Emniyetin, Türkbank ihalesiyle ilgili uyarı yazısının
Başbakanlık’ta kaybolmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Demirel: Devlette bütün evraklar yerine ulaşır. Üzeri çift
yıldızlı olan, çok gizli yazan evraklar ilgili makama açılmadan
teslim edilir.
Gazeteci: Ama bu olayda evrak kaybolmuş.
Demirel: Nadiren olur!