"Lübnan hükümeti petrol ve gazın ülkenin mevcut durumuna ve gayri safi milli hasılaya olumlu etki edeceğine inanıyor. Eğer petrol ve gaz sektörleri yeniden işe başlarsa, bunun, IMF’den ve uluslararası toplumdan bulmaya çalıştıkları finansal desteği almalarına yardım edeceğini düşünüyorlar. İsrail açısından ise bu bir güvenlik meselesi. Eğer bir karasuları anlaşması yaparlarsa Lübnan ile aralarındaki krizleri ve gerilimleri yatıştırabilecekleri hissiyatındalar."
Lübnan korkunç bir ekonomik krizle boğuşuyor. Bir kısmı Lübnan açıklarında yer alan enerji yataklarının ekonominin toparlanmasına yardımcı olabileceği görüşü hâkim. Bu nedenle birkaç yıldır Lübnan karasularında yer alan potansiyel enerji yataklarında sondaj ve üretim yapılması için parsellerin belirlenmesi ve yabancı enerji devi şirketlerin yer aldığı konsorsiyumlar kurulması için hummalı bir çalışma yürütülüyor.
Ancak ortada ciddi bir sorun daha var; gaz ve petrol olduğu tahmin edilen bölgelerin bir kısmında İsrail de hak iddia ediyor ve iki ülke arasında hala karasuları sınırları belirlenmiş değil.
Lübnan tarafının talebi, İsrail’in olumlu bakması ve Amerika’nın desteği ile, Amerikalı bir arabulucu haftalardır Lübnan-İsrail arasında mekik dokuyor.
Zaman zaman İsrail ve Lübnan Hizbullah’ı arasında gerilimin yükselmesine sebep olan enerji yatakları konusunda tek sorun karasuları sınırı da değil.
Lübnanlı enerji uzmanı Laury Haytayan ile hem yeniden gündeme gelen savaş senaryolarını hem de Lübnan’daki genel durumu konuştuk.
Lübnan ve İsrail teknik olarak hala savaş halinde. İki ülke arasında doğrudan ilişkiler yok ancak Amerika’nın arabuluculuğunda karasuları sınırı belirleme müzakereleri devam ediyor. Bu sürece Lübnan’ın bakış açısı nasıl?
Lübnan 'karasuları sınırı' meselesine, karasuları sınırının tanımlanmasından çok gaz meselesi olarak bakıyor. Şimdiki hükümet petrol ve gazın ülkenin mevcut durumuna ve gayri safi milli hasılaya olumlu etki edeceğine inanıyor. Eğer petrol ve gaz sektörleri yeniden işe başlarsa, bunun, IMF’den ve uluslararası toplumdan bulmaya çalıştıkları finansal desteği almalarına yardım edeceğini düşünüyorlar.
İsrail açısından ise bu bir güvenlik meselesi. Eğer bir karasuları anlaşması yaparlarsa Lübnan ile aralarındaki krizleri ve gerilimleri yatıştırabilecekleri hissiyatındalar. Bu nedenle, her şeyin ötesinde, eğer Lübnan petrol ve gazı ekonomik sebeplerle kullanabilirse bu, Lübnan’ın İsrail ile savaşmaktan çok ekonomik kazanımlara odaklanmasına yol açacak.
Amerikalılar bu anlaşma ile politik sebeplerle ilgileniyor, anlaşmanın ne olduğu fark etmiyor, çünkü birbirlerine karşı olan bir Arap ülkesi ile İsrail arasındaki anlaşma iyiye işaret.
Bence şu anda tek mesele zamanlama çünkü (müzakere sürecine taraf olan) bütün ülkeler seçimlere kilitlenmiş durumda. ABD’de gelecek Kasım’da seçimler var. İsrail’de Kasım ayında genel seçimler var. Lübnan’da da Ekim ayının sonunda cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Seçim faktörü anlaşmanın zamanlaması konusunda etkili olabilir.
Lübnan, petrol ve gaz çıkarılması süreçlerini kotarabilecek durumda mı?
Lübnan, özellikle İsrail (karasuları) sınırında olan ve tartışmalı alan sayılan 9.uncu blok olmak üzere gaz sahalarının potansiyeli konusunda iyi bir dataya sahip olduğunu söylüyor ve bu bölgelerden faydalanmak istiyor.
Bu nedenle, eğer (karasuları sınırı konusunda) bir anlaşmaya varılırsa daha sonra ana operatör olan Fransız şirketi Total’in 9.uncu blokta sondaj çalışmaları yapmaması için hiçbir sebep kalmayacak. Total şu anda, “Sondaj yapmayacağım, petrol ve gaz için herhangi bir eyleme başlamayacağım çünkü ortada garanti yok” diyor.
Eğer Total bu bölgelerde petrol ve gaz bulursa bu Lübnan’ın gaz üreticisi olmasına ve petrolle birlikte gelen bütün kazanımlarıyla ekonomisine yardımcı olacak.
Ancak şunu unutmamak gerek ki, Lübnan’daki sistem ekonomik ve siyasi olarak çökmüş bir sistem. Bu nedenle otomatik olarak “Eğer gazı ve petrolü olursa Lübnan daha iyi bir pozisyona kavuşur” diyemeyiz. Bu (söylem), hükümetin anlatısı ve Amerika’nın itmesi. Ancak hepimiz biliyoruz ki Lübnan gibi çökmüş devletlerde, Lübnan’daki gibi zayıf kurumlarla, Lübnan’da mevcut olduğu gibi yolsuzlukla, petrolün ve gazın ekonomiye güvenli bir şekilde dahil olması mümkün değil.
Bu nedenle önce reformlar üzerinde çalışmalıyız, iyi bir yönetim için çalışmalıyız. Bu sayede petrol ülke ekonomisine olumlu anlamda yardımcı olabilir.
Müzakereler devam ederken İsrail tarafı Kariş adlı bölgeye bir sondaj gemisi gönderdi ve çalışmalar başladı. Lübnan ve İsrail basınlarında çıkan haberlere bakılırsa iki taraf da Kariş adı verilen bölgede hak iddia ediyor. Hatta yeni bir Hizbullah-İsrail savaşı senaryosunun da Kariş sebebiyle çıkabileceğini söyleyenler de var.
Öncelikle bir noktayı açıklığa kavuşturmama izin verin, Lübnan 2020’nin Ekim ayında müzakereler başladığında maksimalist taleple başlamıştı. Lübnan, Kariş’in tartışmalı bölgede yer aldığını ve Lübnan’ın bu bölgede hakları olduğunu iddia edebilirdi ancak yasal olarak herhangi bir iddiada bulunmadı. Bugün uluslararası hukuka göre, (Lübnan’ın) Kariş’e dair iddiaları yasal değil.
Hizbullah İsrail’i “eğer (Lübnan ile) bir anlaşma yapılmadan Kariş’te sondaj ve üretim yapmaya başlarsan sondaj platformlarını vururum” diyerek tehdit ediyordu.
Hizbullah’ın pozisyonu şu; petrol ve gaz bizim için çok önemli. Petrol ve gaz bizi IMF programlarından ve Amerikalıların müdahalelerinden koruyabilir.
Bu nedenle Hizbullah gaz ve petrol kaynaklardan faydalanılmasını istiyor.
Çözüm savaşa gitmek değil. Eğer petrol ve gazdan faydalanmak istiyorsanız istikrara ihtiyacınız var ve şirketlere Lübnan’a gelmeleri için garanti vermeniz gerekir.
Ülke olarak eğer, “savaşa gidebilirim” diyorsanız bu, şirketlere doğru sinyal vermeyecek aksine şirketleri Lübnan’da yatırım yapmaları konusunda daha çok korkutacaktır.
Bu nedenle eğer Hizbullah gaz ve petrol konusunun yeniden başlamasını istiyorsa savaşa gidemez; eğer Hizbullah’ın başka bir ajandası veya amacı yoksa ve bir savaş için gaz ve petrol meselesini bir savaş için bahane olarak kullanmıyorsa…
Bence gerginlikler Lübnan’ı daha iyi ve hızlı bir anlaşmaya kavuşturmak için çünkü IMF ile daha iyi bir anlaşma istiyorlar. Çünkü bugün IMF ile bir anlaşma (-nın gereklerinin) kabul edilmesi çok zor. Reform yapmak zorundalar, ancak bunu yapmak istemiyorlar. Petrol ve gazın ekonomik olarak yardım edeceğini düşünüyorlar; bu nedenle de çok kısa sürede anlaşmaya varmak için, savaşa gitmekle tehdit ederek İsrail üzerinde baskı kurmaya çalışıyorlar.
Lübnan’daki hükümetin, politikacıların, bürokratların reformlar konusunda bir yol haritası hazırlama girişimi var mı?
Hayır. Reform yapıyormuş gibiler ancak gerçekleşen reform yok. Çünkü herhangi bir reform (iç savaşın bittiği) 1990’lardan beri ülkeyi yöneten politik sınıfın ve siyasi partilerin çıkarlarına ters. Daha fazla fakirliğe, ülkenin darmadağınık olmasına veya çökmesine yol açsa bile herhangi bir reforma karşılar. Sadece kendilerinin ve kendilerinden olanların çıkarlarını umursuyorlar.
Lübnan halkı ile aynı gemideler. Eğer Lübnan batarsa mevcut siyasetçiler ve siyasi hareketler de ülke ile birlikte batacak.
Batmak… Hayır; bu politikacılar için özellikle de önde gelenler için geçerli değil. Bütün mal varlıkları Lübnan dışında, bütün paraları Lübnan dışında, hepsinin aileleri Lübnan dışında. Sadece güçlerini korumak istiyorlar ve bu nedenle herhangi bir reform yapmak istemiyorlar, güçlerini sağlamlaştırmak istiyorlar ve ülkenin çöküşünü umursamıyorlar. Ülkenin durumundan doğrudan etkilenmiyorlar çünkü sahip oldukları her şey ülke dışında ve patronaj sistemini ve sahip oldukları gücü korumak istiyorlar.
Lübnan’da günlük hayatınız nasıl?
Size günlük hayatımızla ilgili bir örnek vereyim; sabah kahvemi içmek için çok erken, saat 6’da kalkmak zorundayım çünkü sabah 7’de elektrik kesiliyor. 11’e kadar jeneratörlerin birkaç saat çalışmasını bekliyoruz; eğer jeneratörünüz varsa ve gerekli yakıtı alacak kadar şanslıysanız. O zaman bulaşık, ütü, duş alma gibi işlerimizi yapabiliyoruz. Öğle saat 12’de elektrik tekrar kesiliyor. Aynı zamanda internetimiz de yok çünkü interneti de kesiyorlar. Marketlerde her gün yeni fiyatlar var ve her gün fiyatlar yükseliyor. Petrol fiyatları çıldırmış durumda ve bu da (ülke ve şehir içinde) hareket etmeyi etkiliyor. Kamu çalışanları işe gitmiyor, bu nedenle kamu hizmetleri tamamen felç olmuş durumda.