Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Melih Bulu: Kapı kırıkmış, kelepçe o nedenle takılmış
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanması protesto edilen Prof. Dr. Melih Bulu, üniversite kapısına kelepçe takılmasını, "Takılan kelepçenin çok pratik bir nedeni var. Kapı kırıkmış" sözleriyle değerlendirdi. 2009 yılında aktif siyaseti bıraktığını kaydeden Prof. Dr. Melih Bulu, 2015'te AK Parti'den milletvekili aday adayı olduğunun hatırlatılması üzerine "Çok önemli değildi. Aktif siyaseti bıraktım" ifadelerini kullandı.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanması
akademisyen ve öğrenciler tarafından protesto edilen Prof. Dr.
Melih Bulu, Habertürk TV'de açıklamalarda bulundu.
2015 yılında AK Parti'den milletvekili aday adayı olan Melih Bulu,
kendisinin Boğaziçili olduğunu ve öğrencilerin zamanla kendisini
anlayacağını savundu. Öğrencilerin dünkü protestosunda polisin
üniversite kapısına kelepçe takmasını değerlendiren Bulu, "Takılan
kelepçenin çok pratik bir nedeni var. Kapı kırıkmış" dedi. Bulu
gözaltına alınan öğrencilerin çoğunun Boğaziçili olmadığını ve bazı
örgütlerle ilişkisi olduğunu öne sürdü. 2009 yılında aktif
siyaseti bıraktığını kaydeden Prof. Dr. Melih Bulu, "2015'te
milletvekili aday adayı oldunuz ama" sorusu üzerine "2015'te aday
adayı oldum ama çok önemli değildi. Bir kere aday oldum ama çok
önemli değil" cevabını verdi. Bulu doktora tezindeki intihal
iddiaları üzerine "Bütün dert tırnak içine almamış olmam" cevabını
verdi.
Prof. Dr. Melih Bulu'nun açıklamalarından satır başları
şöyle:
- Şöyle bir rektör seçimi üniversitelerde yok; yani hocalar oy
verecek rektör seçilecek. Böyle bir şey yok. Yani rektörler
atanıyor. Adaylar başvuruyor, çağrıya çıkıyor, komisyon
değerlendiriyor, mütevelliye sunuluyor. Devlet üniversitesi
olduğumuz için üç aşağı beş yukarı dünya ile aynı yöntemle
rektörleri seçiyoruz. Ben bir yönetim organizasyoncuyum, bir kurumu
yönetecek kişinin seçimle gelmesi zaten pek kullanılan bir yöntem
değil. Demokrasi tabii ki ülkelerin, iktidarın seçimlerinde çok
doğru yöntem. Siz bire bir oy vererek rektörü, bir şirketin genel
müdürünü seçemezsiniz.
- Öğrencileri bir yanlış bilgilendirme var. Benim Boğaziçi'nde 8
senem geçti. Ben bir Boğaziçili'yim.
- Ben dışarıdan yapılan ilk atama değilim. Benden önce de İTÜ'den bir rektör atandı. Ben de bir Boğaziçili'yim. Yüksek lisans ve doktoramı burada yaptım. Ortak ders verdim. Oradaki hocalarla yemek yediğim, içtiğim bir yerdir. Gökten zembille inmedim.
- (Atama mı seçilme mi?) O da doğru değil. Hocaların oy
verilmesiyle rektör seçilmesi büyük üniversitelerde yok. Rektörler
atanıyor. Yalnızca bunların farklı metodları var. Biz bir devlet
üniversitesi olduğumuz için, dünyadaki gelişmiş üniversitelerle
aynı şekilde seçiyoruz üç aşağı beş yukarı rektörü. Yönetici
kişinin seçimle gelmesi pek kullanılan ve verimli bir yöntem
değil.
- Ders verdiğim dönemde öğrenciler benimle ilgili çok şey
yazarlardı. İçim dışım birdir. Boğaziçi öğrencisi çok zekidir.
Onlar da hocalarını denemeyi sever. O nedenle bu tepkilere
alışığım. Açıkçası bir şey olacağını bekliyordum.
- Böyle bir provokasyonu öngörmedim. Tutuklanan insanlardan da
bu belli. Bu provokasyon olmasa biz standart Boğaziçi’nin
kültürünü görecektik. Beni tanımayan hocalar sırtını dönüyor ama
bin hocamız var. Hepsi tanımayabilir.
- (Gözaltına alınan öğrenciler) 17 tanesinden iki tanesi
sadece Boğaziçili. Boğaziçi öğrencileri buna nasıl izin verdi, bunu
bilmiyorum. Üniversiteli olmayan, alakasız insanlar var. Anladığım
kadarıyla bazı örgütlerin.
- Ben şunun talimatını veriyorum; Boğaziçi öğrencisi her tür protestoyu yapabilir, her yerde yapabilir. Boğaziçi öğrencisi olmayanları ise asla kampüse almayalım.
KAPI KIRIKMIŞ O NEDENLE KELEPÇE TAKILMIŞ
- Üniversite kapısına takılan kelepçenin çok pratik bir nedeni
var. Çünkü kapı kırıkmış. Çok fazla şey olduğu için, kapıyı
tutturmak için kelepçe takmışlar. Polis amirinin çözümüymüş. Tabii
ki Boğaziçili olmayan öğrencilerin güney kampüse girmeleri 150
yıllık binalara zarar verebilir, bunu kontrol edemeyiz. O nedenle
alınmamaları talimatını ben verdim. Olayları büyük çerçeveden
analiz etmek lazım. Bizim en istemediğimiz şey Boğaziçi'nin 150
yıllık varlığının harabeye dönmesi. Dün böyle bir şey oldu. Polis
orada doğrusunu yaptı. Boğaziçi'nin değerlerini bilmeyen insanların
girmesi bir filin züccaciye dükkanına girmesi gibi olacaktı.
- Kampüse polis davet edilmedi. Polis kampüsün önünde herhangi bir
şekilde öğrenci olmayanların girişini durdurmak amacıyla yer aldı.
Zaman içerisinde biz birbirimizi tanıdıkça nasıl verimli ve güzel
çalışacağımızı göreceğiz.
- İstifa etmem. Neden edeyim. Biz birbirimizi tanıdıkça, öğrencilerle irtibata geçtikçe bu değişecek. Zaman içinde birbirimizi tanıdıkça, verimli çalışacağımızı göreceğiz
'SİYASETE SHP'DE BAŞLADIM, BUNLAR GÖRÜLMÜYOR'
- ODTÜ'de okurken siyasete CHP'de başladım. Bunlarda biliniyor ama görülmüyor. Beni AK Partili olarak yansıtıyorlar. O zaman eski SHP'ydi. Eski Ankara Belediye başkanlarından Ali Dinçer yardımcı istemişti. O zaman o milletvekiliydi. Ben ona araştırma yapıyordum. Daha sonra Liberal demokrat Parti'den teklif vardı. Onların gençlik teşkilatını iki yıl yönettim. Ama ben siyasete hep bir akademisyen gözlüğü ile bakan birisiyim. Benim merakım yönetim ve organizasyon.
- AK Parti ile Boğaziçi'nde doktora yaparken tanıştım. AK Parti'nin kuruluş sürecinde yer almaya karar verdim. Onlar da sağ olsun dahil etti. Bu partilerin hepsi Türkiye’ye hizmet isteyen partiler. Ben buna da karşıyım. Bizim birleştirici olmamız lazım. Boğaziçi’nde de böyle birleştirici olmalıyız.
- 2009 yılında aktif siyaseti bıraktım. ('2015'te milletvekili aday adayı oldunuz ama' sorusu üzerine) 2015'te aday adayı oldum ama çok önemli değildi. Bir kere aday oldum ama çok önemli değil.
- Tekrar siyasete girmek gibi bir hedefim yok.
'İNTİHAL İDDİASI İFTİRA, BAZI ALINTILARI TIRNAK İÇİNE ALMAMIŞIM'
- (Doktora tezinde intihal iddiası) Bir kere bu intihal meselesi iftira. Orada teknik bir şey gibi duruyor ama benim doktora tezimde literatür kısmı vardır. Oradaki her şey diğerlerinden alıntıdır. En sonunda kaynaklar yazılmıştır. Bütün dert tırnak içine almamış olmam. Bizim önümüzde 'Böyle yapılacak' diye bir format da yoktu. Formatlar sürekli değişir. Bunun birçok standardı var. İşin özü aldığınız şeyin kaynağını yazmış mısınız? Yazmışız sonuçta.
- (80 darbesinden sonra ilk kez dışardan bir atama gerçekleşiyor iddiası doğru mu?) Hayır İTÜ'den bir atama var.
'BEN BÜYÜK RESMİ GÖRÜYORUM'
- Boğaziçi bizim gözbebeğimiz. En elit kurumlardan ve bilime en fazla katkı sunan yerlerden biri. Ona gözümüzün bebeği gibi bakmamız lazım. Ben bu refleksle Boğaziçi'ne bakıyorum. Hocalarımız, öğrencilerimiz bunu görmeyebilirler. Ben büyük resmi görüyorum. Boğaziçi'nde değişik mücadeleler olabilir. Buna engel olmamız lazım. Bizim Boğaziçi'ni mutlaka korumamız lazım. Bunlar anlaşıldıkça insanlarla daha iyi anlaşacağımızı düşünüyorum.
'BEN METALLICA DİNLEYEN BİR REKTÖRÜM'
- Konuştuğumuz hocalarım şunu soruyor. Boğaziçi kültürüne bir
şey yapacak mısınız? Ben Boğaziçiliyim. Ben hard rock, Metallica
dinleyen bir rektörüm. Bu kültürle ilgili en ufak bir şey
düşünmüyorum. Ama hocalarımızla mutlaka güncellemeleri. Bunu
paydaşlarla konuşarak yapacağız. Boğaziçi'ni ilk 100'e sokma
hedefim var. Şu anda 600'lerde. İki makaleme baksalar insanlar,
Boğaziçi'nin çok hızlı yükselebileceğini görürler. İddialı hedef
koymak lazım. Böyle iddialı bir hedef koymak lazım.
- Burada biraz da çuvaldızı kendimize batırmak istiyorum Boğaziçili
olarak. Boğaziçi'nin o tarafa, YÖK'e zaman ayırsa biraz, ben eminim
ki orada çok Boğaziçili olur. Boğaziçili kendini maalesef bu alanda
fildişi kuleye koymuştur. Ben Ankara'da daha çok Boğaziçili
olmasını düşünüyorum. YÖK'te, TÜBİTAK'ta olmamız lazım. Belki
Ankara'ya gidip gelmek zaman alıyor ama bizim daha çok Ankara'da
olmamız lazım.
(HABER MERKEZİ)