'Partidaş ev sahibi'ni fotoğrafından tanıdılar!

Seçmen davranışları konusunda akla gelen isimlerden Prof. Esmer, 16 Nisan'daki referandumda "takım tutar gibi oy verildiğini" belirtti. Esmer'e göre toplumda ciddi bir kutuplaşma var ve araştırmalar seçmenin kendi partisinden olanı artık 'gözünden' tanıdığını gösteriyor.

Abone ol

DUVAR - Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Yılmaz Esmer, 16 Nisan anayasa değişikliği referandumunu değerlendirdi. Esmer, Türkiye'de oy verme işinin birkaç seçimdir 'takım tutmaya benzediğini' belirtirken özellikle 'kutuplaşma' konusuna da değindi.

Birgün gazetesinden Meltem Yılmaz'ın sorularını yanıtlayan Esmer, seçmen davranışlarıyla ilgili araştırmalarını anlattı. İnsanların artık birbirlerinin yüzlerine bakarak, kolayca "bizden" veya "bizden değil gibi ayrımlar yapabildiklerini" ifade eden Esmer, 20 büyükşehirin AK Parti ve CHP il başkanlarının fotoğraflarını gören deneklerin, kişileri tanımadan yüzde 75 oranında hangilerinin AK Partili hangilerinin CHP'li olduklarını kolayca bilebildiklerini belirtti.

Yine bir başka deneyde bu kez deneklerin fotoğraftaki adayların siyasi görüşlerini bilmemelerine rağmen, kendi partilerinden adayları ev sahibi olarak seçtiklerini ifade eden Esmer, "İki fotoğraf var. Deneklere, 'bu iki adamın aynı sokakta kiralık evleri var, evler aynı büklükte, kiraları da aynı, siz bu ikisinden hangisinin ev sahibiniz olmasını isterdiniz?' diye sorduk. AKP’li deneklerin yüzde 80’e yakın AKP’li ev sahibini seçerken, CHP’liler de aynı oranda kendi partilisini ev sahibi olarak seçti, ve yine hiç tanımadan!" diye konuştu. Esmer, bir başka deneyde ise katılımcıların Erdem Gül ve Can Dündar hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından verilen tahliye kararında, tahliye kararı veren ve vermeyen üyeleri de yine fotoğraflarına bakarak yüzde 85 oranında bulabildiklerini anlattı.

CİDDİ GÖSTERGE

Bu sonuçların ciddi bir kutuplaşmanın göstergesi olduğunu söyleyen Esmer, benzer araştırmaların dünyada ABD, İsviçre, Almanya başta olmak üzere pek çok ülkede yapıldığını ama bu denli yüksek oranların çıkmadığını belirtti.

Söyleşinin tamamı için tıklayınız.