Her şeyden para alan devletimizin plastik poşeti yasaklamak yerine paraya bağlaması geçen yılın en önemli gündemi idi. Poşet tartışmaları kimilerine göre seçim sonuçlarını etkiledi, kimilerine göre seçim sürecinde “bardağı taşıran son damla” oldu. Geçen yıl yaşanan bu poşetten ücret alma tartışmasının ilk resmî rakamlarını artık açıklama zamanı geldi.
Şimdi izninizle sizlerle yılın ilk dokuz ayında tüketilen alışveriş poşeti sayısını, bunun için halkın cebinden çıkan parayı, yıl sonu itibariyle bu miktarlara dair tahminleri ve bu işte kimin cebinden ne kadar paranın kimin cebine gittiğine dair bilgileri paylaşayım.
Bu noktada üç uyarıyı da yapalım. Birincisi elimizde koca raporlar olmadığından bakanlıktan alınan birkaç rakamı mevzuat ile işlediğimi bilmeyenler için vurgulayayım. İkincisi bu işin arka planına dair bir bilgilendirmeyi geçmiş dönemde yaptığımı ve bunları bu sayfanın sonunda bulabileceğinizi belirteyim. Üçüncü olarak, bu verilerin gizli saklı veriler olmadığını, bakanın bizzat yaptığı açıklamadan aldığımı ve popüler olana kadar kimsenin ilgilenmeyeceğini bildiğimiz için bunu açıklama fırsatını kendimde gördüğüm için mutlu olduğumu belirteyim.
MİNİCİK POŞETLERDEN, 313 MİLYONLUK GELİR!
Yılın ilk dokuz ayında poşet üstünden bakanlığın hesabına yatan parayı biliyoruz. Poşetlerden tek tek 25 kuruş toplanarak ve bunun 15 kuruşu tek tek ayıklanarak bakanlığın hesabına yattı ve bu miktar 188 milyon TL’ye ulaştı. Evet doğru duydunuz, yazı ile yüz seksen sekiz milyon TL. Yani 18,8 milyar kuruş!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı “ben paramı alırım” politikası ile yılın ilk dokuz ayında bu kadar devasa bir gelir elde ederken bu işten şirketler ve vergi daireleri de kazandı. O 25 kuruşun 10 kuruşundan şirketler ve vergi olarak Hazine de payını aldı. Böylece 125 milyon TL de şirketlerin ve Hazine’nin cebine girdi. Özetle ilk dokuz ayda halkın cebinden 313 milyon TL çıktı.
Böyle giderse yıl sonuna kadar halkın cebinden çıkacak paranın 420 milyon TL’ye yaklaşmasını bekliyorum.
BEŞ POŞETİN DÖRDÜNÜ ALMADIK!
Bakanlık verilerine göre alışveriş poşeti kullanımı yüzde 22'ye düşmüş. Yani neredeyse her beş poşetin dördünü almamışız. Bu büyük başarı. Bunun da bakanlığın politikasının başarısından çok genelde sadece halktan para alma derdinde olan devlete, özelde ise yaptıkları tartışma götüren bakanlığa tepki olduğunu söyleyebiliriz.
Yine de o beş poşetin biri bile 1 milyar 250 milyon poşet demek. Yani yılın ilk dokuz ayında bir milyar iki yüz elli milyon poşete 25 kuruş para verilmiş. Demek ki poşet tüketimini yüzde 22’ye düşürenlerin alanlara da ulaşması ve tüketimi sıfırlamamız gerekiyor.
1 milyar 250 milyon poşet kişi başına 15 poşet demek. Yani yılda 20 poşet ortalama ki çok yüksek. Bunların hiçbiri geri dönüşmüyor, gıdamıza karışıyor.
İLK DOKUZ AYDA 2 MİLYON TON PLASTİK TOPRAĞA!
Ama kötü bir haberimiz var. Bu konuda devlet yasaklamak yerine poşet tüketimini nakde çevirmeye çalışınca pek çok insan manav poşetine yöneldi. Tabii ki bu rakamları bilmiyoruz. Tek bildiğimiz önceleri alışveriş poşeti kadar manav poşeti tükettiğimiz. Bugün alışveriş poşetleri azalmış olsa bile manav poşetlerine rağbet arttı.
Poşete para kaptırmak istemeyen halkımızın tasarrufu ile yaklaşık 75 bin ton poşet toprağa gitmekten kurtuldu. Peki diğer plastik ambalaj malzemeleri, yani buzdağının görünmez, konuşulmaz tarafı, yani toprağa gömülen plastik? Yılın ilk dokuz ayında iki milyon ton civarında plastik ambalaj malzemesinin toprağa gömüldüğünü geçen yılların verilerine bakarak söyleyebiliriz.
Toplanan paralar ile bakanlık belediyelerin çevre ile ilgili işlerine kaynak aktarıldığını ifade ediyor. Bu konuda tek bir şey söyleyeceğim. 25 kuruş büyük para. Bunun 15 kuruşundan toplanan 188 milyon TL çevre için hiç bir şey. Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin yol bakımına ve asfalt dökmeye harcadığı para 212,6 milyon TL. Yani bakanlığın ülkenin çevresine ayırdığı para Bursa’nın asfalta ayırdığı para bile değil.
POŞETİ YASAKLATIYORUZ!
Minik poşetlerden yüzlerce milyon TL’lik bir ekonomi yaratan bir iktidarımız var. Diğer yandan seçim sonuçlarını etkileyecek kadar karşı çıkan bir kitle de var. Madem resmi rakamı açıkladık, çözüm de açıklayalım. Bu işin çözümü henüz siyasette yok. Ama aslında biliyoruz. 2010 yılında üyesi olduğum tüketici örgütü ile “İklim İçin Yeşil File” kampanyası yapmış ve belediyeleri poşeti yasaklaması için zorlamıştık. O dönemde yasaklama kararı almış ve sonradan alan belediyeleri buradan açıklayayım. Bu belediyeler yasaklama sırası ile Yalova, Kadıköy, Nilüfer, Bakırköy, Muratpaşa, İnegöl, Edremit belediyeleri. O belediyeler bu işi büyütselerdi bugün bu noktada olmazdık. Biz de büyütseydik bu noktada olmazdık. Madem eksikliğimiz ortada, madem her beş poşetin dördünü almayan bir halkız, gelin bu belediyelerin ve diğerlerinin kapısını çalalım ve poşeti yasaklatalım! Tanıdıklarınız var ise lütfen bu tartışmayı kendilerine iletin. Böylece toprağa giden 25 kuruşluk poşetlerden hep beraber kurtulmanın yolunu açalım.