Prens Selman'a ABD'de 'Suriye davası': CIA'e rağmen Rusya'yı savaşa soktu

DUVAR - Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Suriye'deki iç savaşın kızıştığı 2015 yılında 'gizlice saf değiştirerek' Rusya'yı Beşar Esad yönetimi lehine müdahaleye teşvik ettiği öne sürüldü. İddiaya göre Selman, bu tarihte Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın etkisi altında kalarak, Körfez monarşileri açısından Suriye'de 'Esad'ın ayakta kalmasının, bir Müslüman Kardeşler devriminden daha iyi olacağına' kanaat getirdi. Selman'ın bu çerçevede, Suriye'de belirli silahlı isyancı gruplarına destek verilmesi yönünde ABD, İngiltere, Türkiye, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından yürütülen girişimlerden geri adım atarak Moskova'yla yakınlaştığı öne sürülüyor.

'TÜRKİYE'DEYKEN BASKI YAPIP İADEMİ İSTEDİ'

İddia, Suudi Arabistan'ın bir zamanlar iki numaralı istihbarat yetkilisi olan Saad el Cebri'ye ait. Prens Selman'la arası bozulunca önce Türkiye'ye, ardından da Kanada'ya kaçan Cebri, ABD'nin başkenti Washington DC'de veliaht prens aleyhine dava açtı. The Guardian gazetesinin haberine göre Cebri, Veliaht Prensi kendisini öldürmek için Türkiye'den Suudi Arabistan'a götürmeye ve sonrasında da Kanada'da bir ölüm timiyle suikast düzenlemeye çalışmakla suçluyor. Şikâyet dilekçesinde, Prens'in 2015'te Suriye'deki savaşta Amerikan çizgisinden koparak ani bir dış politika değişikliğine gittiği, Rusya'ya müdahale için gizlice yeşil ışık yaktığı savunuluyor.

'ESAD MÜSLÜMAN KARDEŞLER'DEN İYİDİR'

The Guardian gazetesinin bir kaynağı ise Şubat 2015'te, o dönem Suudi Arabistan Savunma Bakanı olan Prens Selman ile Şeyh Muhammed arasında Abu Dabi'de yapılan bir görüşmenin bu politika değişikliğinde etkili olduğunu öne sürdü. "Bu görüşme Selman'ın hırsları, vizyonu ve inançları açısından bir dönüm noktasıydı" diyen kaynak, Şeyh Muhammed'in, "Suriye'de bir Müslüman Kardeşler devrimi tehdidinin, Körfez monarşileri açısından, Esad'ın ayakta kalmasından kötü olacağı" tezini işlediğini anlattı.

İddiaya göre Abu Dabi Şeyhi Muhammed aynı zamanda, Selman'a, o dönem veliaht prens ve istihbarat şefi olan, Amerikan yönetimi ve CIA'le yakın ilişkileri bulunan kuzeni Muhammed bin Nayef'le rekabet etmek istiyorsa, Washington'ın ötesinde dostlar edinmesi telkininde de bulundu. Kaynağa göre Şeyh Muhammed Selman'ı, Çin ve Rusya'da yeni ittifaklar aramaya teşvik etti.

2015'TEKİ MOSKOVA ZİYARETİ KİLİT ÖNEMDE

The Guardian'ın diplomatik kaynaklarına göre, Selman bu tarihten sonra Suriye'de Esad yönetimine karşı savaşan silahlı isyancıları destekte geri adım atmaya başladı. Selman Haziran 2015'te gittiği Moskova'da petrol, uzay ve nükleer enerji üzerine anlaşmalar imzaladı; bu ziyarette Rusya'yı Suriye'deki savaşa girmeye teşvik ettiği de öne sürüldü.

'ESAD'A HAYAT ÖPÜCÜĞÜ VERDİ'

The Guardian'ın kaynağı, ABD'nin bu durumdan çok rahatsız olduğunu ve Prens Selman'a baskı yapmak adına, istihbarat yetkilisi Cebri'yle bir görüşme yapıldığını söyledi. Kaynak, "Amerikalılar küplere binmişti. Sanki Esad'a son darbe vurulmuş üzereyken MBS ona hayat öpücüğü vermiş gibiydi" dedi.

'CIA BAŞKANI ENDİŞELENİP GÖRÜŞMEYE ÇAĞIRDI'

Eski istihbarat yetkilisi Saad el Cebri'nin Washington'daki mahkemeye sunduğu şikâyet dilekçesindeki iddialar ise şöyle oldu:

* El Cebri, dava dosyasında, dönemin CIA Direktörü John Brennan'ın Selman'ın politika değişikliğinden rahatsız olduğunu ve bu nedenle, kendisiyle Temmuz ve Ağustos 2015'te görüştüğünü belirtti. El Cebri, "Brennan, Selman'ın Rusya'yı Suriye iç savaşına müdahaleye teşvik ettiğinden endişeli olduğunu dile getirdi, o dönem Rusya, Suriye iç savaşında bir taraf değildi" ifadelerini kullandı. Cebri dava dosyasında, Veliaht Prens'in, 'Tam da Esad yönetiminin düşmeye yaklaştığı bir dönemde Rusya'yı Suriye'ye müdahaleye davet ettiğini' belirtti.

* Cebri'ye göre Prens Selman, Brennan'ın bu endişelerini kendi otoritesine doğrudan meydan okuma olarak görüp öfkeyle karşıladı; Cebri de Brennan ile yaptığı görüşmelerin ardından 10 Eylül'de işinden oldu. Üç hafta sonra ise Rusya Suriye'deki savaşa müdahil oldu.

* Dilekçeye göre Cebri önce Türkiye'ye geldi; Suudi Arabistan'ın iade talepleri yanıtsız bırakılırken Kanada'ya sığındı.

* Cebri'nin 20 ve 21 yaşındaki iki çocuğunun mart ayında tutuklandığı ve kendilerinden o tarihten beri haber alınamadığı da dilekçede belirtiliyor. (DIŞ HABERLER)