Pervin Buldan: Yaptığı tek şey sinevizyonda bizi göstermek
HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde partisinin mitinginde konuştu. Pervin Buldan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın miting konuşmaları için "Bir tek şey yapıyor. Yaptığı tek şey sinevizyonda bizleri göstermek" dedi.
DUVAR - HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, seçim çalışmalarını Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde yapılan miting ile sürdürdü. Soğuk ve yağışlı havaya rağmen toplanan kalabalığa hitap eden Buldan, güncel gelişmeleri değerlendirdi.
Buldan'ın konuşmasından önemli satır başlıkları şöyle:
EHMEDÊ XANÎ'NİN HEYKELİNİ YIKTILAR: Doğubeyazıt halkının seçmiş olduğu belediye eşbaşkanlarını görevden aldılar ve tutukladılar. Belediyeyi sizin iradeniz olmayan, sizin seçmediğiniz bir insana, kayyıma teslim ettiler. O kayyımlar her yerde aynı şeyi yaptılar. Burada da, Hakkari’de de, Şırnak’ta da gittikleri her yerde halkımızın değerlerine hakaret ettiler. Halkın değer verdiği insanların büstlerini, heykellerini yıktılar, isimlerini sildiler. Burada da aynı şeyi yaptılar; Ehmedê Xanî’nin büstünü, heykelini yıktılar, yerle bir ettiler. Buraya gelen kayyım, İsmail Beşikçi Caddesinin ismini kaldırdı. Kadın arkadaşlarımızın, yoldaşlarımızın gittiği kadın destek evini kaldırdı. Bu kayyımlar, bugün burada 31 Mart tarihinde Doğubeyazıt halkımızın, yani sizlerin vereceği karar ve göstereceği irade ile Allah’ın izni ile Ankara’ya postalanacaklar.
KAYYIM ZİHNİYETİNİ ANKARA'YA GÖNDERECEĞİZ: Bizim o kayyımlarla ilgili hazırladığımız rapora yasaklama kararı çıkardılar. 31 Mart tarihinde, o zihniyeti hep birlikte, kayyımı ile birlikte Ankara’ya, Saray’a, Tayyip’in yanına göndereceğiz. Tayyip Bey özellikle çözüm sürecinde Ehmedê Xanî’’ye büyük övgüler yağdırdı. Ehmedê Xanî’nin, Kürt halkı için değerini öve öve bitiremiyordu. Ehmedê Xanî, onların gözünde bitti. Ama bizim gözümüzde, yüreğimizde Ehmedê Xanî’ler ölmez, bitmez. Ehmedê Xanî’ler tükenmez.
SINIR KAPISI SADECE AK PARTİLİLERE HİZMET VERİYOR: Bugün, Doğubeyazıt halkının geçim sıkıntısının, işsizliğin ve yoksulluğun ne safhada olduğunu biliyoruz. Burada bir tane sınır kapısı var: Gürbulak sınır kapısı, Doğubeyazıt halkının işini ekmeğini kazandığı bir kapı. Ama bugün AKP’lilerin kapısı olmuş durumda. Doğubeyazıt halkı işsizlik ve yoksullukla boğuşurken o kapı sadece AKP ve yandaşlarına hizmet veriyor. Tayyip Bey gelsin, bir Doğubeyazıt meydanlarına baksın, işsiz insanları evine ekmek götüremeyen halkımızı burada görsün.
SİNEVİZYONA İKİ GÜN ARA VERMİŞLER: Bir tek şey yapıyor. Yaptığı tek şey sinevizyonda bizleri göstermek. Bizlere terörist, bölücü diyor. Bundan başka bir şey demiyor. Bir gelsin baksın, Doğubeyazıt’ı görsün, bir sonraki sinevizyonda “HDP halktır, halk burada” sloganlarını göstersin. Ama bunu göstermeye ve yapmaya ne cesaretleri var ne de bunu yapmak için bir siyasi iradeleri var. Onlar şimdi sinevizyonlarda, yaptıkları mitinglerde hani bizleri gösteriyorlar ya. Buna iki gündür ara vermişler.
YENİ ZELANDA'YI SEÇİM İÇİN KULLANIYOR: İki gündür Yeni Zelanda’da, iki camide yapılan katliamın görüntüsünü gösteriyorlar. Orada 50 insan çok acı bir şekilde hayatlarını kaybetti. Bunu oy almak için kendilerine çevirmek istiyorlar, kullanıyorlar. Ayıptır, günahtır, yazıktır!
O YARADAN SİZİ DE BİZİ DE YARATTI: Hani Tayyip Bey diyor ya “Yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz.” Ancak kendisinden olmayanı, kendisi gibi düşünmeyeni terörist olarak gören, özellikle HDP’yi terörist olarak gören bir anlayışa buradan cevap vermek istiyoruz. O yaradan sizi de bizi de yarattı. Aynı yaradan Hakkari’deki halkımı da Edirne’deki halkımı da Doğubeyazıt’taki halkımı da yarattı. Onun için sizin bu ülkedeki insanlar arasına halklar arasına bölücülükle, ayrımcılıkla, kutuplaşmayla, nifak tohumu sokmanıza asla izin vermeyeceğiz. Bu ülkede barış içinde özgürce yaşayacağız ve size inat bu ülkeyi terk etmeyeceğiz.
Sevgili Bazîdliler, bugün ekonomik sıkıntıdan ve krizden kaynaklı yaşadığınız bir çok sıkıntı var. Özellikle tarımcılığın, hayvancılığın bitirildiği ve bunun en fazla Doğubeyazıt’a, sizlere yansıdığını biliyoruz. İnsanlarımız artık hayvanlarına yem bile alamıyorlar. Hayvancılığı, tarımı bitirdiler. İnsanları sefalete, yoksulluğa mahkum ettiler. Ama şunu biliyoruz ki Doğubeyazıt halkı asla ve asla AKP’ye mahkum ve muhtaç değildir.
DEMOKRATİK AÇILIM İÇİN DEMİRTAŞ VE YÜKSELDAĞ'I SERBEST BIRAKIN: Bütün bunların üzerini örtmek için söyledikleri bir şey daha var. 17 yıllık iktidarlık dönemlerinde bu ülkeye özgürlük ve demokrasi getirdiklerini iddia ediyorlar. Her gün insanları tutuklayan, insanlar üzerinde baskı kuran, insanlara şiddet uygulayan, bu ülkeyi KHK ile yöneten, bu ülkenin aydınını, yazarını, barış isteyenini, akademisyenini, herkesi ama herkesi cezalandıran bir anlayışı getirdiler. Şimdi çıkmışlar diyorlar ki bu ülkeye demokrasi getirdik, bu ülkede açılımlar yaptık. Ancak Avrupa Birliği’ne girişin yollarının açılımdan geçtiğini bilmiyorlar. Ve bugün eğer Avrupa Birliği Türkiye’yi reddediyorsa, Avrupa Birliği’ne girişini engelliyorsa, demek ki siz doğru yolda değilsiniz, demek ki bir yerde yanlış yapıyorsunuz. Demek ki insanları tutuklamakla, insanları cezalandırmakla, insanların seçtiği temsilcileri, özellikle belediye eşbaşkanlarını görevden almakla, onların yerlerine kayyımlar atamakla, Selahattin Demirtaş’ı ve Figen Yüksekdağ’ı tutuklamakla, Mukaddes Kubilay’ı cezaevinde rehin tutmakla demokratik açılım yapılmıyor. Bu ülkeye gönülden sevdanız varsa, bu ülkenin geleceğini, yarınlarını, gençlerini, kadınlarını düşünüyorsanız ve bu ülkenin Avrupa Birliği’ne girmesini istiyorsanız o zaman gerçek anlamda demokratik açılımlar yapmaya ihtiyaç var. Demokratik açılımlar yapmanın yolları Kürt halkının değerlerini, taleplerini dinlemek ve yerine getirmekle sağlanır. Demokratik açılım, Selahattin Demirtaş’ı ve Figen Yüksekdağ’ı özgür bırakarak sağlanır.
TECRİT HER YERDE: Demokratik açılımı bugün 130’uncu gününe giren Leyla Güven’i dinlemekle yaparsınız. Sadece Leyla Güven değil. Bugün dünyanın birçok yerinde insanlar bedenlerini bir şey için açlığa yatırdılar. Şu anda kritik aşamaya gelindi, her an olumsuz bir şey duyabiliriz. İnsanların yaşamlarını yitirmeyeceği ve bu taleplerin yerine getirileceği bir dönemi acilen başlatmamız gerekiyor. Bu insanların talepleri İmralı Cezaevinde Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce son bulması ve kaldırılmasıdır. Sayın Öcalan da cezaevindeki herkes gibi ailesi ve avukatları ile görüştürülmelidir. Bu talep meşru ve yasal bir taleptir. Bu talebi reddetmek, görmezden gelmek, tecridin sadece ve sadece İmralı’da değil Türkiye’nin her yerinde uygulanmasını uzatmak demektir. Bunların hepsini görüyoruz. Tecrit, bütün her tarafa sirayet etmiş durumda. Bugün Türkiye’de herkes tecrit altındadır. Buradan çıkış noktası, bu tecritten çıkış Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ile mümkündür. Bir kez daha Adalet Bakanı'na çağrı yapıyoruz. Kendi çıkardığınız yasaları hayata geçirin. Bu yasaları yok saymak, kendi kendi kendinizle çelişmek anlamına geliyor.
BASKIYA CEVABI 31 MART'TA VERECEĞİZ: Bizler açısından 31 Mart tarihi önemli bir tarihtir. Bu kadar yok saymaya, baskıya bu kadar inkara; değerlerimizin, kadınlarımızın, gençlerimizin yaşadıklarının son bulmasına 31 Mart’ta cevap olacağız. Bu cevabımızı, kullanacağımız oylarımızla, göstereceğimiz irademizle, ellerimizi vicdanlarımıza koyarak, bizlere yapılanı, atanan kayyımların kültürümüz ve değerlerimize yaptıklarını hatırlayarak vereceğiz. Doğubeyazıt halkı da bir kez daha tarih yazacak. Bir kez daha bu başarının altına imza atacak. (HABER MERKEZİ)