Prof. Köker: Erdoğan'ın üçüncü kez adaylığıyla ilgili vatandaşlar da YSK'ye itirazda bulunabilir

Kamu hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker, HDP'nin Demokratik Cumhuriyet Konferansı'nda, hukuken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üçüncü kez aday olamayacağını söyledi.

Abone ol

DUVAR - Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) düzenlediği, iki gün sürecek ve sekiz oturumdan oluşacak Demokratik Cumhuriyet Konferansı’nın ilk gününde geçtiğimiz yüzyılın muhasebesi yapıldı.

Konferansa katılan kamu hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığı üzerine devam eden tartışmalara ilişkin, "Muhalefetin ısrar etmemesi söz konusu olabilir ama vatandaşların da buna itiraz etmesi mümkün. Erdoğan, yeniden aday olmak isterse o zaman Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından biri de YSK'ye itirazda bulunabilir. Bu itiraz neticesinde YSK nihai kararını verecektir. Son sözü YSK söyleyecek. Sonra seçim süreci ilerleyecektir. Böylece Erdoğan olur da kazanırsa yine cumhurbaşkanı olacaktır. Erdoğan'ın üçüncü kez aday olamayacağı gibi bir konu anayasada çok açık olarak ifade edilmiştir. Bence Erdoğan'ın üçüncü kez adaylığı anayasaya aykırı. Bu konuda karar merci YSK olduğu için YSK'nin onayladığı bir adaylık sürecinden sonra gerçekleşen bir seçilme neticesinin hukuken tartışılması daha zor bir hal alacak. Ama tartışma devam edecek. Böyle bir durum ortaya çıkarsa Türkiye'de zaten var olan ciddi meşruiyet krizi derinleşerek devam edecek" dedi.

'DEVLET ORGANLARI, HUKUKA UYGUNLUK KONUSUNDA SINIFTA KALMA YARIŞI VERİYORLAR'

Seçim sürecinin demokratikliği üzerine açıklamalarda bulunan Köker, "Seçim sürecinin demokratik olması devlet organlarının hukuka uygun olarak bu süreci yürütmeleriyle yakından ilişkili. Maalesef Türkiye'de devlet organları, son 10 yıldır giderek artan bir biçimde hukuka uygunluk konusunda sınıfta kalma yarışı veriyorlar. Buna YSK de dahil oldu. Özellikle, 2017 referandumunda vermiş olduğu mühürsüz oyların geçerli sayılacağı yönündeki, kanunun açık hükmüne tamamen ters bir uygulamaya yönelen kararıyla... 'Türkiye'de her şey hukuka uygun olarak serbestçe ve adil bir seçim yapılacaktır' diyemiyorum maalesef. İmamoğlu'nun mahkumiyet kararı örneğin. Bu tip hakaret davalarında Türkiye yargısında alışılmadık derecede yüksek bir hapis cezası. Sanki siyasi yasaklı hale gelmesini sağlamak üzere verilmiş bir karar intibaını uyandıracak şekilde bir karar verildi ancak karar henüz kesinleştirilmedi." (HABER MERKEZİ)