Piyasanın krizine hafifletici maske

Devletler yardıma ihtiyacı olan kurumlara ve bireylere doğrudan nakit veya ayni yardımlar da bulunurlarken, medyada yer alan uluslararası kuruluşların verdikleri desteklerin doğrudan kişilere veya özel şirketlere ulaştırılamayacağı da göz önünde bulundurulması gereken başka bir gerçekliktir. Toplamda 11 trilyon dolar olarak açıklanan Covid-19 destek bütçelerinin sadece 6,6 trilyon dolarlık kısmı doğrudan şahıslara ve şirketlere ulaştırılacaktır.

Abone ol

Osman Sirkeci*

Korona virüsünün laboratuvarlarda yapay bir silah olarak mı üretildiği yoksa 20-30 yıl önce ikinci, üçüncü, dördüncü versiyonları zaten tespit edilmiş olduğundan bugün adından da anlaşılacağı gibi Covid-19 şeklinde ifade edilen bir virüsün tek başına gücünün yetemeyeceği bir ekonomik krizle karşı karşıya bulunuyoruz. Krizin ilk ortaya çıktığı günlerde birçok politik lider ya bu salgını “fırsata çevirmekten” bahsetmişti ya da bu konu hakkında verdiği demeçlerinden dolayı reytinginin artışına bağlamıştı. Ancak ilerleyen zaman nispeten hızlı bir oranda can kayıplarını arttırıp vaka sayısını yükselttikçe serbest piyasa ekonomisinin sihirli eli krize sarılarak piyasada ücretsize düşen maskeyi gerçek krizin gizlenmesinde kullanmaya başlamıştı bile çoktan.

AÇLIKTAN ÖLENLER KORONANIN 20 KATI

Kriz günleriyle birlikte önceleri medyada paylaşılmasına rağmen pek fazla dikkat çekmeyen araştırmalar, salgın hastalık senaryolarına karşı alınması gereken önlemler yeniden ısıtılarak medyaya sunuldu. Bill Gates’in beş sene önce söyledikleri, çeşitli istihbarat servislerinin kendi asli görevleri olarak kendi rutin çalışmaları kapsamında olası felaketler karşısında hazırladıkları 'en iyi senaryo', 'en kötü senaryo' biçimindeki raporlar yeniden gündemi belirlemeye başlamıştı. Ancak ilk günlerinden itibaren hiçbir ülkenin bir diğerinin sayısına inanmadığı, gündeme servis edilen koronanın sebep olduğu can kayıplarıyla, koronanın dışında normal ecelî olmayan ölümler kıyaslandığında, koronanın çok küçük oranlarda olduğu gözlerden kaç(ırıl)maktaydı.

.

Korona krizi başladığı günden bu yana zaman zaman Worldometers verilerine dayanarak oluşturduğumuz tablolarda korona krizinin sebep olduğu ölümlerin benzer türden sebepler arasında yer alan bulaşıcı hastalıklardan, kanserden, gripten ve benzeri bulaşıcı hastalıklardan 2019 yılında yaşamını kaybedenlerin 2020 yılı içindeki kendi arasındaki oransal dağılımında anormal bir farklılığın olmadığı açıkça görülmektedir.

Tablolarda görüleceği gibi küresel olarak 2020’nin yaklaşık ilk dört ayında korona virüsünün sebep olduğu toplam ölümlerin oranı hiçbir zaman yüzde 1 oranını geçmedi. Bu kıyaslamada bir yanılsama payı olup olamayacağını da sağlamak üzere 2019 yılı sonu rakamlarından oluşturulan tablolarla da kıyaslandığında 2020’nin dört ayı boyunca diğer bilinen hastalıklardan can kayıplarının toplam içindeki oranlarında da olağan dışı bir değişikliğin olmadığı da anlaşılmaktadır.

.

DESTEK PAKETLERİ ŞİRKETLERİ Mİ KURTARACAK HASTALIKLARI MI ÖNLEYECEK?

Aslında işin çok önemli olan ikinci bir yüzü var ki, o da bugün son bir buçuk ay içinde FED, IMF, EZB, BM, DB gibi küresel finans kuruluşlarının ulus devletlere krizi aşmak maksadıyla yürütülen çalışmaların, destek paketlerinin finansmanında kullanılmak üzere sundukları trilyonluk bütçelerin dağılımında ortaya çıkmaktadır. Başta 2,5 trilyon dolarlık destek paketi ile Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere 209 devletten 119’unun korona krizi kayıplarını telafi etmek üzere açıkladıkları kriz destek bütçelerinin toplamı yaklaşık 6,6 trilyon dolara yaklaşmış bulunmaktadır. Küresel kuruluşlarla birlikte bu rakam 11 trilyon dolar gibi görünmektedir. Ancak piyasa ekonomisinin sanal abartılı yapısını burada da gözden kaçırmamak gerekir. Devletler yardıma ihtiyacı olan kurumlara ve bireylere doğrudan nakit veya ayni yardımlar da bulunurlarken, medyada yer alan uluslararası kuruluşların verdikleri desteklerin doğrudan kişilere veya özel şirketlere ulaştırılamayacağı da göz önünde bulundurulması gereken başka bir gerçekliktir. Özet olarak toplamda 11 trilyon dolar olarak açıklanan Covid-19 destek bütçelerinin sadece 6,6 trilyon dolarlık kısmı doğrudan şahıslara ve şirketlere ulaştırılacaktır.

.

Korona virüsü, ölümlerine dair haber yığınları halinde 2020’nin ilk çeyreğini doldurdu. Azalan bir ivme ile de olsa 2020 yılı sonuna kadar böyle yönetilecek süreç. O kadar çok korona virüsü haberi var ki, bütün sosyal paylaşım gruplarından, her türlü televizyon kanalının, yazılı ve görsel medyanın köşe yazarlarının ve yazılarının, süreci nispeten geriden takip eden akademik makalelerin ana gündemini veya tamamını işgal ediyor. Bulvar gazetelerinden ciddi yayın organlarına kadar 7/24 korona virüsü ölümleri kayıtlarına dair verilerin doğru olup olmadığı tartışılıyor. Son zamanlarda korona günlerinin ne zaman biteceği, ulusal ve küresel olarak sürecin kontrol altına alınmaya başlandığı haberleri ve tabloları yayınlanmaya başlandı.

Bu arada yüksek risk biterse hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını genel olarak herkes tekrar ediyor. Bunlara bir de özellikle iktisatçılar ve siyasetçiler tarafından eklenen aslında korona krizi ile kapitalist piyasa ekonomisinin 2018 sonlarında başlayan, 2019’da derinleşen ekonomik krizi, 2020’de -ister korona virüsü gibi mucizevi bir felaket çıksın isterse başka bir gerekçe üretilsin- zaten hızla derinleşmiş ve düşüşe çoktan geçmişti bile.

Siyasetçilere ve klasik iktisatçılara sistemin doğası gereği sunulan bu salgın krizi piyasa ekonomisinin başarısızlıklarının ve dışsallıklarındaki negatifliklerinden kaynaklanan reel ekonomik krizi gizlemesinin maskesi olamayacaktır. Yoksulları cezalandırma aracı olarak anomalik sistemin bu komik krizi ne yapılırsa yapılsın piyasa ekonomisinin son iki yılda içine düştüğü bunalımı maskelemeye yetmeyecektir.

*Dr.