Patlıcan mevsimine girerken alinazik

Alinazik benim çocukluktan beri çok sevdiğim bir yemek. Annem, beğendi ağır olduğu için daha hafif olsun diye genellikle alinazik yapardı bize. Hem de daha kolay. Tek derdi patlıcanı közlemek aslında.

Evren Aybars evrenaybars@gmail.com

Bu sabah ne yazacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Yemek yazmak keyifli, ama uzun zamandır bu yazılar devam edince, bazen ne yazacağımı bulmak kolay olmuyor. Ben de lise yıllarından beraber basketbol oynadığım çok sevdiğim bir ekiple yazışırken onlara sordum, bu hafta ne yazayım diye, onların istekleri doğrultusunda alinazik yazmaya karar verdim.

Alinazik benim çocukluktan beri çok sevdiğim bir yemek. Annem, beğendi ağır olduğu için daha hafif olsun diye genellikle alinazik yapardı bize. Hem de daha kolay. Tek derdi patlıcanı közlemek aslında. 

Tabii bu dediklerim evde yaptığınız alinazik için geçerli. Yolunuz Gaziantep’e düşerse gidip İmam Çağdaş’ta bir alinazik yiyin. Daha önce bunu yapmış olanlar ne demek istediğimi anlıyorlardır. Çok rahatlıkla şunu söyleyebilirim, o yemek hayatımda yediğim en lezzetli yemeklerden birisi. Benim burada yazacağım tarif, orada yiyeceğiniz tarif değil açıkçası. O bambaşka bir şey ve ben bazı yemekleri yerinde yemekten yanayım. Bir de evde yapacağınız zaman odun ateşi imkanı çok az evde mevcut, ocakta közlediğiniz patlıcanla odun ateşinde közlenenin lezzeti farklı olur. 

Alinazik adının nereden geldiğine dair de şöyle bir rivayet var. 16. yüzyılda Yavuz Sultan Selim Gaziantep’e gidiyor, o gün kendisi için Antep yemeklerinden büyük bir ziyafet hazırlanıyor, bu ziyafette Yavuz en çok alinazik yemeğini beğeniyor ve hazırlayan ustayı “Kim bu eli nazik?” diyerek çağırtıyor, sonra da sarayın mutfağına alıyor. Eli nazik yemeğin adı olarak kalıyor. Zaman içinde de alinazik haline dönüşüyor. 

Rivayetin doğruluğuna emin değilim elbette, ama gelin lezzetinden emin olduğum tarife geçelim. 

Malzemeler

-1 kg patlıcan 

-300 gram kıyma

-5-6 yemek kaşığı süzme yoğurt

-3 diş sarımsak

-3 yemek kaşığı zeytinyağı

-2 yemek kaşığı tereyağı 

-1 orta boy kuru soğan

-tuz, taze çekilmiş karabiber 

Öncelikle patlıcanları iyice közleyin. Bunu fırında da yapabilirsiniz, köz tavası ile ocakta da yapabilirsiniz, mangal imkanınız varsa mangalda daha da leziz olur. Közlenen patlıcanları soyacak kadar soğuyana kadar bir kenara alın. 

Soğanı ince küpler halinde doğrayın. Bir tavada tereyağını eritin ve soğanları içine ekleyin, 2-3 dakika soğanlar hafifçe renk almaya başlayınca kıymayı ekleyin, tuz ve karabiber ekleyerek kıymalar iyice kavrulana kadar sık sık karıştırarak pişirin. 

Patlıcanların kabuklarını soyun, içlerinde çok iri çekirdekler varsa o kısımları atın. Bıçakla patlıcanları ve sarımsakları incecik kıyın. Bir kapta patlıcan, sarımsak, yoğurt ve zeytinyağını karıştırın, ağız tadınıza göre tuz ve karabiber ekleyin. 

Servis için tabağa önce patlıcanı, üzerine de kıymayı ekleyin. Ben genellikle evde pilavın üzerine patlıcan, onun üzerine de kıyma şeklinde yapıyorum, o da son derece lezzetli oluyor. Ayrıca isterseniz kıymayı kavururken bir kaşık domates salçası ve birkaç kaşık su da ekleyebilirsiniz. Ayrıca soğanla birlikte biber de doğrayıp ekleyebilirsiniz. 

Keyifli bir pazar günü dilerim. Ayrıca tüm babaların babalar gününü de kutluyorum.

Tüm yazılarını göster