Polonyalı kadınlardan 'şimşek' hareketi
Perşembe günü -üyelerinin büyük bir çoğunluğu geçen sene mevcut iktidar tarafından atanmış- Anayasa Mahkemesi'nin kürtajı neredeyse tamamen yasaklayan kararının duyulması ile çoğunlukla kadınların oluşturduğu kalabalık bir grup soluğu sokaklarda aldı.
Harun Güney Akgül*
Polonya’da geçtiğimiz hafta günlük korona vakalarındaki önlemez yükseliş sonucu ülke genelinde restoran ve eğlence yerlerinin kapatılması beklenirken, zamanlama olarak manidar kabul edilebilecek bir günde Polonya Anayasa Mahkemesi kürtajı neredeyse tamamen yasaklayan bir karar aldı. Aynı hafta Vatikan’da Papa Francesco'nun, eşcinsellere medeni birliktelik hakkı verilmesini savunan açıklamasına karşı, Polonya Katolik kilisesinin bir cevabı olarak değerlendirilebilecek bir karara imza atan Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı sonrası, ülke genelinde kadınların ve gençlerin örgütlediği geniş katılımlı protesto gösterileri düzenleniyor.
Belarus’ta Lukaşenko karşıtı gösterileri demokrasi temelinde desteklediğini iddia eden, bu çerçevede Belaruslu muhaliflere maddi ve manevi katkı sunan iktidardaki muhafazakâr Hak ve Hukuk Partisi'nin (PiS) Polonya içerisinde izlediği antidemokratik politikaların ortaya büyük bir çelişki çıkardığından bir önceki yazımda bahsetmiştim. Bu çerçevede muhafazakâr iktidar gözünü Belarus’a çevirmişken, önce, hayvan haklarını iyileştiren bir düzenleme sırasında hükümetin diğer sağcı ortakları ile karşı karşıya geldi. Sağcı koalisyon bozulma aşamasına geldiği anda PiS lideri Jarosław Kaczyński’nin yeni kurulan kabinede başbakan yardımcılığı rolü alması ile birlikte kriz atlatıldı ama bu sefer de Anayasa Mahkemesi'nin almış olduğu kürtaj karşıtı karar ile birlikte Polonya’da siyaset tekrar ısındı. Üstelik tüm bu olaylar yaşanırken korona virüsü ile mücadelede Polonyalı yetkililer kontrolü yitirmeye başlamıştı.
Perşembe günü -üyelerinin büyük bir çoğunluğu geçen sene mevcut iktidar tarafından atanmış- Anayasa Mahkemesi'nin kürtajı neredeyse tamamen yasaklayan kararının duyulması ile çoğunlukla kadınların oluşturduğu kalabalık bir grup soluğu Kaczyński’nin evinin bulunduğu sokakta aldı. Polisin sert müdahalesinin ardından diğer şehirlerde de sokağa çıkan göstericilerin hedefinde, kararın arkasında olduğuna inanılan PiS ve Kilise yer alıyor. Cuma ve cumartesi günü de protestolara devam eden göstericiler daha sonra pazar günü kiliselerde düzenlenen ayinlerde eylem yaptı. “Kilisenin de kürtaja ihtiyacı var”, “Kürtaj hakkı için dua etmemize izin verin” gibi sloganlar ile kiliseye karşı seslerini duyurmaya çalışan göstericilere polis zaman zaman biber gazıyla müdahalede bulundu. Eylemcilerin pazartesi günü büyük şehirlerde polisin müdahalesinden kaçınmak için özellikle yaya geçitlerinde çember çizerek trafiği yavaşlatmaları ve birçok araç sahibinin kornaları ile göstericilere destek vermesine rağmen, Legia Warszawa futbol takımını destekleyen bir grup aşırı sağcının göstericilere müdahalede bulunmaya başlaması, önümüzdeki günlerde özellikle aşırı sağcıların da sokağa çıkacağının bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
“#StrajkKobiet” (kadın grevi) etiketiyle sosyal medyada da kısa sürede örgütlenen kadın hareketinin bir sonraki hedefinde, kadınların katılımıyla greve gitmek yer alıyor. Gösterilerde öne çıkan kadınlar içerisinde daha önce hiç oy kullanmamış lise öğrencilerinin çoğunlukta olması ve belki de ilk defa bir eylemde yer almış olmaları, yeni eylem modellerini de ortaya çıkarıyor. Özellikle kiliselerde düzenlenen ayinlerin basılmasında bu genç kesimin korkusuzluğunun rol oynadığını söyleyebiliriz.
Bu dönemde direnişinin simgesi olan, çoğunlukla elektrik panoları üzerinde görmeye alıştığımız uyarı işareti şimşek simgesi grafik tasarımcısı feminist Ola Jasionowska tarafından tasarlanmış. Jasionowska, Newsweek ile yaptığı röportajda simgenin verdiği anlamın açık olduğunu söylüyor; “Dikkatli olun, sizi uyarıyoruz, temel haklarımızdan mahrum kalmayı kabul etmiyoruz.” Gösterilerde de bu doğrultuda sloganlar atılıyor. Özellikle iktidar partisi PiS aleyhine atılan küfürlü slogan “Je*** PİS” duvarlara şifreli olarak “***** ***” işareti ile yazılıyor.
İktidarın hedefinde ise günlük 1200'e tırmanan korona virüsü vakalarının sorumlusu olarak protestocuları göstermek yer alıyor. Protesto gösterilerini vandallık ile eş tutan PiS iktidarı, Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararı hükümet ve kiliseden bağımsız olarak alınan bir karar olarak değerlendiriyor. Yapılan anketlerde halkın sadece yüzde altısının desteklediği kürtaj yasağında neden hükümetin bu kadar ısrarcı davrandığına gelince, burada kilisenin PiS iktidarı üzerindeki hâkimiyeti ortaya çıkıyor. Korona virüsü ile mücadelede kontrolü kaybeden, hastane doluluk oranlarında yüksek seviyelere şimdiden ulaşan Polonya’da, mahkemenin almış olduğu bu karar ile birlikte başlayan gösterilerin sonucunu şimdiden kestirmek güç. Buna rağmen Polonyalı kadınların pandemi döneminde başlattıkları bu zorlu mücadele ile birlikte haklarından vazgeçmeyeceklerini ve taviz vermeyeceklerini gösterdiler ve öyle görünüyor ki göstermeye de devam edecekler.
*Doktora öğrencisi, Wroclaw Üniversitesi Siyaset Bilimi