‘Partisiz’ cumhurbaşkanı adayları seçime nasıl hazırlanıyor?
Cumhurbaşkanlığına aday olmak için 100 bin seçmen imzası gerekiyor. Aday adaylıklarını ilan eden Ali Aktaş, Ömer Lütfü Avşar ve Serdar Savaş çalışmaya başladı.
ANKARA - Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte en az 100 bin seçmen imzasını toplayan kişiler cumhurbaşkanlığına aday olabiliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında muhalefetin adayının kim olacağı tartışmaları devam ederken üç isim, ‘Partisiz’, ‘Bağımsız’ ve ‘Birleştirici’ cumhurbaşkanı adaylıklarını açıkladı ve çalışmalarına başladı.
Cumhurbaşkanlığına aday olan Ali Aktaş, Ömer Lütfü Avşar ve Serdar Savaş, adaylığa karar verme süreçlerini ve 100 bin imza ile aday gösterilebilmek için yaptıkları çalışmaları anlattı.
AKTAŞ: MEVCUT SİSTEMİN DEMOKRATİKLEŞTİRİLMESİ GEREKTİĞİNİ SAVUNUYORUM
“İktidardan beslenen ayrıcalıklı yüzde 1 için değil; adalet isteyen yüzde 99 için” sloganıyla ‘Bağımsız’ cumhurbaşkanı aday adaylığını açıklayan isimlerden biri hâlen Saadet Partisi üyesi olan Avukat Ali Aktaş.
Projelerini söyleyen bir siyaset dili geliştirmek istediğini ve bu nedenle aday olduğunu belirten Aktaş’a göre Türkiye’de üçlü bir siyasi ayrışma var. Doğu ve Güneydoğu’da HDP çizgisinin, Orta Anadolu ve Karadeniz’de AK Parti ile MHP’nin oluşturduğu çizginin, kıyı bölgelerde ise CHP çizgisinin hâkim olduğunu belirten Aktaş, Türkiye’nin bütün problemlerinin ana ekseninde sistem eksikliği olduğunu düşünüyor.
Partisinin 2017’den bu yana CHP’yle yol yürüdüğünü, bundan şikayetçi olmadığını fakat yeni bir şeyin denenmesi gerektiğini düşünen Aktaş, partisinin ve Millet İttifakı’nın aksine ‘Başkanlık sisteminin’ onarılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Ben Başkanlık sisteminin onarılması gerektiğini düşünenlerdenim. Ama Türkiye’de muhalefet parlamenter sisteme dönmeyi tasarlıyor. Güçlendirilmiş parlamenter sistem önerilerinin tümü Başbakanı güçlendirip Cumhurbaşkanını etkisizleştiriyor. Bütün bu önermelerin tamamı Anti-Erdoğancılık üzerinden yürüyor. Mevcut siyasi partiler yasamız bu şekilde devam ettiği sürece, genel başkanlar milletvekillerini bir şekilde tayin ettiği sürece sistemin adının değişmesinin hiçbir anlamı yok. Yapılması gereken şey sistemi onarmak. Ben mevcut sistemin demokratikleştirilmesi gerektiğini savunuyorum. Bu projeyi ifade etmek bakımından cumhurbaşkanlığı adaylığını tecrübe etmek istedim.”
‘100 BİN KOLAY DEĞİL, KİTABIN ORTASINDAN KONUŞACAĞIM’
‘Bağımsız’ cumhurbaşkanlığı adaylığı çerçevesinde illeri ziyaret eden Aktaş, adaylığı için gerekli olan 100 bin imza için teşkilatlanma adımlarını atıyor. Seçimin normal zamanında yapılacağını düşündüğünü ve bu nedenle önlerinde uzun bir takvimin olduğunu belirten Aktaş, bir siyasi partiyle seçim çalışması yapmanın büyük bir avantaj olduğunu belirtiyor. Aktaş, bağımsız aday olarak avantajlarına dair ise, “Türkiye’de apolitik seçmen ve mevcut siyasi partilerden memnun olmayan seçmen çok fazla. Yeni bir sese ihtiyaç var. Bunu dillendirebilecek bir siyasal motivasyona sahibiz” dedi.
“Bağımsız cumhurbaşkanı adayıyım ve kazanacağım” hayali içerisinde olmadığını, Türkiye’de mevcut siyasi partilerin desteği olmaksızın cumhurbaşkanlığını kazanmanın hayalinin kurulamayacağını söyleyen Aktaş, 100 bin imzanın kolay olmadığını fakat çalışacaklarını belirterek şunları kaydetti:
“Bu adaylığı, bir şeyler söylemenin, farklı görüşleri ifade etmenin, iktidarın da muhalefetin de hatalarını ve doğrularını ifade etmenin yani kitabın ortasından konuşmanın bir yolu olarak görüyorum. Bir siyasi partiye angaje olduğunuz zaman kendi siyasi geçmişinizi eleştiremiyorsunuz. Türkiye seçmeninin önemli bir kısmında ciddi bir özeleştiri arayışı var. Belki buna örnek teşkil edebiliriz. Çok büyük bir başarı iddiasında değilim ama kitabın ortasından konuşabilen yeni bir siyaset anlayışı üretebilen farklı seçeneklerin de olduğunu söyleyebilen bir süreci adaylıkla yönetebileceğimizi düşünüyorum. Umarım başarırız.“
‘ANAYASAYI İSTERSENİZ ALTIN HARFLERLE YAZIN KİM UYGULAYACAK?’
“Halk İttifakı” sloganını kullanarak cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayan isimlerden bir diğeri Avukat Ömer Lütfü Avşar. Avşar’a göre mevcut seçim yasasıyla ve siyasi partiler kanunuyla Türkiye’nin bir yere gitmediği ortada. Siyaseti, siyasi partiler üzerinden yürütmeyi tercih ettiğini fakat siyasi partilerin içerisindeki yapının iktidar partisinin yapısından farklı olmadığını söyleyen Avşar’a göre Türkiye’nin artık buradan bir yol bulması, geleceğe kavuşması mümkün gözükmüyor. Buna itiraz ettiğini belirten Avşar mevcut sisteme dair eleştirilerini dile getirerek adaylık motivasyonuna dair şunları kaydetti:
“Siyasi partilerin sürekli önerdiği şey anayasa. İyi bir anayasaya tabii ki ihtiyacımız var. Demokratik, insan haklarını önceleyen vatandaşın haklarını önceleyen bir anayasaya ihtiyacımız var ama isterseniz anayasayı altın harflerle yazın. Kim uygulayacak bunu? Eee siyasi partilerin içerisinde demokrasi yok. Siyasi partilerde taban tavana hâkim değil ki, tavan tabanını belirliyor ve kendi düşüncesini, tarzını uyguluyor. Seçim kanununa geldiğinizde orada da adalet yok.”
‘DOĞRUDAN HALKIN SEÇTİĞİ SORUMLULUĞU YERİNE GETİREBİLİR’
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bir parçası olmamayı hukukçu kimliğiyle en çok arzu eden isimler arasında yer aldığını belirten Avşar, “Ama her şerden bir hayır doğar. Bu anayasa halka doğrudan, herhangi bir aracıya ihtiyaç olmadan kendi adayını belirleme şansı verdi” dedi.
Amacının, “bu garabet anayasadaki olağanüstü cumhurbaşkanlığı yetkilerini kullanmak” olmadığını, hukukçu kimliğiyle “Türkiye’nin hukuk kimliğine ulaşması” olduğunu belirten Avşar, anayasa ve seçim kanununda değişiklik yapılması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Şu andaki seçimle iktidara gelecek cumhurbaşkanı kendini her halükârda devlet gibi görecek bir cumhurbaşkanı olacak. Dolayısıyla siyasi partilerin kadrolarından gelen, partilerin tercih ettiği adayın oynayacağı oyun o partilerin çıkarlarına, o partilerin kadrolarına göre olacak. Ama partisiz bir cumhurbaşkanı adayı doğal olarak liyakatli kadroları, herhangi bir siyasi partiyle pazarlık yapmadan, bir şeye aracılık yaratmadan Türkiye içerisinden bakanlarını seçebilecek vaziyette olacak. Yapacağınız tek şey ne? Nepotizmi ve klientalizmi uygulamayacaksınız. Doğrudan halka hesap veren halkın seçtiği birisi ancak bu sorumluluğu yerine getirebilir.”
‘100 BİN İMZA TOPLAMA SÜRECİ ANTİDEMOKRATİK’
Kendisini tanıtmak için profesyonel ekipler tarafından hazırlanan tanıtım filmlerini hiçbir televizyon kanalının yayınlamadığını belirten Avşar, sosyal medya üzerinden çalışmalarına devam ediyor. İlerleyen tarihlerde Türkiye’nin 81 ilinde ziyaretler gerçekleştireceğini belirten Avşar, süreç içerisinde büyüyen yapıyla 100 bin imzaya ulaşacaklarını söyledi. Mevcut sistemde adaylık için gerekli olan 100 bin imza seçim takvimi ilan edildikten sonra Yüksek Seçim Kurulu aracılığıyla toplanıyor. Doğrudan açık kimlikleri ibraz ederek imza talep edilmesini “antidemokratik” olarak niteleyen Avşar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kamu görevlilerinin, hükümetle işi olanların, herhangi bir emniyet görevlisinin kimliğini belirtip oy vermesini düşünsenize. Muazzam bir antidemokratik durum, açık oy gizli tasnif gibi bir durum var. Buna rağmen bu yola çıkılması ve mücadelenin verilmesi gerekiyordu. Çünkü insanlar korkmaktan bıktılar, umutlanmak istiyorlar. 100 bin imza 56 milyon seçmenin olduğu noktada cüzi bir rakam. Problem bir durum değil. Bunu da sağlayacağımızı düşünüyoruz. Ben hep 500 bin imza dedim. 100 bin imza çok cüzi, cumhurbaşkanlığı iddiasını ortaya koyacak süreci en üst seviyede tamamlamanız gerekiyor.”
DÖRT ÜNİVERSİTE MEZUNU ADAY SAVAŞ
Dr. Serdar Savaş ‘Birleştirici’ cumhurbaşkanı adayı” sloganıyla 6 Temmuz 2020’de adaylığını kamuoyuna duyurdu. Tıp, hukuk, ekonomi gibi alanlarda dört üniversiteden mezun olan Savaş, 1994 yılında Bilkent Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmada, Türkiye’deki tüm farklı kimliklere rağmen “Türkiye erdemli insanlarını bir araya getirmeli” dediğini ve bu ölçüde çalışmalarını yıllarca sürdürdüğünü ifade etti.
Çalışmalarının 2014 yılında Erdemli Yurttaşlar Hareketi Derneği adı altında bir araya geldiğini, 12 erdem ilkesi ve 10 temel strateji belirlediklerini ifade eden Savaş, korona virüsü salgınının ilk döneminde doğruları söylediği için televizyon kanalları tarafından yasaklı ilan edildiğini ifade ederek, “Yıllardır olan erdemsizlik, namussuzluk, sahtekarlık öyle şey yapmış ki bir hastalık konusunda dahi doğruları savunduğun zaman halka ulaşman engelleniyor. Bunun artık bu siyasi yapının değişmesiyle düzeleceğine karar verdim ve partisiz olarak cumhurbaşkanı adayı oldum” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bağımsız demedim. Partisiz dedim. Niye? Çünkü ben erdemli insanlara sesleniyorum. O erdemli insan AKP’li de olabilir CHP’li de olabilir, HDP’li de olabilir. Ben onların değerleriyle bağlıyım, ben onların değerlerinden bağımsız değilim. Ama partisiz olarak bütün erdemli insanların değerleriyle bağlıyım.”
SAVAŞ’TAN MUHALEFET LİDERLERİNE MEKTUP
Cumhurbaşkanlığı adaylığı kapsamında ‘Ateş Böcekleri’ adı altında gönüllülerle çalışan, hazırladığı seçim otobüsüyle politikalarını anlatan Serdar Savaş, geçtiğimiz hafta Meclis çatısı altında yer alan tüm muhalefet partilerinin genel başkanlarına hitaben mektup yazdı. Muhalefet liderlerine mektubunda “Arkadaşlar eğer birleşirseniz Türkiye’nin önümüzdeki yüz yılını hazırlayacak bir fırsat var önünüzde. Gelin şu derinlemesine oluşmuş fay hatlarını, Türk, Kürt, Alevi, Sünni, dindar seküler, bunları ortadan kaldıracak şekilde, HDP’yi de içine alarak bir araya gelin” dediğini belirten Savaş adaylık sürecine dair de formül önerdi.
Savaş’a göre bir araya gelecek tüm muhalefet partileri üç ya da dört aday belirlemeli, bu adaylar televizyona çıkarak genel başkanların, toplumun farklı kesimlerinin sorularına yanıt vermeli ve sonunda aralarından bir aday cumhurbaşkanı adayı olmalı. Bu hayata geçerse kamuoyunun gerçek gündem üzerine tartışmaya başlayacağını belirten Savaş, “Bu sayede insanlar artık bu Recep’in yerine kimin geleceğini tartışmayı bitirecek. Kamuoyu tek bir adaya yöneldiğinde birinci turda seçimi kazanacak bir süreci koordine etmiş olacağız. Birinci turda yüzde 70’le kazanacağımızı, seçimler yapılmadan önce göstermeli ve biz bu seçimleri, seçimler yapılmadan önce kazanmalıyız” ifadelerini kullandı.
‘İMZA İŞİNİ SEÇİME BIRAKMAYACAĞIM’
Dr. Savaş, seçim takviminden çok önce kendi oluşturduğu sistem üzerinden 100 bin imza için çalışmalara başladığını belirtti. 100 bin imzanın kolay ya da zor olmadığını, bir işi ne kadar ciddiye alıp emek verirseniz sonucunun da o kadar iyi olacağını söyleyen Savaş, imza sürecindeki çalışmalarına dair şunları kaydetti:
“Bir web sitesi kurdum. Bu web sitesinin içerisinde ‘100 bin imzaya ben de varım’ diye bir form açtık. O formun tanıtım çalışmalarına bu ay başlayacağım. İnsanlara diyeceğim ki ‘gelin buraya adınızı, soyadınızı, T.C. numaranızı, yaşınızı, memleketinizi yazın.’ Ben imza işini seçime bırakmayacağım. Seçim takvimi açıklanmadan önce ben imzamı toplamış olacağım. Seçim takvimi açıklandığında ‘Sayın Yüksek Seçim Kurulu, işte bu arkadaşlar internet siteme girmişlerdir, formları onaylamışlardır, KVKK kanununa uygun bir şekilde formları doldurmuşlardır. Şimdi ne istiyorsun benden?’ diye onlara soracağım. Emek veriyorum gece gündüz çalışıyorum. Zaten çok çalışkan biriyim. Emeğimin karşılığında imzamı toplayacağım kanaatindeyim.”