Pentagon olayları ‘günler önce’ tahmin edebilen yapay zekâyı deniyor

ABD ordusu, birçok kaynaktan toplanan bilgi yığınlarını düzenleyerek karar vericilere erken değerlendirme ve karar verme imkânı sağlayabilecek bir yapay zekâyı test ediyor.

Abone ol

David Nield

DUVAR - Eğer yapay zekâ (YZ) sistemlerinin ne oranda gelişmiş olduğunu merak ediyorsanız, şunu bilmeniz gerek: ABD ordusu, gelecekte daha fazla ilgi göstermeye değer muhtemel olayları, daha gerçekleşmesinden günler önce belirlemekle görevli bir deneysel bir yapay zeka ağını test ediyor.

Küresel Bilgi Hakimiyeti Deneyleri (GIDE) diye adlandırılan bir dizi test, uydu görüntüleri, istihbarat raporları, saha tespitleri, radar verileri ve daha fazlası dahil olmak üzere, çok çeşitli kaynaklardan gelen verileri bir araya getiriyor.

BÜYÜK BİRADER ‘GIDE’

‘Bulut bilişim’ de bu düzenekte kritik bir rol üstleniyor ve dünyanın dört bir yanından toplanan büyük veri yığınlarının verimli bir şekilde işlenebilmesini ve ardından ihtiyaç duyan askeri yetkililer ile devlet kurumlarının bunlara erişilebilmesini sağlıyor.

ABD Hava Kuvvetleri Generali Glen D. VanHerck’in geçen hafta bir basın açıklamasında dile getirdiği üzere, “GIDE, yani Küresel Bilgi Hakimiyeti Deneyleri, yalnızca askeri liderler için değil aynı zamanda sivil liderler için de taktik düzeyden stratejik düzeye varıncaya dek karar alanlarını genişletecek bu bilgi ve verileri kullanma şeklimizde temel bir değişikliği hayata geçirme fırsatı sunuyor.”

Burada yatan temel fikir, diğer ulusların hareketlerini önceden tahmin etmek; bu ise bir savaş başlamadan önce ya da düşmanlıkların alevlenmesine fırsat bile vermeden, hazırlıkların yapılabileceği ve önlemlerin alınabileceği anlamına geliyor.

Aslında buradaki mantıksal sıçramalar sandığınız kadar büyük değil; söz gelimi bir denizaltının limandan ayrılması için hazırlıklar yapılıyorsa, o zaman denize açılmaya hazırlandığı gayet açıktır. Yapay zekânın tam olarak yardımcı olduğu nokta ise bütün bu bilgileri insan kullanıcıların yapabileceğinden çok daha süratli biçimde saptamak ve bunları harmanlamak amacıyla makine öğrenimini kullanmak.

VERİ İŞLEME VE PAYLAŞMA SÜRECİNİ HIZLANDIRIYOR

Bir diğer örnek, belki de bir askeri üssün ya da araştırma istasyonunun otoparkında bulunan araba sayısı olabilir. Yapay zekâ, eğer alanda artan bir hareketlilik tespit ederse, bunu sistemin diğer bölümleri için işaretliyor ve ardından büyük bir veri yığınının parçası olarak analiz ediliyor.

VanHerck, “Elimizde veriler mevcut” diyor. “Bizim yaptığımız şey, bu verileri erişilebilir hale getirmek ve makine öğrenimi ve yapay zekânın gözlemlediği bir bulut ortamında paylaşmak. Bunu gerçekten de çok süratli bir şekilde işliyorlar ve karar vericilere iletiyorlar, ki ben buna ‘karar üstünlüğü’ adını veriyorum.”

“Bu, bize günlerce öncesinden gelişmiş bir uyarı ve tepki verme yeteneği sağlıyor. Geçmişte, bir GEOINT uydu görüntüsü analisti görmemiş olabiliriz ama artık bunu birkaç dakika içinde ya da gerçek zamanlı olarak yapıyoruz.”   

Kolayca anlaşılabileceği şekilde, ABD bu yeni YZ sistemlerinin tam anlamıyla nasıl çalıştığı ya da topladıkları bilgileri hangi yollarla işlediği hususunda çok fazla bilgi paylaşmıyor; ancak netice itibarıyla daha kısa bir sürede daha fazla veri işleniyor. Bu üçüncü GIDE testi serisi yakın zamanda tamamlandı ve dördüncüsünün planı da yapılmış durumda.

‘AZINLIK RAPORU’NA DÖNÜŞEBİLİR Mİ?

Şu anda bu deneyler biraz -insanların henüz işlenmemiş oldukları suçlar nedeniyle tutuklandığı- ‘Azınlık Raporu’ (Minority Report) filmini anımsatsa da, yetkililer bunları geleceğe bakmanın yollarından ziyade, süper hızlı ve yüklü bir bilgi toplama biçimi olarak nitelendiriyor.

VanHerck, makine öğrenme sistemlerinin ürettiği verilere dayanarak tüm kararları hâlâ insanların verdiğinin altını çiziyor ve geliştirilmekte olan YZ’nin muhtemelen bunun tam tersinin değil, olayların hafifletildiği neticelerin önünü açacağını ifade ediyor.

VanHerck, “Gelecek günleri daha önceden görme yeteneği, bir karar verme imkânı sunuyor” diyor. “Bir harekât komutanı olarak benim açımdan karar verme alanı, potansiyel olarak, Savunma Bakanı ve hatta Başkan’a bu imkânı tanımak için caydırıcı seçenekleri oluşturmak üzere potansiyel olarak güçlerimizi konuşlandırmak.”

Makalenin orijinali Science Alert sitesinde yayımlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)