Pazarcı kadınlara 'kan dökeceğiz' tehdidi: Belediye, emeğimize göz dikmiş

Diyarbakır'da Jiyan Semt Pazarı'nda çalışan Rabia Ataş, belediyelerde olduğu gibi pazarlarına da kayyım atandığını söyledi. Ataş, "Belediye kadınların ekmeğine göz dikmiş" dedi.

Abone ol

DUVAR - Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde 2013 yılında açılışı gerçekleştirilen ve sadece kadınların çalışabildiği Jiyan Semt Pazarı'nda pazarcı kadınlar, erkekler tarafından "kan dökeceğiz" şeklinde tehdit edildiklerini belirterek, kendilerini mağdur eden belediyeye tepki gösterdi. Mezopotamya Ajansı'nın aktardığına göre, 2019 yılında yapılan yerel seçimlerinde AK Partili Hüseyin Beyoğlu'nun belediyeye atanması sonrası çok sayıda erkeğin pazarda tezgah açılmasına izin verildi.

Kadınlara ait tezgahların uzunluğu 4 metreden 3 metreye indirildi. Erkeklerin pazarda tezgah açması sonrası kadınlara yönelik sözlü ve psikolojik şiddet başladı. Kadınlar, yaşadıkları karşısında yaptıkları başvurulardan da sonuç alamadı. 

'BURASI BİZİM EMEK ALANIMIZ'

Pazarda meyve satarak geçimini sağlayan Rukiye Bakış, belediyenin erkekleri pazardan çıkaracaklarına dair söz verdiğini ancak bu sözlerin tutulmadığını aktardı. Bakış, "Belediye arkamızdan iş çeviriyor. Herkes sesimizi duysun. Bunu kabul etmeyeceğiz” dedi. Erkek pazarcıların kendilerini tehdit ettiğini belirten Bakış, "Erkeklerin pazarına girmiyoruz. Bağlar’ın diğer taraflarında bir yer mi talep ettik? Etmedik. Onların da burada hakkı yok. Dolayısıyla burası bizim emek alanımızdır. Burada sağımıza solumuza pazar kurulmasına izin vermeyeceğiz. Erkekler bizi ‘kan dökeceğiz’ diyerek tehdit ediyor. Ama bu bizim kanımız olmayacak. Bu kadar basit. Hadi hodri meydan” ifadelerini kullandı. 

'BELEDİYE, KADINLARIN EMEĞİNE GÖZ DİKMİŞ'

Yıllardır pazarda kurduğu tezgahla geçimini sağlayan Rabia Ataş da, belediyelerde olduğu gibi pazarlarına da kayyım atandığını ifade etti. Erkek pazarcıların kendilerini tehdit ettiğini söyleyen Ataş, "Ama burası kadın pazarıdır. 4 yıldır burada çalışıyorum. Zorla erkekleri bu pazara getirmeye çalışıyorlar. Belediyede karar için toplantı yaptı ama yine bir karar yok. Her sene bizi kandırıyorlar. Artık bu ertelemeleri kabul etmiyoruz” diye konuştu.

Belediyenin bir toplantısına katıldıklarını aktaran Ataş, “Bir de bize çiçek veriyorlar, o çiçekleri de attık. Belediye önünde ‘Direne direne kazanacağız’ diyerek, bizi kandırdıklarını söyledik. Her seferinde bir erkek belediyeye gidip para verip pazarı satın aldığını söylüyor. Gerekirse belediye önünde çadır kurar, otururuz. Buradaki kadınların hepsi yoksul ve mağdur. Belediye kadınların ekmeğine göz dikmiş. Belediye resmen ekmeğimizle oynuyor” dedi.

‘ÖNCEDEN BASKILAR YOKTU’

Kurulduğu günden bu yana pazarda çalıştığını söyleyen Fatma Doğan ise, pazarlarının dünyada bir ilk olduğuna işaret etti. Pazar kurulduğunda böylesi baskıların olmadığını ifade eden Doğan, şunları söyledi: "Öncesinde tarlaydı. Ama yerleşim alanları oluşunca artık paraya çevrildi. Para kazanılacak seviyeye geldikten sonra da rant döndü. Emeğimizi 'kurtlara' yedirmeyi düşünmüyoruz. Her zaman biri sofrayı hazırlar, diğeri gelir sofradan bir parça almaya çalışır. Biz de bunu önlemek istiyoruz. Artık yeter diyoruz.”

Erkeklerin yürüttüğü "kirli siyasete" karışmak istemediklerini söyleyen Doğan, “Bir emeğe nasıl siyaset ve sömürgecilik karıştırılıyor? Bu hiçbir yerde yok. Bu alanı yaratan biziz, kimse gelip sahiplenmesin. Madem ki gelmek istiyorlar, şimdiye kadar neredeydiler? O zaman ceremesini de çekseydiler. Yok, beklerler önce birileri yapsın diksin, sonra da ‘Gidip rahat konalım.’ Var mı böyle bir şey? Kesinlikle kabul etmiyoruz” dedi. 

'İKİ GÜL DAĞITIP 'BİZ KADINLARIN YANINDAYIZ' DEMESİNLER'

Yıllarca belediye tarafından kandırıldıklarını vurgulayan Doğan, şöyle devam etti: "Eğer belediye gerçekten kadınlara değer veriyorsa kadının haklarını korusun. Gelip iki foto çekip, iki gül dağıtıp, ‘Biz kadınların yanındayız’ demesinler. Yıllarca bizi böyle kandırdılar. Fotoğraflarını çektiler, primlerini yaptılar. Neymiş, ‘Ben kadınların arkasındayım.’ Ben niye seni görmüyorum? Her zaman tek başımıza kalıyoruz. Direnmeye gelince tek başımızayız. Direnme bittikten sonra ‘Valla kadınlar yanınızdayız, sorununuz var mı yok mu?' Bugün benim evladım da soruyor ‘Anne bir sorun var mı?’ Herkes sorar önemli olan soruna çözüm bulmak. Sen bir soruna çare bulmadıktan sonra o sorunlar artar birikir ve kimse de altından kalkamaz." (MA)